1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Otopark Tahliyesi - Araçların Alacaklı Tarafından Görevlendirilen Kişiye Teslim Edilemeyeceği

Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 14:54
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/33064
KARAR NO : 2016/10386



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu Ahmet N.D.'in, icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; icra dairesince yazılan talimat uyarınca yapılacak işlemin tahliye işlemi olmayıp, yed'i emin deposu olarak işletilmekte olan iş yerinin bir başka işleticiye devri ve borçlunun ticari faaliyetinin sona ermesi anlamına geleceğini, taşınmazın tahliyesinin malların boşaltılarak başka bir depoya alınması sureti ile yapılması gerektiğini, yed'i emin sıfatı ile teslim edilen araçlarla ilgili takip dosyalarının tarafı olan alacaklı ve borçluların bilgisi haricinde yed'iemin değişikliği yaratır şekilde işlem yapılamayacağını, şikayetçi-borçlunun yed'ieminlik sebebi ile cezai ve hukuki sorumluluğu olduğu gibi, hapis hakkına da sahip bulunduğunu ileri sürerek yed'iemin değişikliği yoluyla taşınmazın tahliyesine yönelik 14.04.2015 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini istediği, mahkemece, şikayet kabul edilerek tahliye kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

İİK'nun 273/2. maddesi uyarınca; tahliye edilecek yerde kiralayana ait olmayan eşya bulunursa 26. madde hükmünün kıyas yoluyla tatbik olunacağı hükme bağlanmış olup, aynı Kanun'un 26/4. maddesine göre; "Taşınmazın içinde bulunup da ilamda dahil olmayan eşya çıkarılarak borçluya teslim ve hazır değilse vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşit bir kimseye tevdi olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa mezkûr eşya masrafı ileride borçluya ödetilmek üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir ve icra dairesince hemen yapılacak tebligat üzerine, borçlu, eşyanın bulunduğu mahalde ise beş ve değil ise otuz gün içinde eşyayı almaktan veya masrafı ödemekten imtina eder yahut lüzum görülürse icra müdürü icra mahkemesinin kararıyla bunları satıp tutarından masrafı ifa eder. Fazla kalırsa borçlunun adına, Adalet Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikte nitelikleri belirlenen bankalardan birine yatırılır."

Alacaklı Bilge S.'in, kiracı Hasan D. mirasçıları olan borçlular Sebahat, Adalet, Hayriye, Mustafa ve Ahmet N. D. hakkında kira alacağı ve tahliye istemli takip başlattığı, İzmir ***. İcra Mahkemesi'nin 2013/531 E., 2013/741 K. sayılı ve 19.12.2013 tarihli kararı ile ödeme emrinde öngörülen yasal sürede borç ödenmediği ve takibe itiraz edilmeyip borç da ödenmediğinden İİK'nun 269/a maddesi uyarınca borçluların kiralanandan tahliyesine karar verildiği, tahliyesi istenen taşınmazın yed'iemin deposu olarak kullanıldığı, tahliye ilamının uygulanması için mahallinde düzenlenen 11.03.2014 tarihli tutanağa göre, mahalde borçlulardan Adalet ve Ahmet N.'nin hazır oldukları, borçluların talebi üzerine, tahliye için 01.04.2014 tarihine kadar süre verildiği, belirtilen süre sonunda tahliye gerçekleşmediğinden tahliye sağlanmak üzere 10.04.2014 tarihinde yeniden mahalline gelindiği, bu kez mahalde yalnızca borçlulardan Ahmet N. D.'in hazır olduğu, icra müdürlüğünce; “...taşınmaz alanının çok geniş olduğu, tahminen 500-600 civarında araç bulunduğu, tahliyesi yapılacak yerin ve yedieminli menkullerin güvenliği konusunda fiziki şartlar oluşmadığı, çekici ve ekipman bulunmadığı dikkate alınarak...” borçluya taşınmazın tahliyesi hususunda yeniden 15 gün süre verildiği görülmektedir.

Bu aşamadan sonra, alacaklının talebi ile İzmir 7. İcra Müdürlüğü'nce tahliyesi istenen taşınmazın bulunduğu yer olan Söke 1. İcra Müdürlüğü'ne 14.04.2015 tarihinde yazılan talimatla, tahliye edilecek yerin yed'iemin deposu olması sebebi ile tahliye kararının icrası için, yediemin deposunda bulunan tüm menkul malların alacaklı tarafından görevlendirilen kişiye yed'iemin olarak bırakılmasının, borçluların çıkarılıp tahliye sağlanarak taşınmazın alacaklıya tesliminin istendiği, uyuşmazlığın, icra müdürlüğünce verilen bu karar ve talimatın yasaya uygun olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Somut olayda, İİK'nun 273/2. maddesi göndermesi ile kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun'un 26/4. maddesine göre, taşınmaz içinde bulunan eşya, tahliye sırasında borçlu hazır ise borçluya teslim olunur. Borçlu hazır değil ise vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşit bir kimseye tevdi olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa, mezkur eşya, masrafı ilerde borçluya ödetilmek üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir. Görüldüğü üzere, icra müdürünün taşınmazda bulunan eşyayı, öncelikle borçlu veya maddede yazılı kimselere teslim ve tevdi etme, tahliye sırasında kimse bulunmaması halinde ise İİK'nun 26/4. maddesinde yazılı usule göre eşyaları yediemine veya alacaklıya teslim etme görev ve yükümlülüğü bulunmaktadır.

Bu durumda; İİK'nun 273/2. maddesi yollaması ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 26. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; icra müdürlüğünce takibin bütün borçlularına muhtıra çıkarılarak, bu muhtıraya uyulmaması halinde İİK'nun 26/4. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, açıklanan bu hususlar tamamlanmadan sadece bir borçlunun tahliye ve teslimden kaçınması nedeni ile yazılı şekilde talimat yazılması doğru değildir. Öte yandan, icra müdürlüğünce, İİK'nun 26/4. maddesinde öngörülen koşulların oluşması halinde, 3. kişiye ait malların ya icra müdürlüğü tarafından bizzat tayin olunacak bir yed'i emine veya alacaklının bizatihi kendisine teslimi gerekirken, alacaklı tarafından görevlendirilen kişiye yed'i emin olarak bırakılmasına yönelik icra müdürlüğü işlemi sözü geçen bu madde hükmüne de aykırıdır.

O halde mahkemece bu gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü isabetsiz ise de, sonuçta istemin kabulüne karar verildiğinden, sonucu itibarı ile doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.