İİKnun 113. maddesinde düzenlenen vaktinden evvel satış yetkisi ve istihkak iddiası
Gönderilme zamanı: 27 Kas 2021, 23:03
Hukuk Genel Kurulu 2017/2495 E. , 2018/759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Hukuk Dairesince;
“Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dilekçesinde, davacı şirket olarak Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1971 E. sayılı dosyası ile borçlu Harman Ekmek Unlu Mamülleri Paz. Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi yaptıklarını, borçlunun tespit ettikleri adresinde B. Çekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2145 Tal. sayılı dosyası ile 389 çuval böreklik unun haciz ve muhafaza işlemini gerçekleştirerek, esas icra dairesinden borçluya örnek 103 davetiyesi tebliğ ettirdiklerini, tebligat sonrası 3. şahıs ... Gıda Unlu Mamülleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince istihkak iddiasında bulunulduğunu, bu iddianın taraflarınca kabul edilmediğini, istihkak iddiası ile ilgili olarak dava açmak üzere kendilerine 7 gün süre verildiğini, mahcuzların niteliği gereği bozulabilme durumu belirtilerek Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesine 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİKnun 113. maddesi hükmüne dayanarak mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış taleplerinin reddolunduğunu, istihkak iddia eden 3. kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği beyanlarına dayanılarak 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden aynı gerekçe ile yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile tekrar reddolunduğunu, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden mahcuzların tekrar satışının talep edildiğini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİKnun 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİKnun 99. maddesinin buna mani teşkil etmediğini, icra müdürlüğünce taleplerinin ret olunduğunu, bu hususu mahkemeye intikal ettirdiklerini, üçüncü kişi hakkında açtıkları istihkak iddiasının reddi davasının kabulüne dair kararın 8. Hukuk Dairesinin 2014/7315 E. ile 12.10.2015 tarihinde onandığını, talepleri uyarınca Beylikdüzü İlçe Tarım Müdürlüğünce mahcuzların ekonomik değerlerinin kalmadığı tespit edilen 389 çuval unun mahkemesince satış kararı verilmemesi sebebiyle zayi olduğunu, icra müdürlüğünce beher çuval için 50 TL. bilirkişice 60 TL. + KDV olarak fiat tespit olunduğunu, mahkemesince İİKnun 113. maddesi gereği yaptıkları satış taleplerinin yerine getirilmeyerek müvekkilinin uğradığı zararın HMK'nun 46/c ve 46/e maddeleri uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 19.450 TL'nin haciz tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevabında, davacının süresinde açmadığının tespiti halinde davasının süreden reddine karar verilmesini, olayda HMKnun 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, mahkemesince verilen kararların yasal mevzuata uygun olduğunu, idareye atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMKnun 48/2. maddesi uyarınca dava re'sen ihbar olunan ilgili hakim vekili; davanın hem kısmî hem de belirsiz alacak davası olarak açıldığını, uğranılan zararın belirli olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle öncelikle usulden reddini, tedbir kararının reddine dair verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulmadığını, iki yıllık zaman aşımının dolduğunu, davacının alacaklı olduğu takip sürecinin devam ettiğini, istenilen faiz tür ve oranını kabul etmediklerini, mahcuzların hayvan yemi olarak devan eden değerinin uğranıldığı iddia olunan zarardan düşülmediğini, İİKnun 99. maddesinde istihkak davasının sonuçlanıncaya kadar mahcuzun satışının yapılamayacağı hükmünce satış taleplerinin reddine karar verildiğini, tarafların taleplerinin değerlendirilmesi için yetkili icra müdürlüğünce davacının satış talebinin kabulüne karar verildiği, halde alacaklının satış işlemlerini sürdürmek yerine, mahkemeden satış yönünde karar verilmesini istediği böylece HMKnun 46/c ve 46/e maddelerinde belirtilen koşullar oluşmadığından, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava HMKnun 46 ve devamı maddelerine dayalı hakimin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde gösterdiği deliller toplanmış, Bakırköy 3. İcra Hukk Mahkemesinin 2012/1100 E., B. Çekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2145 Tal. ve Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1971 E. sayılı dosyaları celp edilmiştir.
Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2010/1971 E. sayılı dosyasının tetkikinde; dosyamız davacısı Bayram Gıda Tekstil Tur. İnş. ve Oto. San. Tic. Ltd. Şti.'nce borçlular Harman Ekmek Unlu Mamülleri Paz. Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile Dalfiliz Gıda Tar. Ürn. Nak. ve Tur. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, borçlu Harman Ekmek Ltd. Şti'nin iflasın ertelenmesi talebinde bulunduğu, davada tedbir kararı alındığı, daha sonra açılan davanın ise reddolunduğu, 02.08.2012 tarihinde borçlu Harman Ekmek adresinde 50 Kg.lik 389 çuval baklavalık unun haczinin talimat icra dairesince yapıldığı, alacaklı vekilinin 07.08.2012 tarihinde asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünden mahcuzların satışı için talepte bulunduğu, aynı tarihte müdürlükçe talep yasaya uygun bulunmakla kabul edildiği, satış masrafının karşılanmadığı, satış talebinin takipsiz bırakıldığı, mahcuzlar üzerinde üçüncü kişi ... Gıda Unlu Mamülleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti'nce istihkak iddiasında bulunulduğu, icra müdürlüğünce İİKnun 99. maddesi gereğince alacaklıya dava açmak üzere süre verilmesi üzerine, dosyamız davacısı (alacaklı) şirket tarafından üçüncü kişi şirket hakkında istihkak iddiasının reddi davası açıldığı, bu davada mahcuzların niteliği gereği bozulma ihtimaline binaen satış taleplerinin 20.09.2012, 09.11.2012 ve 14.01.2013 tarihli ek tensip tutanakları ile İİKnun 99 ve 113. maddelerine dayanılarak reddolunduğu, asıl icra dairesince yazılan talimat ile mahçuzlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 11.03.2014 tarihli raporda mahcuzların son kullanım tarihinin geçmesi sebebiyle insan gıdası olarak ekonomik değerinin kalmadığı, bu haliyle ancak hayvan yemi hammaddesi olarak kullanılabileceği belirlenmiş, 20.05.2014 tarihinde alacaklı vekilinin huzurunda kıymet takdiri yapılmış, alacaklı vekilince mahcuzun hayvan yemi hammaddesi olarak satışının talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine dair davada mahcuzların niteliği gereği İİKnun 113. maddesine dayanak vaki satış taleplerinin davanın ihbar olunduğu hakim tarafından üç kez reddedilmiş olması sebebiyle uğranılan zararın tazminini talep etmektedir. İcra mahkemesince ret gerekçesi olarak, İİKnun 99. maddesinde düzenlenen “alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonunlanıncaya kadar haczedilen malın satışı yapılamaz” hükmü ile İİKnun 113. maddesinde vaktinden evvel satışta icra müdürlüğünün görevli olmasına dayanılmıştır.
Davacı alacaklının mahçuzların ekonomik değerlerini yitirdiğini yani zararı 20.05.2014 tarihinde öğrendiği, iş bu davanın ise 31.03.2016 tarihinde açıldığı, olayda dava zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır.
İİKnun 113. maddesinde düzenlenen vaktinden evvel satış yetkisi, yasayla icra müdürüne tanınmış bir yetki olup, niteliği gereği muhafazası güç veya imkansız olan, bozulabilir ve ekonomik değeri azalan yahut kaybolan mahcuzların henüz satış aşamasına gelinmemiş olsa da satışı bu maddeyle mümkündür. Bu nitelikteki bir mahcuzun talebe rağmen icra müdürlüğünce satışının reddi halinde bu kararın şikayet yoluyla icra mahkemesine taşınması gerekir. Olayımızda, alacaklının bu yöndeki talebi icra müdürlüğünce kabul edilmiş olmasına rağmen alacaklı taraf satış masraflarını karşılamadığı gibi konunun takipçisi de olmamış, aksine açtığı istihkak davasında ısrarla istediği satış talebinin icra mahkemesince İİKnun 99 ve 113. maddeleri gerekçe gösterilerek talep reddolunmuş, verilen gerekçeli bu kararlarda yasaya bir aykırılık görülmemiştir.
Hakimin Hukuki Sorumluluğu başlıklı HMKnun 46. maddesinde, hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı hangi hallerde Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği tahdidi olarak sayılmış buna göre; kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin ve düşmanlık yahut sağlanan veya vaad edilen bir menfaat sebebiyle farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayalı olarak bir karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmesinden kaçınılması, hakimin hukuki sorumluluk nedenleri olarak belirtilmiştir.
