1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Maaş haczinin fekkinden sonra yeniden haczedilebilmesi için yeni muvafakat gereklidir

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:06
gönderen Hepsihukuk
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/26928
Karar No:2015/2217

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı vekili, usulüne uygun olarak kesinleşen takipte, haczin fekki ve tekrar haciz talebinin her zaman mümkün olduğunu, bunun için protokol sunma zorunluluğu bulunmadığını ve hacizler fekkedilirken alacak haklarının saklı tutulduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün borçlunun taşınmaz ve emekli maaşının haczi talebinin reddine ilişkin verdiği kararın iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayetin kabulü ile işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

5510 Sayılı Yasa'nın 93. maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez" düzenlemesi yer almaktadır.

Öte yandan, 5510 Sayılı Yasa'nın 93. maddesinde değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Yasa'nın 32/2-b maddesine göre; "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir". Bu düzenleme, İİK'nun 83/a maddesine göre özel nitelikte olduğundan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczinde, takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakati geçerlidir. Bir diğer anlatımla, 5838 Sayılı Yasa'nın 32/2-b maddesi ile yapılan düzenleme usule değil esasa ilişkin olup, İİK'nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılır ve öncelikle tatbik edilir.

Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğüne 01.03.2013 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile maaşından kesinti yapılmasını muvafakat ettiği, borçlunun bu beyanı esas alınarak icra müdürlüğü tarafından borçlunun emekli maaşından kesinti yapılmaya başlandığı, ancak alacaklının haczin kaldırılmasına ilişkin talebi üzerine, emekli maaşına konulan haczin kaldırılması için yazı yazıldığı, alacaklı tarafından borçlunun almakta olduğu emekli maaşına ve taşınmazlarına haciz konulması için 30.06.2014 tarihinde icra müdürlüğüne talepte bulunduğu, bu talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Borçlunun emekli maaşına konulan her haciz, kendi özgün koşulları içinde ve ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Konulan her haczin, öncekinden farklı olarak ayrıca bir şikayet hakkı doğuracağı ise tartışmasızdır. Dolayısıyla 01.03.2013 tarihinde borçlu tarafından verilen muvafakate dayanılarak yapılan haciz işlemi alacaklının talebiyle kaldırıldığına göre, yeniden haciz konulabilmesi için borçlu tarafından yeniden muvafakat verilmesi gerekir. Aksi halde muvafakatin takip sonuna kadar devam edeceği gibi bir sonuç ortaya çıkar. Öte yandan, haczi talep edilen mal veya hakkın haczinin caiz olup olmadığını değerlendirerek 82/son madde hükmüne göre talebin kabulü veya reddine karar vermek durumunda olan icra müdürünün, 30.06.2014 günü yapılan son haciz talep tarihi itibarı ile borçlunun emekli maaşının haczine ilişkin muvafakatinin bulunmadığını nazara alarak emekli maaşının haczi talebini bu gerekçeyle reddetmesi gerektiğinden, şikayete konu işlem, emekli maaşının haczi talebinin reddine ilişkin kısım yönünden sonucu itibarı ile doğrudur.

O halde, mahkemece; alacaklının, borçlunun emekli maaşının haczine ilişkin istemi yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken alacaklının bu husustaki istemini de kapsar biçimde şikayet konusu işlemin tümüyle iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.