Haklı Bir Sebebe Dayalı İstifada Kıdem ve İhbar Tazminatları
Gönderilme zamanı: 26 Kas 2021, 21:38
Yargıtay 7.Hukuk Dairesi 2014/11165 Esas 2014/17713 Karar İçtihat
Taraflar arasında is sözlesmesinin davacı isçi tarafından "istifa" ile mi yoksa "davalı isveren" tarafından "fesihle" mi sona erdirildigi, davacı tarafça istifa varsa haklı sebebe dayanıp dayanmadıgı ve buna baglı olarak ta davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadıgı noktalarında uyusmazlık bulunmaktadır.
Davacı is sözlesmesini 18/08/2012 tarihli dilekçe ile sonlandırmıs bulunmaktadır. Davacının ayrılıs dilekçesinde sebep yazılmamıs olmakla birlikte dosya içeriginden davacının fazla çalısma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle ayrıldıgı anlasılmaktadır. Bu sebeplerle is sözlesmesini isçinin feshi haklı nedene dayanır. Davacının ihbar tazminatı isteginin reddine karar verilmesi dogru ise de kıdem tazminatı isteginin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
YARGITAY ILAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteginin süresinde oldugu anlasıldı,dosya incelendi, geregi görüsüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmis bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandıgı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların asagıdaki bentlerin kapsamı dısındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı yanında isçi olarak 08/08/2005 tarihinde çalısmaya basladıgını, müvekkilin davaya konu alacaklarının ödenmesi için davalıya yapmıs oldugu sifahi basvuruyu 18/08/2012 tarihinde tekrarladıgını, bunun üzerine sirket müdürünün müvekkili kameraların olmadıgı üst kata çıkarıp hakaret ederek hizmet akdine son verdigini, fazlaya dair faiz, alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilin almaya hak kazanacagı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacagı, fazla mesai alacagı, hafta tatili alacagı ve bayram tatili alacagının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmistir.
Davalı vekili, davacı isçinin hiçbir haklı sebep belirtmeksizin isyerinden ayrıldıgını, kendi el yazılı belgesi ile is akdine kendisinin son verdiginin açıkça belli oldugunu, davacının yıllık izin ücret alacagı ile kullanmadıgı genel tatil ücretin alacaklarının muhasebe birimince hesaplanmıs oldugunu davacıya bildirildigi halde almaktan imtina ettigini, bu sebeplerle davacının yıllık izin ücreti alacagı ile kullanmadıgı genel tatil ücretine iliskin toplam 5.016,00 TL dısında baskaca hiçbir hak ve alacagı bulunmadıgını belirterek davanın reddini savunmustur.
Mahkemece davacı tarafın is yerinden ayrıldıgına dair kendi isim ve imzasını tasıyan 18/08/2012 tarihli belge ve tanık anlatımları neticesinde davacı isçinin is akdini kendisinin sonlandırdıgı, dolayısıyla kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanmadıgı, bilirkisi tarafından
tespit olunan ve hesaplanan fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatil ücreti ve bayram tatil ücreti talepleri bakımından ise davacının alacagının mevcut oldugu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmistir.
Taraflar arasında is sözlesmesinin davacı isçi tarafından istifa ile mi yoksa davalı isveren tarafından
fesihle mi sona erdirildigi, davacı tarafça istifa varsa haklı sebebe dayanıp dayanmadıgı ve buna baglı olarak ta davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadıgı noktalarında uyusmazlık bulunmaktadır.
Isçinin emeginin karsılıgı olan ücret isçi için en önemli hak, isveren için en temel borçtur. 4857 sayılı Is Kanunu'nun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödenecegi kurala baglanmıstır. 5953 sayılı Basın Is Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin pesin ödenecegi yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu is sözlesmesinde kararlastırılmadıgı sürece isçinin ücreti bir ay çalısıldıktan sora ödenmelidir.