Bakırköy 3. İcra Mahkemesi hakimi ... tarafından yapılan yargılamanın ve verilen kararların, HMKnun 46. maddesinde sayılan hakimin sorumluluğunu gerektiren nitelikte olmadığı, davacının dayandığı HMKnun 46/1-c ve 46/1-e maddelerinde belirtilen “farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı” karar veya hüküm verilmediği gibi “hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmamış olduğu” anlaşılmakla davanın reddi ile HMK'nun 49. maddesi gereğince takdiren 1000 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- Davanın ESASTAN REDDİNE,
2- 6100 sayılı HMKnın 49. maddesi gereğince, taktiren 1000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3- Alınması gereken, 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 332,16 TL harçtan düşümü ile kalan 300,76 TLnin istek halinde davacıya iadesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Hazinesine verilmesine,”
dair oy birliğiyle verilen 15.03.2017 gün ve 2016/1 E., 2017/1 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm belgelerin okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili şirket tarafından Bakırköy 13. İcra Dairesinin 2010/1971 sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı icra takibi yaptıklarını, borçlunun adresinde Büyükçekmece 2. İcra Dairesinin 2012/2145 talimat sayılı dosyası ile 389 çuval böreklik unun haciz ve muhafaza işleminin yapıldığını, mahcuzların satışının yapılabilmesi için 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, tebligat sonrası üçüncü şahıs ... Gıda Unlu Mamulleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince istihkak iddiasında bulunulduğunu, bu iddiayı kabul etmeyerek mahcuzlar bozulabilir nitelikte olduğu için satışını talep ettiklerini, ancak İcra Dairesince haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapıldığı, istihkak iddiasının öncelikle çözümlenmesi gerektiği gerekçeleri ile talebin reddine karar verildiğini, istihkak iddiası ile ilgili olarak dava açmak üzere kendilerine 7 gün süre verildiğini, mahcuzların bozulabilme ihtimalini belirterek Bakırköy 3. İcra Mahkemesinde 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİK’nın 113. maddesi hükmüne göre mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış talebinin reddedildiğini, istihkak iddia eden üçüncü kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği yönündeki beyanları üzerine 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile reddedildiğini, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden tekrar satış talep ettiklerini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİK’nın 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİK’nın 99. maddesinin buna engel teşkil etmediğini, üçüncü kişi hakkında açtıkları istihkak iddiasının reddi davasının kabulüne dair kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onandığını, talepleri üzerine Beylikdüzü İlçe Tarım Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucu mahcuz 389 çuval unun ekonomik değerlerinin kalmadığının tespit edildiğini, 389 çuval unun Bakırköy 3. İcra Mahkemesi'nce satış kararı verilmemesi sebebiyle zayi olduğunu, İcra Dairesince beher çuval için 50 TL, bilirkişi raporunda 60 TL + KDV olarak fiyat belirlendiğini, mahkemece satış taleplerinin üç kez reddedilmesi nedeniyle müvekkilinin zararın uğradığını ileri sürerek HMK'nın 46/1-c ve 46/1-e maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 19.450,00 TL'nin haciz tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın süresinde olmadığını, uğranıldığı iddia edilen zararın ve tazminat talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, kararın yasal mevzuata uygun olarak verilmiş olup işlemde kusur, kasıt ve hata olmadığını, HMK’nın 46. maddesindeki koşulların oluşmadığını, ayrıca HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerini ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan hâkim vekili, davacı tarafın tedbir isteminin reddine dair verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmadığını, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının alacaklı olduğu takip dosyasında sürecin devam ettiğini, talep edilen faizin tür ve oranını kabul etmediklerini, mahcuzların hayvan yemi olarak değerlendirilebileceği, bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup davacının satış masraflarını karşılamayacağı gerekçesiyle satıştan vazgeçtiğini, hayvan yemi olarak satış değerinin de zarar kapsamında talep edilmesinin mümkün olmadığını, İcra Dairesince davacının satış talebinin kabulüne karar verildiği hâlde alacaklının satış işlemlerini sürdürmek yerine, mahkemeden satış kararı verilmesini istediğini, İcra Dairesince satış talebinin reddine ilişkin karar verilmedikçe ve bu husus şikâyet konusu yapılmadıkça İcra Mahkemesinin İcra Dairesi yerine geçerek satışa karar vermesinin hukuken olanaksız olduğunu, bu nedenle mahkemece davacının satış taleplerinin İİK’nın 99. maddesindeki istihkak davası sonuçlanıncaya kadar mahcuzun satışının yapılamayacağı hükmü gereğince reddedildiğini, HMK'nın 46/c ve 46/e maddelerinde belirtilen koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2018 gününde oy birliği ile karar verildi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 8. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Hukuk Dairesince;
