Kabul Edilen Tapu İptali ve Tescil Davasının Haciz Tarihindeki Mülkiyet Durumuna Etkisi Olmaz
Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:07
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/19110
Karar No:2015/24179
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme karanının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu G.A. ile taşınmaz maliki 3. kişi F.K, F.K’ya ait olan taşınmazın 22.05.2012 tarihinde borçlu G. A.'a satıldığı, taşınmaz üzerine 19.11.2012 tarihinde haciz konulduğu, F K'nın eşi tarafından İstanbul 13. Aile Mahkemesinin 2013/668-2014/247 sayılı dosyasında 12.09.2013 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasında taşınmaz satış işleminin iptali ile taşınmazın yeniden F.K adına tesciline karar verildiği, kararın 12.05.2014 tarihinde kesinleştiği ve 16.05.2014 tarihinde F.K adına tapuya tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek 02.12.2014 tarihinde yapılan ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, BK'nun 226. maddesinde yazılı nedenler de dahil olmak üzere, satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
1-İhaleye fesat karıştırılmış olması
2-Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı İşlemler
3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler
4-Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır.
Somut olayda, mahkemece, dava açılan taşınmazın ihale tarihinden önce Aile Mahkemesi kararı ile üçüncü kişi adına tapuya tesciline karar verildikten sonra satışa çıkarıldığı gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin kabul edildiği görülmektedir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü yukarıda açıklanan fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır.
Öte yandan ihaleye konu taşınmazın icra müdürlüğünce haciz konulduğu 19.11.2012 tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memurunun haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmaktadır. Taşınmazın İstanbul 13. Aile Mahkemesinin 08.04.2014 tarih ve 2013/668 esas, 2014/247 karar sayılı ilamı gereğince, şikayetçilerden F.K adına tesciline karar verildiği anlaşılmış ve hükmen tescilin hacizden sonra yapıldığı tespit edilmiştir. Sonradan mahkemeden tapu iptal tescil kararı alınması hacizlerin fekkine dair karar alınmadığı sürece duruma etkili değildir.
Şikayetçinin dayanak yaptığı İstanbul 13. Aile Mahkemesi’nin 08.04.2014 tarih ve 2013/668 esas, 2014/247 karar sayılı ilamında, sadece iptal ve tescil ile yetinilmiş, hacizlerin kaldırılması ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.).
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması istemi 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir ve bu karar sebebiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/19110
Karar No:2015/24179
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme karanının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu G.A. ile taşınmaz maliki 3. kişi F.K, F.K’ya ait olan taşınmazın 22.05.2012 tarihinde borçlu G. A.'a satıldığı, taşınmaz üzerine 19.11.2012 tarihinde haciz konulduğu, F K'nın eşi tarafından İstanbul 13. Aile Mahkemesinin 2013/668-2014/247 sayılı dosyasında 12.09.2013 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasında taşınmaz satış işleminin iptali ile taşınmazın yeniden F.K adına tesciline karar verildiği, kararın 12.05.2014 tarihinde kesinleştiği ve 16.05.2014 tarihinde F.K adına tapuya tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek 02.12.2014 tarihinde yapılan ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nun 134. maddesinde ihalenin feshi nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, BK'nun 226. maddesinde yazılı nedenler de dahil olmak üzere, satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliklerindeki hata ve ihaledeki fesat nedenleriyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.
İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamasında;
1-İhaleye fesat karıştırılmış olması
2-Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı İşlemler
3-İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler
4-Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklinde sıralanmıştır.
Somut olayda, mahkemece, dava açılan taşınmazın ihale tarihinden önce Aile Mahkemesi kararı ile üçüncü kişi adına tapuya tesciline karar verildikten sonra satışa çıkarıldığı gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin kabul edildiği görülmektedir. Mahkemenin bu yöndeki kabulü yukarıda açıklanan fesih nedenleri arasında bulunmamaktadır.
Öte yandan ihaleye konu taşınmazın icra müdürlüğünce haciz konulduğu 19.11.2012 tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığından, icra memurunun haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmaktadır. Taşınmazın İstanbul 13. Aile Mahkemesinin 08.04.2014 tarih ve 2013/668 esas, 2014/247 karar sayılı ilamı gereğince, şikayetçilerden F.K adına tesciline karar verildiği anlaşılmış ve hükmen tescilin hacizden sonra yapıldığı tespit edilmiştir. Sonradan mahkemeden tapu iptal tescil kararı alınması hacizlerin fekkine dair karar alınmadığı sürece duruma etkili değildir.
Şikayetçinin dayanak yaptığı İstanbul 13. Aile Mahkemesi’nin 08.04.2014 tarih ve 2013/668 esas, 2014/247 karar sayılı ilamında, sadece iptal ve tescil ile yetinilmiş, hacizlerin kaldırılması ile ilgili bir hükme yer verilmemiştir. İcra müdürü haciz işlemini yaparken bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.).
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması istemi 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir ve bu karar sebebiyle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece, şikayetin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı ve ihale alıcısının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.