4857 sayılı Is Kanunu'nun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, genis anlamda ücret olarak degerlendirilmelidir. Ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da isçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
Davacı is sözlesmesini 18/08/2012 tarihli dilekçe ile sonlandırmıs bulunmaktadır. Davacının ayrılıs dilekçesinde sebep yazılmamıs olmakla birlikte dosya içeriginden davacının fazla çalısma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle ayrıldıgı anlasılmaktadır. Bu sebeplerle is sözlesmesini isçinin feshi haklı nedene dayanır. Davacının ihbar tazminatı isteginin reddine karar verilmesi dogru ise de kıdem tazminatı isteginin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
3-Davacı isçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadıgı hususu taraflar arasında uyusmazlık konusudur. 4857 sayılı Is Kanununun46. maddesinde isçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmis olan is günlerinde çalısmıs olması kosuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulundugu açıklanmıstır. Isçinin hafta tatili gününde çalısma karsılıgı olmaksızın bir günlükücrete hak kazanacagı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmistir. Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun sekilde hafta tatili izni kullandıgından söz edilemez. Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamıs sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu sekilde olmakla birlikte, isçiye Pazar günü dısında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür. Hafta tatili gününde çalıstıgını iddia eden isçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına iliskin kurallar burada da geçerlidir. Isçinin imzasını tasıyan bordro sahteligi ispat edilinceye kadar kesin delil niteligindedir. Bir baska anlatımla bordronun sahteligi ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldıgı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün bos olması ya da bordronun imza tasımaması halinde isçi,hafta tatilinde çalısma yaptıgını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalısıldıgının ispatı konusunda isyeri kayıtları, özellikle isyerine giris çıkısı gösteren belgeler, isyeri iç yazısmaları, yazılı delil niteligindedir. Ancak,sözü edilen çalısmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmis oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dısında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Imzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendigi anlasılıyorsa, isçi tarafındandaha fazla çalısıldıgının ileri sürülmesi mümkün degildir. Ancak, isçininhafta tatili alacagının bordroda
görünenden daha fazla oldugu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde,hafta tatili çalısmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karsın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, isçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olanın dısında hafta tatillerinde çalısmaların yazılı delille kanıtlaması gerekir. Isçiye bordro imzalatılmadıgı halde, hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay degisik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemis olması, ödenenin üzerinde hafta tatili çalısması yapıldıgının yazılı delille ispatlanması gerektigi sonucunu dogurmaktadır.
Hafta tatili çalısmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. Isyerinde çalısma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına deger verilemez.
Somut olayda, mahkemece de kabul edildigi üzere davacı Subat 2011 tarihinden sonra 18-08 saatleri arasında 1 gün çalısıp 1 gün çalısmamıstır. Böyle bir durumda davacının aralıksız 24 saat çalısma yapmadıgı anlasılmasına göre bu dönem için hafta tatili hesaplaması yapan hatalı bilirkisi raporuna itibarla hüküm kurulmus olması da ayrı bir bozma sebebidir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
KARAR : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, pesin alınan temyiz harcının istek halinde, taraflara iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirligiyle karar verildi.
Taraflar arasında is sözlesmesinin davacı isçi tarafından "istifa" ile mi yoksa "davalı isveren" tarafından "fesihle" mi sona erdirildigi, davacı tarafça istifa varsa haklı sebebe dayanıp dayanmadıgı ve buna baglı olarak ta davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadıgı noktalarında uyusmazlık bulunmaktadır.
Davacı is sözlesmesini 18/08/2012 tarihli dilekçe ile sonlandırmıs bulunmaktadır. Davacının ayrılıs dilekçesinde sebep yazılmamıs olmakla birlikte dosya içeriginden davacının fazla çalısma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle ayrıldıgı anlasılmaktadır. Bu sebeplerle is sözlesmesini isçinin feshi haklı nedene dayanır. Davacının ihbar tazminatı isteginin reddine karar verilmesi dogru ise de kıdem tazminatı isteginin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
YARGITAY ILAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteginin süresinde oldugu anlasıldı,dosya incelendi, geregi görüsüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmis bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandıgı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların asagıdaki bentlerin kapsamı dısındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı yanında isçi olarak 08/08/2005 tarihinde çalısmaya basladıgını, müvekkilin davaya konu alacaklarının ödenmesi için davalıya yapmıs oldugu sifahi basvuruyu 18/08/2012 tarihinde tekrarladıgını, bunun üzerine sirket müdürünün müvekkili kameraların olmadıgı üst kata çıkarıp hakaret ederek hizmet akdine son verdigini, fazlaya dair faiz, alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilin almaya hak kazanacagı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacagı, fazla mesai alacagı, hafta tatili alacagı ve bayram tatili alacagının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmistir.
Davalı vekili, davacı isçinin hiçbir haklı sebep belirtmeksizin isyerinden ayrıldıgını, kendi el yazılı belgesi ile is akdine kendisinin son verdiginin açıkça belli oldugunu, davacının yıllık izin ücret alacagı ile kullanmadıgı genel tatil ücretin alacaklarının muhasebe birimince hesaplanmıs oldugunu davacıya bildirildigi halde almaktan imtina ettigini, bu sebeplerle davacının yıllık izin ücreti alacagı ile kullanmadıgı genel tatil ücretine iliskin toplam 5.016,00 TL dısında baskaca hiçbir hak ve alacagı bulunmadıgını belirterek davanın reddini savunmustur.