“Davacı vekili duruşmada tekrarladığı dilekçesinde, davacı şirket olarak Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1971 E. sayılı dosyası ile borçlu Harman Ekmek Unlu Mamülleri Paz. Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi yaptıklarını, borçlunun tespit ettikleri adresinde B. Çekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2145 Tal. sayılı dosyası ile 389 çuval böreklik unun haciz ve muhafaza işlemini gerçekleştirerek, esas icra dairesinden borçluya örnek 103 davetiyesi tebliğ ettirdiklerini, tebligat sonrası 3. şahıs ... Gıda Unlu Mamülleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince istihkak iddiasında bulunulduğunu, bu iddianın taraflarınca kabul edilmediğini, istihkak iddiası ile ilgili olarak dava açmak üzere kendilerine 7 gün süre verildiğini, mahcuzların niteliği gereği bozulabilme durumu belirtilerek Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesine 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİKnun 113. maddesi hükmüne dayanarak mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış taleplerinin reddolunduğunu, istihkak iddia eden 3. kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği beyanlarına dayanılarak 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden aynı gerekçe ile yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile tekrar reddolunduğunu, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden mahcuzların tekrar satışının talep edildiğini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİKnun 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİKnun 99. maddesinin buna mani teşkil etmediğini, icra müdürlüğünce taleplerinin ret olunduğunu, bu hususu mahkemeye intikal ettirdiklerini, üçüncü kişi hakkında açtıkları istihkak iddiasının reddi davasının kabulüne dair kararın 8. Hukuk Dairesinin 2014/7315 E. ile 12.10.2015 tarihinde onandığını, talepleri uyarınca Beylikdüzü İlçe Tarım Müdürlüğünce mahcuzların ekonomik değerlerinin kalmadığı tespit edilen 389 çuval unun mahkemesince satış kararı verilmemesi sebebiyle zayi olduğunu, icra müdürlüğünce beher çuval için 50 TL. bilirkişice 60 TL. + KDV olarak fiat tespit olunduğunu, mahkemesince İİKnun 113. maddesi gereği yaptıkları satış taleplerinin yerine getirilmeyerek müvekkilinin uğradığı zararın HMK'nun 46/c ve 46/e maddeleri uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 19.450 TL'nin haciz tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevabında, davacının süresinde açmadığının tespiti halinde davasının süreden reddine karar verilmesini, olayda HMKnun 46. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, mahkemesince verilen kararların yasal mevzuata uygun olduğunu, idareye atfedilecek bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMKnun 48/2. maddesi uyarınca dava re'sen ihbar olunan ilgili hakim vekili; davanın hem kısmî hem de belirsiz alacak davası olarak açıldığını, uğranılan zararın belirli olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle öncelikle usulden reddini, tedbir kararının reddine dair verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulmadığını, iki yıllık zaman aşımının dolduğunu, davacının alacaklı olduğu takip sürecinin devam ettiğini, istenilen faiz tür ve oranını kabul etmediklerini, mahcuzların hayvan yemi olarak devan eden değerinin uğranıldığı iddia olunan zarardan düşülmediğini, İİKnun 99. maddesinde istihkak davasının sonuçlanıncaya kadar mahcuzun satışının yapılamayacağı hükmünce satış taleplerinin reddine karar verildiğini, tarafların taleplerinin değerlendirilmesi için yetkili icra müdürlüğünce davacının satış talebinin kabulüne karar verildiği, halde alacaklının satış işlemlerini sürdürmek yerine, mahkemeden satış yönünde karar verilmesini istediği böylece HMKnun 46/c ve 46/e maddelerinde belirtilen koşullar oluşmadığından, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava HMKnun 46 ve devamı maddelerine dayalı hakimin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde gösterdiği deliller toplanmış, Bakırköy 3. İcra Hukk Mahkemesinin 2012/1100 E., B. Çekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2012/2145 Tal. ve Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1971 E. sayılı dosyaları celp edilmiştir.
Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2010/1971 E. sayılı dosyasının tetkikinde; dosyamız davacısı Bayram Gıda Tekstil Tur. İnş. ve Oto. San. Tic. Ltd. Şti.'nce borçlular Harman Ekmek Unlu Mamülleri Paz. Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile Dalfiliz Gıda Tar. Ürn. Nak. ve Tur. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, borçlu Harman Ekmek Ltd. Şti'nin iflasın ertelenmesi talebinde bulunduğu, davada tedbir kararı alındığı, daha sonra açılan davanın ise reddolunduğu, 02.08.2012 tarihinde borçlu Harman Ekmek adresinde 50 Kg.lik 389 çuval baklavalık unun haczinin talimat icra dairesince yapıldığı, alacaklı vekilinin 07.08.2012 tarihinde asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünden mahcuzların satışı için talepte bulunduğu, aynı tarihte müdürlükçe talep yasaya uygun bulunmakla kabul edildiği, satış masrafının karşılanmadığı, satış talebinin takipsiz bırakıldığı, mahcuzlar üzerinde üçüncü kişi ... Gıda Unlu Mamülleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti'nce istihkak iddiasında bulunulduğu, icra müdürlüğünce İİKnun 99. maddesi gereğince alacaklıya dava açmak üzere süre verilmesi üzerine, dosyamız davacısı (alacaklı) şirket tarafından üçüncü kişi şirket hakkında istihkak iddiasının reddi davası açıldığı, bu davada mahcuzların niteliği gereği bozulma ihtimaline binaen satış taleplerinin 20.09.2012, 09.11.2012 ve 14.01.2013 tarihli ek tensip tutanakları ile İİKnun 99 ve 113. maddelerine dayanılarak reddolunduğu, asıl icra dairesince yazılan talimat ile mahçuzlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 11.03.2014 tarihli raporda mahcuzların son kullanım tarihinin geçmesi sebebiyle insan gıdası olarak ekonomik değerinin kalmadığı, bu haliyle ancak hayvan yemi hammaddesi olarak kullanılabileceği belirlenmiş, 20.05.2014 tarihinde alacaklı vekilinin huzurunda kıymet takdiri yapılmış, alacaklı vekilince mahcuzun hayvan yemi hammaddesi olarak satışının talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine dair davada mahcuzların niteliği gereği İİKnun 113. maddesine dayanak vaki satış taleplerinin davanın ihbar olunduğu hakim tarafından üç kez reddedilmiş olması sebebiyle uğranılan zararın tazminini talep etmektedir. İcra mahkemesince ret gerekçesi olarak, İİKnun 99. maddesinde düzenlenen “alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonunlanıncaya kadar haczedilen malın satışı yapılamaz” hükmü ile İİKnun 113. maddesinde vaktinden evvel satışta icra müdürlüğünün görevli olmasına dayanılmıştır.
Davacı alacaklının mahçuzların ekonomik değerlerini yitirdiğini yani zararı 20.05.2014 tarihinde öğrendiği, iş bu davanın ise 31.03.2016 tarihinde açıldığı, olayda dava zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır.
İİKnun 113. maddesinde düzenlenen vaktinden evvel satış yetkisi, yasayla icra müdürüne tanınmış bir yetki olup, niteliği gereği muhafazası güç veya imkansız olan, bozulabilir ve ekonomik değeri azalan yahut kaybolan mahcuzların henüz satış aşamasına gelinmemiş olsa da satışı bu maddeyle mümkündür. Bu nitelikteki bir mahcuzun talebe rağmen icra müdürlüğünce satışının reddi halinde bu kararın şikayet yoluyla icra mahkemesine taşınması gerekir. Olayımızda, alacaklının bu yöndeki talebi icra müdürlüğünce kabul edilmiş olmasına rağmen alacaklı taraf satış masraflarını karşılamadığı gibi konunun takipçisi de olmamış, aksine açtığı istihkak davasında ısrarla istediği satış talebinin icra mahkemesince İİKnun 99 ve 113. maddeleri gerekçe gösterilerek talep reddolunmuş, verilen gerekçeli bu kararlarda yasaya bir aykırılık görülmemiştir.
Hakimin Hukuki Sorumluluğu başlıklı HMKnun 46. maddesinde, hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı hangi hallerde Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği tahdidi olarak sayılmış buna göre; kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin ve düşmanlık yahut sağlanan veya vaad edilen bir menfaat sebebiyle farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayalı olarak bir karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmesinden kaçınılması, hakimin hukuki sorumluluk nedenleri olarak belirtilmiştir.
