Kira Alacağının Tahsili için Takip ve Tahliye, Siyasi Partinin Temsili
Gönderilme zamanı: 26 Kas 2021, 13:27
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu
ESAS: 2014/1237
KARAR: 2015/32
Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması ve tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 3.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.06.2012 gün ve 2012/288 E., 2012/398 K. sayılı kararın incelenmesi davalı/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.11.2012 gün ve 2012/ 12724 E., 2012/14741 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kira alacağının tahsili için haciz ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar *** İlkadım İlçe Başkanlığı Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Yasası'nın 12. ve 13.maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 17 ve 18. maddelerinde tüzel kişilere yapılacak tebligat hususu düzenlenmiş olup, anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. *** Partisi Tüzüğünün 47/a maddesinde '' parti genel başkanı partiyi temsil eder '' düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre; tahliyesi istenen kiralanan davacı alacaklı tarafından 1.1.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi ile *** Partisi İlkadım İlçe Teşkilatına kiralanmıştır. Davalıya çıkartılan duruşma gününü bildirir davetiyede muhatap olarak *** Genel Başkanlığı gösterilmiş ise de; Tebligat adresi olarak *** İlkadım İlçe Başkanlığı'nın adresi yazıldığı için ilçe teşkilatına tebliğ edilmiştir. Bu durumda davetiyenin Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği kabul edilemez. Borçluya usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek,itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu iş yerinin davalıya 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verildiğini, davalının kira borcunu ödememesi nedeniyle müvekkili tarafından davalı aleyhine Samsun 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5930 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında imzaya itirazı olmadığı gibi akdi ilişkiyi de kabul ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ile takibin devamına, davalının mecurdan tahliyesine, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olmadığını, iş yerinin U.. C.. tarafından kiraya verildiğini, davacının kira sözleşmesinin tarafı olmadığını bu nedenle aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, husumetin *** Genel Başkanlığı’na yöneltilmesinin gerektiğini, davacı ile yapılan 27.05.2011 tarihli protokol uyarınca borcun yenilendiğini, protokol uyarınca 3.500 TL nin davacıya ödendiğini belirterek istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, *** Partisinin Tüzüğünün 47/a maddesi uyarınca partinin, parti genel başkanı tarafından temsil edileceğinin belirtildiği, söz konusu tüzüğe göre parti genel başkanının temsil yetkisinin bir kısmını istediği kişilere devredebileceği ve ilçe teşkilatında partiyi temsil edenin de ilçe başkanı olduğunun ifade edildiği, ilçe başkanının vekil vasıtasıyla takibe itiraz ettiği gerekçesiyle ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme hükmünü, davalı/borçlu vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; borçluya usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için “itirazın kaldırılması” isteminin hukuki niteliği ve usulü üzerinde durulması gerekmektedir.
İtirazın kaldırılması teknik anlamda bir dava olmayıp, borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine yine ilamsız icra prosedürü içinde devam edilmesini sağlayan bir yoldur. İlamsız icranın amaç edindiği çabukluk ve basitlik ilkelerini gerçekleştirmek üzere, alacaklıya borçlunun itirazını icra mahkemesinde çabuk ve basit şekilde kaldırma olanağı tanınmak üzere düzenlenmiştir.
İtirazın kaldırılması istemi üzerine, icra mahkemesi takip dosyasını icra dairesinden isteyecek ve uyuşmazlığı basit yargılama usulüne göre çözümleyecektir.
İcra Mahkemesinin incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapması gerektiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 70. maddesinde “İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.” şeklindeki hükümle açıkça ifade edilmiştir. Bu nedenle, icra mahkemesi alacaklı ve borçluyu en kısa sürede duruşmaya çağırmalı ve yasada belirlenen usule uygun biçimde uyuşmazlığı çözümlemelidir.
