1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İcra Dairesinin Yetkisizliğine Karar Verilmesi İhtiyati Haczin Kaldırılmasını Gerektirmez

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:48
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2016/12710
KARAR NO : 2019/9354


Y A R G I T A Y İ L A M I


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin K. O. Sahasındaki şantiyesinde haciz yapıldığını, haczedilen menkullerin müvekkili şirkete ait olduğunu açıklayarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı alacaklı vekili, takip dosyasında 15/02/2016 tarihinde yetkisizlik kararı verildiğini, dolayısı ile hacizlerin kaldırıldığını, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, istihkak davasına konu olan takip bakımından yetkisizlik kararı verildiği, yetkisiz icra dairesinin koymuş olduğu hacizlerin geçersiz olduğu, bu nedenle istihkak davasının konusu kalmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

Alacaklı tarafından 27.1.2016 tarihinde ihtiyatı haciz kararı alınarak 28.1.2016 tarihinde borçlu aleyhine takip başlatılmış, 5.2.2016 tarihinde dava konusu İhtiyati haciz gerçekleştirilmiş, ödeme emri ise 2.2.2016 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu tarafından yetki itirazında bulunulması üzerine Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 15.2.2016 tarihli, 2016/172 Esas, 2016/183 karar sayılı kararı ile, Bursa İcra Dairelerinin yetkisizliğine, Balıkesir İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine karar verilmiş, 24.2.2016 tarihinde alacaklı tarafından dosyanın yetkili icra dairesine gönderilme talebinde bulunulmuştur.

İhtiyati haciz, İİK'nin 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlular için vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK'nin 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.'nın 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir.

Hal böyle olunca, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, Mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.

O halde, Mahkemece tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi hatalı olmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün İİK'nin 366 ve HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.