Haciz İhbarnamesinin Tebliğinden Sonra Doğacak Alacaklar da Gönderilebilir
Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 10:41
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13785
KARAR NO: 2013/22857
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi H.K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, Ankara İl Özel İdaresi nezdindeki doğmamış alacaklarının haczi için İİK.nun 89/1.gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini belirterek doğmamış alacaklarının haczi işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabulü ile haciz işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının haczi için İİK. 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi, üçüncü kişinin hukukunu ilgilendiren bir durum olup, borçlu, ancak, İİK. 82 veya 83. maddesine dayalı haczedilmezlik iddiasında bulunabilir. Üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle üçüncü kişinin, haciz müzekkeresinin gereğini yerine getirerek daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesinde yasal bir engel yoktur. Bu şekilde borçlu borcundan kurtulacağından ve böyle bir haciz işlemi borçlu değil üçüncü kişiye külfet yükleyeceğinden borçlunun böyle bir şikayette bulunmasında hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı muhakkaktır.
O halde, mahkemece, şikayetin reddi yerine yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13785
KARAR NO: 2013/22857
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi H.K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, Ankara İl Özel İdaresi nezdindeki doğmamış alacaklarının haczi için İİK.nun 89/1.gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini belirterek doğmamış alacaklarının haczi işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabulü ile haciz işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının haczi için İİK. 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi, üçüncü kişinin hukukunu ilgilendiren bir durum olup, borçlu, ancak, İİK. 82 veya 83. maddesine dayalı haczedilmezlik iddiasında bulunabilir. Üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle üçüncü kişinin, haciz müzekkeresinin gereğini yerine getirerek daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesinde yasal bir engel yoktur. Bu şekilde borçlu borcundan kurtulacağından ve böyle bir haciz işlemi borçlu değil üçüncü kişiye külfet yükleyeceğinden borçlunun böyle bir şikayette bulunmasında hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı muhakkaktır.
O halde, mahkemece, şikayetin reddi yerine yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.