Taşınmaz üzerindeki muhdesatın 3.kisiye ait olma durumu
Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 15:00
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/9377
Karar No:2015/21722
K. Tarihi:17.9.2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, müvekkkilinin, murisi olan babası adına tapuda kayıtlı taşınmazdaki üç katlı binanın ikinci katında eşi ve kızı ile birlikte ikamet ettiğini, bu taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayetin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tapuda adına kayıtlı taşınmazına haciz konulan takip borçlusu, haczedilemezlik şikayetinde bulunabilme hakkına sahiptir. Borçlunun, kendisine ait müşterek veya iştirak halindeki hisseli bir mesken için de haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkündür. Bunun gibi, tapuda mesken niteliğini taşımakla beraber, borçlunun murisi adına kayıtlı henüz paylaşılmamış ve tapuda borçlu adına intikal görmemiş miras payının haczi halinde de borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabileceği kuşkusuzdur. Taşınmazın arsa olarak tapuda kayıtlı olması, üzerinde konut niteliğini haiz bir yapı bulunduğu sürece borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel değildir.
Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kapsamına ilişkin 4721 Sayılı TMK'nun 718. maddesine göre; " Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer."
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında; meskeniyet şikayetine konu, ..., Merkez, ... Mah. 4617 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın tapuda, arsa vasfında, borçlunun muris babası ... adına kayıtlı olduğu, tapu kaydının şerh ve beyanlar hanesinde ise muhdesat bilgileri kapsamında üç katlı binanın A...'a ait olduğuna yönelik muhdesat şerhi konulmuş olduğu görülmektedir.
Açıklanan yasa maddesinde; kural olarak binanın mülkiyetinin, arzın (arsanın) mülkiyetine tâbi olduğu ve arzın maliki kim ise muhtesatın (binanın) malikinin de aynı kimse olduğu kabul edilmektedir. Ancak, taşınmaz üzerinde ... lehine muhdesat şerhi bulunduğundan, arsa üzerinde yer alan konutun (muhdesatın) mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğundan söz edilemez. Bu durumda, meskeniyet iddiası ileri sürülen konut (bina) borçluya ait olmayıp, borçlunun annesi 3. kişi A...'a ait olduğuna ve adı geçen de hayatta olduğuna göre, borçlunun bu taşınmaz ile ilgili meskeniyet şikayetinde bulunmasına yasal olarak imkan bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece; borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözardı edilerek istemin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/9377
Karar No:2015/21722
K. Tarihi:17.9.2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, müvekkkilinin, murisi olan babası adına tapuda kayıtlı taşınmazdaki üç katlı binanın ikinci katında eşi ve kızı ile birlikte ikamet ettiğini, bu taşınmazın haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, şikayetin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tapuda adına kayıtlı taşınmazına haciz konulan takip borçlusu, haczedilemezlik şikayetinde bulunabilme hakkına sahiptir. Borçlunun, kendisine ait müşterek veya iştirak halindeki hisseli bir mesken için de haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkündür. Bunun gibi, tapuda mesken niteliğini taşımakla beraber, borçlunun murisi adına kayıtlı henüz paylaşılmamış ve tapuda borçlu adına intikal görmemiş miras payının haczi halinde de borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabileceği kuşkusuzdur. Taşınmazın arsa olarak tapuda kayıtlı olması, üzerinde konut niteliğini haiz bir yapı bulunduğu sürece borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel değildir.
Taşınmaz mülkiyetinin içeriği ve kapsamına ilişkin 4721 Sayılı TMK'nun 718. maddesine göre; " Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer."
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında; meskeniyet şikayetine konu, ..., Merkez, ... Mah. 4617 Ada 1 Parsel sayılı taşınmazın tapuda, arsa vasfında, borçlunun muris babası ... adına kayıtlı olduğu, tapu kaydının şerh ve beyanlar hanesinde ise muhdesat bilgileri kapsamında üç katlı binanın A...'a ait olduğuna yönelik muhdesat şerhi konulmuş olduğu görülmektedir.
Açıklanan yasa maddesinde; kural olarak binanın mülkiyetinin, arzın (arsanın) mülkiyetine tâbi olduğu ve arzın maliki kim ise muhtesatın (binanın) malikinin de aynı kimse olduğu kabul edilmektedir. Ancak, taşınmaz üzerinde ... lehine muhdesat şerhi bulunduğundan, arsa üzerinde yer alan konutun (muhdesatın) mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğundan söz edilemez. Bu durumda, meskeniyet iddiası ileri sürülen konut (bina) borçluya ait olmayıp, borçlunun annesi 3. kişi A...'a ait olduğuna ve adı geçen de hayatta olduğuna göre, borçlunun bu taşınmaz ile ilgili meskeniyet şikayetinde bulunmasına yasal olarak imkan bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece; borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözardı edilerek istemin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.