Mahkemece davacı tarafın is yerinden ayrıldıgına dair kendi isim ve imzasını tasıyan 18/08/2012 tarihli belge ve tanık anlatımları neticesinde davacı isçinin is akdini kendisinin sonlandırdıgı, dolayısıyla kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanmadıgı, bilirkisi tarafından
tespit olunan ve hesaplanan fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatil ücreti ve bayram tatil ücreti talepleri bakımından ise davacının alacagının mevcut oldugu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmistir.
Taraflar arasında is sözlesmesinin davacı isçi tarafından istifa ile mi yoksa davalı isveren tarafından
fesihle mi sona erdirildigi, davacı tarafça istifa varsa haklı sebebe dayanıp dayanmadıgı ve buna baglı olarak ta davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadıgı noktalarında uyusmazlık bulunmaktadır.
Isçinin emeginin karsılıgı olan ücret isçi için en önemli hak, isveren için en temel borçtur. 4857 sayılı Is Kanunu'nun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödenecegi kurala baglanmıstır. 5953 sayılı Basın Is Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin pesin ödenecegi yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu is sözlesmesinde kararlastırılmadıgı sürece isçinin ücreti bir ay çalısıldıktan sora ödenmelidir.
4857 sayılı Is Kanunu'nun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, genis anlamda ücret olarak degerlendirilmelidir. Ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da isçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
Davacı is sözlesmesini 18/08/2012 tarihli dilekçe ile sonlandırmıs bulunmaktadır. Davacının ayrılıs dilekçesinde sebep yazılmamıs olmakla birlikte dosya içeriginden davacının fazla çalısma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle ayrıldıgı anlasılmaktadır. Bu sebeplerle is sözlesmesini isçinin feshi haklı nedene dayanır. Davacının ihbar tazminatı isteginin reddine karar verilmesi dogru ise de kıdem tazminatı isteginin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
3-Davacı isçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadıgı hususu taraflar arasında uyusmazlık konusudur. 4857 sayılı Is Kanununun46. maddesinde isçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmis olan is günlerinde çalısmıs olması kosuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulundugu açıklanmıstır. Isçinin hafta tatili gününde çalısma karsılıgı olmaksızın bir günlükücrete hak kazanacagı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmistir. Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun sekilde hafta tatili izni kullandıgından söz edilemez. Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamıs sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu sekilde olmakla birlikte, isçiye Pazar günü dısında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür. Hafta tatili gününde çalıstıgını iddia eden isçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına iliskin kurallar burada da geçerlidir. Isçinin imzasını tasıyan bordro sahteligi ispat edilinceye kadar kesin delil niteligindedir. Bir baska anlatımla bordronun sahteligi ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldıgı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün bos olması ya da bordronun imza tasımaması halinde isçi,hafta tatilinde çalısma yaptıgını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalısıldıgının ispatı konusunda isyeri kayıtları, özellikle isyerine giris çıkısı gösteren belgeler, isyeri iç yazısmaları, yazılı delil niteligindedir. Ancak,sözü edilen çalısmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmis oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dısında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Imzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendigi anlasılıyorsa, isçi tarafındandaha fazla çalısıldıgının ileri sürülmesi mümkün degildir. Ancak, isçininhafta tatili alacagının bordroda
görünenden daha fazla oldugu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde,hafta tatili çalısmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karsın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, isçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olanın dısında hafta tatillerinde çalısmaların yazılı delille kanıtlaması gerekir. Isçiye bordro imzalatılmadıgı halde, hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay degisik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemis olması, ödenenin üzerinde hafta tatili çalısması yapıldıgının yazılı delille ispatlanması gerektigi sonucunu dogurmaktadır.
Hafta tatili çalısmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. Isyerinde çalısma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına deger verilemez.
Somut olayda, mahkemece de kabul edildigi üzere davacı Subat 2011 tarihinden sonra 18-08 saatleri arasında 1 gün çalısıp 1 gün çalısmamıstır. Böyle bir durumda davacının aralıksız 24 saat çalısma yapmadıgı anlasılmasına göre bu dönem için hafta tatili hesaplaması yapan hatalı bilirkisi raporuna itibarla hüküm kurulmus olması da ayrı bir bozma sebebidir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
KARAR : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, pesin alınan temyiz harcının istek halinde, taraflara iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirligiyle karar verildi.