İmar Affıyla Tahsis Edilen Taşınmazın Satılması
Gönderilme zamanı: 26 Kas 2021, 13:13
ÖZET: Dava, 2981 sayılı İmar Affı Kanunu uyarınca kendisine taşınmaz tahsis edilen kişinin bu taşınmazı başkasına temliki sonucu temellük edenin açtığı tescil davası olup; Kanun’un uygulamasına ilişkin Yönetmeliğin 25. Maddesi temellük edene bu tür bir dava açma hakkı vermekle birlikte; temellük edenin, 2981 Sayılı Kanun’un 13/2 maddesinde aranan koşullara sahip olup olmadığının araştırılması gerekir.
Y.14.HD E: 2011/1613 K: 2011/1983 T: 21.02.2011
Davacı, dava konusu taşınmazın 2981 sayılı İmar Affı Kanunu uyarınca hak sahibi olan dava dışı A… K… adına tahsis edildiğini, tahsis edilen taşınmazın kamu malı niteliğindeki yol üzerinde kalması nedeniyle kendisine enkaz bedeli ödenerek 21.06.1993 encümen kararı ile tahsis en 7213 ada 5 sayılı parselin bedeli karşılığı satışı yapıldığını, 11.01.1996 tarihinde ise dava dışı A… K….’ın hakkını satış sözleşmesiyle temlik aldıklarını belirterek adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, dava kabul edilmiş, davalının temyizi üzerine hükümDairemizin 16.12.2010 tarihli ilamıyla onanmıştır.
Davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre davalının, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan HUMK’un 440. Maddesindeki nedenlerden hiç birisine uymayan diğer karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2-Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı yasanın 1. Maddesi hükmüne göre kanunun amacı; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektedir.
Görülüyor ki; kanun imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Başka bir anlatımla, kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanunu’na dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, 3290 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 Sayılı Kanun’un Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. Maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanınmıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 Sayılı Kanun’dan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 Sayılı Kanun’un 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
Somut olayda; mahkemece yapılan bu saptama üzerinde durulmadan, davanın eksik inceleme ve araştırmayla hükme bağlanması doğru değildir. Temyiz olunan kararın bu nedenle bozulması gerekirken, yanılgı sonucu onandığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteminin açıklanan nedenle kabulü gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar düzeltme isteminin reddine, 2.Bent uyarınca kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 16.12.2010 tarih 2010/13188-14108 karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, 21.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Y.14.HD E: 2011/1613 K: 2011/1983 T: 21.02.2011
Davacı, dava konusu taşınmazın 2981 sayılı İmar Affı Kanunu uyarınca hak sahibi olan dava dışı A… K… adına tahsis edildiğini, tahsis edilen taşınmazın kamu malı niteliğindeki yol üzerinde kalması nedeniyle kendisine enkaz bedeli ödenerek 21.06.1993 encümen kararı ile tahsis en 7213 ada 5 sayılı parselin bedeli karşılığı satışı yapıldığını, 11.01.1996 tarihinde ise dava dışı A… K….’ın hakkını satış sözleşmesiyle temlik aldıklarını belirterek adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, dava kabul edilmiş, davalının temyizi üzerine hükümDairemizin 16.12.2010 tarihli ilamıyla onanmıştır.
Davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre davalının, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan HUMK’un 440. Maddesindeki nedenlerden hiç birisine uymayan diğer karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2-Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı yasanın 1. Maddesi hükmüne göre kanunun amacı; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemektedir.
Görülüyor ki; kanun imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki yapı maliklerini hedeflemiştir. Başka bir anlatımla, kanunda yazılanlar dışındaki kişilerin İmar Affı Kanunu’na dayanarak istemde bulunma olanakları yoktur. Ne var ki, 3290 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 Sayılı Kanun’un Uygulamasına Dair Yönetmeliğin 25. Maddesi, kanun kapsamında kalan kişilere yapılan tahsisin bunlar tarafından üçüncü kişilere temlikine imkan tanınmıştır. Ancak bu gibi durumlarda da tahsis sahiplerinden devralan kişilerin 2981 Sayılı Kanun’dan yararlanıp yararlanamayacağı hususunun araştırılması gerekir. 2981 Sayılı Kanun’un 13/a hükmüne göre, arsa tahsis edilecek kimselerin kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü işyeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması zorunludur.
Somut olayda; mahkemece yapılan bu saptama üzerinde durulmadan, davanın eksik inceleme ve araştırmayla hükme bağlanması doğru değildir. Temyiz olunan kararın bu nedenle bozulması gerekirken, yanılgı sonucu onandığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteminin açıklanan nedenle kabulü gerekmiştir.
SONUÇ:
Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar düzeltme isteminin reddine, 2.Bent uyarınca kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 16.12.2010 tarih 2010/13188-14108 karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, 21.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.