Yargısal uygulamada icra takibine vekilin itiraz etmiş olması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesi de gözetilerek itirazın kaldırılması istemli dilekçenin de vekile tebliğ edileceği, vekili olsa bile borçlunun bizzat itiraz etmesi halinde ise tebligatın borçluya yapılacağı benimsenmiştir. Burada amaç, savunmanın yasanın aradığı biçimde bir an önce ve gereği gibi yapılmasını sağlamaktır.
Bu nedenledir ki, vekil takibe itiraz etmiş ve yapılan tebliğ üzerine itirazın kaldırılması yargılamasını takip etmiş ise bu durumda -imzaya itiraz ayrık olmak üzere- vekile tebliğ geçerli ve yeterli olup, müvekkili borçluya ayrıca tebligat yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu açıklamalardan sonra 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu (SK)'nun ilgili hükmüne de değinmek gerekir:
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında, “Partiyi temsil yetkisi genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir” şeklinde siyasi partilerin genel başkan tarafından temsil edileceği belirtildikten sonra ilçe teşkilatı başlıklı 20. maddesinde, “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, ilçe kongresi, ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu ve belde teşkilatından meydana gelir.” denilerek ilçe teşkilatı açıklanmış, devamında da “Bu maddede yazılı kurulların görev ve yetkileri ile yedek üyelerinin sayısı ve ne suretle göreve çağrılacağı parti tüzüğünde gösterilir” hükmüne yer verilerek ilçe teşkilatının görev ve yetkilerinin belirlenmesi yetkisi parti tüzüğüne bırakılmıştır.
*** Partisi Tüzüğü’nün 47. maddesinde ise, Parti Genel Başkanının partiyi temsil edeceği, parti adına bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayınlamaya yetkili olduğu ve bu yetkisini görevlendireceği kimselere de kullandırabileceği belirtilmiştir.
Parti tüzüğünün “ilçe başkanı” başlıklı 20 maddesi: “…Yönetim kurulunun başkanı olan ilçe başkanı, görev aldığı ilçede, partiyi temsil eder…” şeklinde olup, “mali sorumluluk” başlıklı 111. maddesi ise “Partinin yapacağı giderler, sözleşmeler ve girişeceği taahhütler, Parti tüzel kişiliği adına; Genel Merkezde Merkez Yönetim Kurulu, illerde il yönetim kurulu, ilçelerde ilçe yönetim kurulu veya bu kurullar tarafından yetkili kılınan kişilerce yapılır…” şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye amacıyla takibe geçilmiştir. Takip talebinde borçlu *** Partisi Genel Başkanlığı, borçlunun adresi ise Merkez/Ankara olarak gösterilmiş olup, ödeme emri parti genel merkezine tebliğ edilmiştir.
*** Partisi İlkadım İlçe Başkanlığı tarafından parti tüzüğünün 20., 47. ve 111. maddeleri uyarınca vekil tayin edilen Av. H.. G.. 03.10.2011 tarihinde takibe itiraz ederek, takibin durdurulmasını istemiştir. Eldeki istek ise itirazın kaldırılmasına ilişkin olup; bu isteme yönelik dilekçe borçlu vekili Av. H.. G..’e tebliğ edilmiştir.
