1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İİK'nın 72/2. Maddesine Dayalı Tedbir Kararı İhtiyati Haczin İnfazını Engellemez

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 11:12
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/8471
KARAR NO: 2015/17229



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklının İ. 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.01.2015 tarih ve 2015/23 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının infazı isteğiyle icra dairesine başvurduğu ve aynı tarihte borçlunun menkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, daha sonra alacaklı tarafından 13.01.2015 tarihinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığı, bilahare örnek 10 numaralı ödeme emri tebliğ edilen borçlu şirketin diğer borçlu ve alacaklı şirket aleyhine icra takibinden önce açtığı İ. 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1473 Esas sayılı dosyasında görülen menfi tespit davası kapsamında takip konusu çekle ilgili olarak ''İİK. 72/2. maddesi gereğince takibe konu edilmemesi yönünde'' verilen ihtiyati tedbir kararına istinaden icra müdürlüğünden ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, anılan istemin icra müdürlüğünce reddine karar verildiği ve borçlu tarafından sözü edilen icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, ihtiyati haciz; İİK'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK'nun 264. maddesindeki ihtiyati haczi yaptıran alacaklının yedi gün içerisinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecbur olduğuna ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere; ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan ve HMK'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri, ancak daha etkili bir tedbir işlemi olduğundan bir takip muamelesi sayılamaz. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, İİK'nun 72/2. maddesine dayalı olarak icra takibi hakkında verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmez.

Öte yandan, ihtiyati tedbir kararında, tedbirin ihtiyati hacizleri kapsayacağı açıkça belirtilmediğinden; söz konusu tedbir kararı, ihtiyati haczin uygulanmasını engeller mahiyette değildir.

O halde, mahkemece yukarıda değinilen açıklamalar gözönünde bulundurularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.