1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Rehinli aracın hasara uğraması sonucu sigorta bedelinin rehin hakkı sahibi olan davacıya ödenmesi

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:15
gönderen Hepsihukuk
T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/16525
Karar No:2014/2694
K. Tarihi:



Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı A..T.. Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından dava dışı İ.. B..'e sağlanan otomobil kredisi ile alınan araç üzerine rehin şerhi konulduğunu, sözkonusu aracın davalı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi yapıldığını, müvekkili tarafından konulan şerhin hem araç ruhsatında hem de kasko sigorta poliçesinde şerh edildiğini, meydana gelen kaza sonucu hasarlanan aracın hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından davalıya “ödeme onayı” verilmemiş olmasına karşın sigortalı İ.. B..'e ödendiğini, kredi alacağı olmasına rağmen bu ödemenin sigortalıya yapılmasının TTK ve BK'na aykırı olduğunu belirterek 30.392,00.-TL alacağın 25.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiştir.

Davalı A....igorta A.Ş. vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava dışı sigortalı tarafından davacı aleyhine açılan davada davacının davaya muvafakat ettiğine ilişkin beyanını içerir belgenin ibraz edildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı finansman şirketinin gerek araç ruhsatı kaydı üzerinde gerekse poliçe üzerinde daini mürtehin sıfatını taşıdığı, davalı sigorta şirketinin davacının söz konusu önceliğini gözardı ederek, İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nin 2009/85 esas sayılı dosyasında açık şekilde davaya muvafakat verilmemesine rağmen, tazminatı sigortalıya ödemesinde sigorta şirketinin kusurlu olduğu TTK'nın 1299. maddesi kapsamında tazmin sorumluluğunu yerine getirirken, sigorta şirketinin öncelikli alacaklı konumdaki davacı tarafın yazılı onayını alması gerektiği, bu yazılı onay olmaksızın dava dışı kişiye yapılan ödemenin davacıyı zarara uğrattığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul kısmen reddiyle 28.502,13.-TL'nin 02.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek %27,72 temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı A..T..Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava davalıya kasko sigortalı aracın hasara uğraması sonucu sigorta bedelinin rehin hakkı sahibi olan davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.

Dava dışı İbrahim B..tarafından davacı şirketten kullanılan kredi ile alınan araç, davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınmıştır. Kullanılan kredi nedeni ile araç üzerine davacı rehin hakkı sahibinin bu hakkı araç ruhsatı üzerinde şerh edilmesi suretiyle gösterilmiş, ayrıca davalı tarafından yapılan kasko sigorta poliçesi üzerinde de daini mürtehin olarak davacı şirketin gösterildiği dosya kapsamında yer alan poliçe ve ruhsat örneklerinden anlaşılmaktadır.

Yine davalıya kasko sigortalı aracın 01.10.2008 tarihinde karıştığı trafik kazasında hasara uğradığı, hasar bedelinin tazmini için davalı sigorta şirketinden talepte bulunulduğu, ancak sigorta şirketi tarafından sigorta bedelinin ödenmemesi üzerine dava dışı İbrahim B.. tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2008/26962 sayılı dosyasında takip yapıldığı, takibe davalının itirazı üzerine İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nin 08.03.2011 tarih, 2009/85 esas, 2011/102 karar sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı dosya kapsamı ve ekinde yer alan sözkonusu dosyalardan anlaşılmaktadır.

TTK’nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, bu sıfatla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı, rehin alan hesabına ve onun lehine de sigorta ettirebilir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın daini mürtehinin muvafakati halinde bu dava şartının yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de ortaya konulmuştur.

Sözkonusu açıklamalar dikkate alınarak somut olay ele alındığında, davalıya kasko sigortalı araç maliki dava dışı İbrahim B..tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nin 08.03.2011 tarih, 2009/85 esas, 2011/102 karar sayılı dosyasında açılan itirazın iptali dava dosyası incelendiğinde dosyaya davacı İbrahim B.. vekili tarafından ibraz edilen ve K.. A.. tarafından düzenlendiği anlışalan 05.02.2009 tarihli belge içeriğinden açılan davaya muvafakat edildiği, alınan hasara ilişkin bilirkişi incelemesi akabinde davacı İbrahim B..ve davalı A.. T.. Sigorta A.Ş. arasında yapılan ibraname ve feragatname anlaşması uyarınca sigorta bedeli İbrahim Başenk'e ödendiği, davacı İbrahim'in davadan feragat etmesi sonucu davanın reddedilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Bu bakımdan davacı K.. A.. tarafından düzenlendiği anlışalan 05.02.2009 tarihli belge içeriğinde açılan davaya muvafakat edildiği ve sigortalının bu şekilde aktif dava ehliyetine ve sigorta bedelini tahsile yetkili hale geldiğinin anlaşılması bakımından mahkemece anılan hususların değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı A..T..Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A..T..Sigorta A.Ş.'ye geri verilmesine 27.2.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.