Az yukarda açıklandığı üzere, alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması istemli dilekçesinin icra dosyasında itirazda bulunan borçlu vekiline tebliğinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca Yerel Mahkemenin, dava dilekçesi ve duruşma gününün icra dosyasına itiraz dilekçesini sunan borçlu vekiline tebliğ edilmesiyle taraf teşkilinin sağlandığına ilişkin direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, Özel Dairece işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiş olup, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında; dava dilekçesinin borçlu *** Partisi Genel Başkanlığı’na yapılması gerektiği tebligat yapılan vekilin ilçe başkanlığı vekili olduğu, genel merkez adına tebligatı almaya yetkili olmadığı ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda belirtilen gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin direnmesi yerinde olduğundan, işin esasına yönelik davalı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6.HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, 14.01.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
ESAS: 2014/1237
KARAR: 2015/32
Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması ve tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 3.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.06.2012 gün ve 2012/288 E., 2012/398 K. sayılı kararın incelenmesi davalı/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.11.2012 gün ve 2012/ 12724 E., 2012/14741 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kira alacağının tahsili için haciz ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine karar *** İlkadım İlçe Başkanlığı Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Yasası'nın 12. ve 13.maddeleri ile Tebligat Tüzüğü'nün 17 ve 18. maddelerinde tüzel kişilere yapılacak tebligat hususu düzenlenmiş olup, anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. *** Partisi Tüzüğünün 47/a maddesinde '' parti genel başkanı partiyi temsil eder '' düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre; tahliyesi istenen kiralanan davacı alacaklı tarafından 1.1.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi ile *** Partisi İlkadım İlçe Teşkilatına kiralanmıştır. Davalıya çıkartılan duruşma gününü bildirir davetiyede muhatap olarak *** Genel Başkanlığı gösterilmiş ise de; Tebligat adresi olarak *** İlkadım İlçe Başkanlığı'nın adresi yazıldığı için ilçe teşkilatına tebliğ edilmiştir. Bu durumda davetiyenin Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği kabul edilemez. Borçluya usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek,itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu iş yerinin davalıya 01.01.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verildiğini, davalının kira borcunu ödememesi nedeniyle müvekkili tarafından davalı aleyhine Samsun 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5930 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında imzaya itirazı olmadığı gibi akdi ilişkiyi de kabul ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ile takibin devamına, davalının mecurdan tahliyesine, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, itirazın kaldırılması isteminin süresinde olmadığını, iş yerinin U.. C.. tarafından kiraya verildiğini, davacının kira sözleşmesinin tarafı olmadığını bu nedenle aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, husumetin *** Genel Başkanlığı’na yöneltilmesinin gerektiğini, davacı ile yapılan 27.05.2011 tarihli protokol uyarınca borcun yenilendiğini, protokol uyarınca 3.500 TL nin davacıya ödendiğini belirterek istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, *** Partisinin Tüzüğünün 47/a maddesi uyarınca partinin, parti genel başkanı tarafından temsil edileceğinin belirtildiği, söz konusu tüzüğe göre parti genel başkanının temsil yetkisinin bir kısmını istediği kişilere devredebileceği ve ilçe teşkilatında partiyi temsil edenin de ilçe başkanı olduğunun ifade edildiği, ilçe başkanının vekil vasıtasıyla takibe itiraz ettiği gerekçesiyle ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme hükmünü, davalı/borçlu vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu'nun önüne gelen uyuşmazlık; borçluya usulüne uygun duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için “itirazın kaldırılması” isteminin hukuki niteliği ve usulü üzerinde durulması gerekmektedir.
İtirazın kaldırılması teknik anlamda bir dava olmayıp, borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine yine ilamsız icra prosedürü içinde devam edilmesini sağlayan bir yoldur. İlamsız icranın amaç edindiği çabukluk ve basitlik ilkelerini gerçekleştirmek üzere, alacaklıya borçlunun itirazını icra mahkemesinde çabuk ve basit şekilde kaldırma olanağı tanınmak üzere düzenlenmiştir.
İtirazın kaldırılması istemi üzerine, icra mahkemesi takip dosyasını icra dairesinden isteyecek ve uyuşmazlığı basit yargılama usulüne göre çözümleyecektir.
İcra Mahkemesinin incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapması gerektiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 70. maddesinde “İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet eder ve 18 inci madde hükmüne göre kararını verir.” şeklindeki hükümle açıkça ifade edilmiştir. Bu nedenle, icra mahkemesi alacaklı ve borçluyu en kısa sürede duruşmaya çağırmalı ve yasada belirlenen usule uygun biçimde uyuşmazlığı çözümlemelidir.
