1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Maaş Üzerindeki Birden Fazla Haczin Sıralaması İcra Dairesince Yapılır

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 11:06
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/1092
KARAR NO: 2015/3780



Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.


- K A R A R -
Davacı Vekili, davalı borçlu hakkında müvekkili bankaca 16.04.2014 tarihinde 44.656,42 TL asıl alacağın faizi ve fer'ileriyle birlikte tahsili için K. 4. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1188 esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri kendisine tebliğ edilen davalı borçlunun süresi içerisinde yetkiye itiaz ederek takibi durdurduğunu, borçlu hakkında muvazaalı icra takibinin yapıldığını, polis memuru olan borçlunun alacaklı davalı M.F. ile hiçbir ticari münasebeti bulunmadığını, ileri sürerek, müvekkili bankanın alacağının ilk sıraya alınmasına, icra dosyasına girecek paraların K. İcra Müdürlüğü'nün 2014/53 esas sayılı icra takip dosyasında alacaklı olan davacı Akbank A.Ş 'ye ödenmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, M.F.B., davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının borç ilişkisine yönelik muvazaa iddiasını ispatı için sadece akrabalık olduğunu ileri sürdüğü ve bunun dışında hiç bir delil sunulmadığı, dolayısıyla bu iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dosya kapsamına göre, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizler, borçlunun görev yaptığı Emniyet Müdürlüğü'nce sıraya konulmuş olup, davacı tarafça Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamada ilk sırada yer verilen davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İİK'nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğü'nce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğü'nce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine Emniyet Müdürlüğü'nce bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Dairemizin 14.01.2014 tarih ve 2013/7887 E., 2014/82 K. sayılı ilamı bu yöndedir.

Bu durumda mahkemenin Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarındaki ilkelere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi doğru olmamıştır. Zira, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK'nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür.

Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19. (818 sayılı BK'nın 18 ) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile bu madde kapsamındaki genel ilkelere ve ispat usulüne uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.