İCRA DAİRESİNİN YETKİSİZLİĞİNE KARAR VERİLMESİ - İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASINI GEREKTİRMEZ
Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:28
T.C
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2017/4573
KARAR NO:2018/5965
KARAR TARİHİ:06.06.2018
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Kürtün tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak Gaziosmanpaşa ve İhsaniye'de bulunan taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, ancak süresinde yetkiye ve imzaya itiraz etmesi üzerine verilen "yetki itirazının kabulüne, Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna" dair mahkeme kararına dayalı olarak icra müdürlüğünden gayrimenkuller üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; İstanbul 1. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar verildiğine ve karar kesinleştiğine göre, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabulüne, icra dosyasında konulan tüm hacizlerin fekkine karar verildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz, İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2017/4573
KARAR NO:2018/5965
KARAR TARİHİ:06.06.2018
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Kürtün tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak Gaziosmanpaşa ve İhsaniye'de bulunan taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, ancak süresinde yetkiye ve imzaya itiraz etmesi üzerine verilen "yetki itirazının kabulüne, Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna" dair mahkeme kararına dayalı olarak icra müdürlüğünden gayrimenkuller üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; İstanbul 1. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar verildiğine ve karar kesinleştiğine göre, haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabulüne, icra dosyasında konulan tüm hacizlerin fekkine karar verildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz, İİK.'nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK.'nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.