1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Kira İlişkisinde Faiz Sınırlaması

Gönderilme zamanı: 26 Kas 2021, 13:27
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/1323
KARAR NO : 2015/2030

Y A R G I T A Y İ L A M I


Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, asıl alacak yönünden dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına %20 icra inkar tazminatı olan 580 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine faize yönelik itirazın iptali ile faiz yönünden takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin asıl alacağa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı vekilinin faize ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Kira alacağının tahsili için Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2012/…. Esas nolu dosyasında takip yapıldığını, davalı borçlu süresi içerisinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, itirazının haksız ve dayanıksız olduğunu; davalının 6098 sayılı kanun gereği muacceliyet şartının geçersiz olduğunu ve faizinde yasal faiz olması gerektiğini belirtmiş ise de, davalının tacir olduğunu, taşınmazı ticari amaçlı kullandığını, bu nedenle faiz hususundaki savunmasının da yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise müvekkilinin borcu olmadığı, taşınmazın 26.12.2012 tarihinde tahliye edilip davacıya teslim edildiğini, davacılarda güvence parası olduğunu mahsup edildiğinde alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 346.maddesinde “Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez. Özelikle, kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.” hükmüne yer verilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un Geçmişe Etkili Olma başlıklı 2.maddesinde “Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, yine Görülmekte Olan Davalara İlişkin Uygulama başlıklı 7.maddesinde de “Türk Borçlar Kanunu'nun; kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120., aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesinin, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı” öngörülmüştür.

TBK 120. maddesinde "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.

Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz." hükmüne yer verilmiştir.

Olayımızda, Taraflar arasındaki uyuşmazlık 1.2.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kira sözleşmesine ilişkin hükümler TBK düzenlenmiştir. Bu nedenle taraflar tacirde olsa TBK düzenlenen faize ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Davacı alacaklı ödenmeyen kira bedelleri ile birlikte sözleşmenin 4. maddesine göre aylık %15 temerrüt faizi tahsilini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, kiracı hakkında Türk Borçlar Kanunu Yürürlük kanunu madde 7 gereğince, Türk Borçlar Kanunu'nun 120 maddesinin uygulanması gerekir. Mahkemece TBK 120/2 maddesi gereğince getirilen faiz sınırlaması nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle faiz alacağının tahsiline karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.