Yargısal uygulamada icra takibine vekilin itiraz etmiş olması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesi de gözetilerek itirazın kaldırılması istemli dilekçenin de vekile tebliğ edileceği, vekili olsa bile borçlunun bizzat itiraz etmesi halinde ise tebligatın borçluya yapılacağı benimsenmiştir. Burada amaç, savunmanın yasanın aradığı biçimde bir an önce ve gereği gibi yapılmasını sağlamaktır.
Bu nedenledir ki, vekil takibe itiraz etmiş ve yapılan tebliğ üzerine itirazın kaldırılması yargılamasını takip etmiş ise bu durumda -imzaya itiraz ayrık olmak üzere- vekile tebliğ geçerli ve yeterli olup, müvekkili borçluya ayrıca tebligat yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu açıklamalardan sonra 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu (SK)'nun ilgili hükmüne de değinmek gerekir:
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrasında, “Partiyi temsil yetkisi genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir” şeklinde siyasi partilerin genel başkan tarafından temsil edileceği belirtildikten sonra ilçe teşkilatı başlıklı 20. maddesinde, “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, ilçe kongresi, ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu ve belde teşkilatından meydana gelir.” denilerek ilçe teşkilatı açıklanmış, devamında da “Bu maddede yazılı kurulların görev ve yetkileri ile yedek üyelerinin sayısı ve ne suretle göreve çağrılacağı parti tüzüğünde gösterilir” hükmüne yer verilerek ilçe teşkilatının görev ve yetkilerinin belirlenmesi yetkisi parti tüzüğüne bırakılmıştır.
*** Partisi Tüzüğü’nün 47. maddesinde ise, Parti Genel Başkanının partiyi temsil edeceği, parti adına bağlayıcı demeçler vermeye ve bildiriler yayınlamaya yetkili olduğu ve bu yetkisini görevlendireceği kimselere de kullandırabileceği belirtilmiştir.
Parti tüzüğünün “ilçe başkanı” başlıklı 20 maddesi: “…Yönetim kurulunun başkanı olan ilçe başkanı, görev aldığı ilçede, partiyi temsil eder…” şeklinde olup, “mali sorumluluk” başlıklı 111. maddesi ise “Partinin yapacağı giderler, sözleşmeler ve girişeceği taahhütler, Parti tüzel kişiliği adına; Genel Merkezde Merkez Yönetim Kurulu, illerde il yönetim kurulu, ilçelerde ilçe yönetim kurulu veya bu kurullar tarafından yetkili kılınan kişilerce yapılır…” şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye amacıyla takibe geçilmiştir. Takip talebinde borçlu *** Partisi Genel Başkanlığı, borçlunun adresi ise Merkez/Ankara olarak gösterilmiş olup, ödeme emri parti genel merkezine tebliğ edilmiştir.
*** Partisi İlkadım İlçe Başkanlığı tarafından parti tüzüğünün 20., 47. ve 111. maddeleri uyarınca vekil tayin edilen Av. H.. G.. 03.10.2011 tarihinde takibe itiraz ederek, takibin durdurulmasını istemiştir. Eldeki istek ise itirazın kaldırılmasına ilişkin olup; bu isteme yönelik dilekçe borçlu vekili Av. H.. G..’e tebliğ edilmiştir.
Az yukarda açıklandığı üzere, alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması istemli dilekçesinin icra dosyasında itirazda bulunan borçlu vekiline tebliğinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca Yerel Mahkemenin, dava dilekçesi ve duruşma gününün icra dosyasına itiraz dilekçesini sunan borçlu vekiline tebliğ edilmesiyle taraf teşkilinin sağlandığına ilişkin direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, Özel Dairece işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiş olup, dosyanın temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında; dava dilekçesinin borçlu *** Partisi Genel Başkanlığı’na yapılması gerektiği tebligat yapılan vekilin ilçe başkanlığı vekili olduğu, genel merkez adına tebligatı almaya yetkili olmadığı ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda belirtilen gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin direnmesi yerinde olduğundan, işin esasına yönelik davalı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6.HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, 14.01.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.