Bakırköy 3. İcra Mahkemesi hakimi ... tarafından yapılan yargılamanın ve verilen kararların, HMKnun 46. maddesinde sayılan hakimin sorumluluğunu gerektiren nitelikte olmadığı, davacının dayandığı HMKnun 46/1-c ve 46/1-e maddelerinde belirtilen “farklı bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı” karar veya hüküm verilmediği gibi “hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmamış olduğu” anlaşılmakla davanın reddi ile HMK'nun 49. maddesi gereğince takdiren 1000 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- Davanın ESASTAN REDDİNE,
2- 6100 sayılı HMKnın 49. maddesi gereğince, taktiren 1000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3- Alınması gereken, 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 332,16 TL harçtan düşümü ile kalan 300,76 TLnin istek halinde davacıya iadesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Hazinesine verilmesine,”
dair oy birliğiyle verilen 15.03.2017 gün ve 2016/1 E., 2017/1 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm belgelerin okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili şirket tarafından Bakırköy 13. İcra Dairesinin 2010/1971 sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı icra takibi yaptıklarını, borçlunun adresinde Büyükçekmece 2. İcra Dairesinin 2012/2145 talimat sayılı dosyası ile 389 çuval böreklik unun haciz ve muhafaza işleminin yapıldığını, mahcuzların satışının yapılabilmesi için 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, tebligat sonrası üçüncü şahıs ... Gıda Unlu Mamulleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince istihkak iddiasında bulunulduğunu, bu iddiayı kabul etmeyerek mahcuzlar bozulabilir nitelikte olduğu için satışını talep ettiklerini, ancak İcra Dairesince haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapıldığı, istihkak iddiasının öncelikle çözümlenmesi gerektiği gerekçeleri ile talebin reddine karar verildiğini, istihkak iddiası ile ilgili olarak dava açmak üzere kendilerine 7 gün süre verildiğini, mahcuzların bozulabilme ihtimalini belirterek Bakırköy 3. İcra Mahkemesinde 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİK’nın 113. maddesi hükmüne göre mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış talebinin reddedildiğini, istihkak iddia eden üçüncü kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği yönündeki beyanları üzerine 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile reddedildiğini, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden tekrar satış talep ettiklerini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİK’nın 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİK’nın 99. maddesinin buna engel teşkil etmediğini, üçüncü kişi hakkında açtıkları istihkak iddiasının reddi davasının kabulüne dair kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onandığını, talepleri üzerine Beylikdüzü İlçe Tarım Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucu mahcuz 389 çuval unun ekonomik değerlerinin kalmadığının tespit edildiğini, 389 çuval unun Bakırköy 3. İcra Mahkemesi'nce satış kararı verilmemesi sebebiyle zayi olduğunu, İcra Dairesince beher çuval için 50 TL, bilirkişi raporunda 60 TL + KDV olarak fiyat belirlendiğini, mahkemece satış taleplerinin üç kez reddedilmesi nedeniyle müvekkilinin zararın uğradığını ileri sürerek HMK'nın 46/1-c ve 46/1-e maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 19.450,00 TL'nin haciz tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın süresinde olmadığını, uğranıldığı iddia edilen zararın ve tazminat talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, kararın yasal mevzuata uygun olarak verilmiş olup işlemde kusur, kasıt ve hata olmadığını, HMK’nın 46. maddesindeki koşulların oluşmadığını, ayrıca HMK’nın 48. maddesine göre dayanılan sorumluluk nedenlerini ispata yarayacak yeterli delil sunulmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İhbar olunan hâkim vekili, davacı tarafın tedbir isteminin reddine dair verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmadığını, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının alacaklı olduğu takip dosyasında sürecin devam ettiğini, talep edilen faizin tür ve oranını kabul etmediklerini, mahcuzların hayvan yemi olarak değerlendirilebileceği, bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup davacının satış masraflarını karşılamayacağı gerekçesiyle satıştan vazgeçtiğini, hayvan yemi olarak satış değerinin de zarar kapsamında talep edilmesinin mümkün olmadığını, İcra Dairesince davacının satış talebinin kabulüne karar verildiği hâlde alacaklının satış işlemlerini sürdürmek yerine, mahkemeden satış kararı verilmesini istediğini, İcra Dairesince satış talebinin reddine ilişkin karar verilmedikçe ve bu husus şikâyet konusu yapılmadıkça İcra Mahkemesinin İcra Dairesi yerine geçerek satışa karar vermesinin hukuken olanaksız olduğunu, bu nedenle mahkemece davacının satış taleplerinin İİK’nın 99. maddesindeki istihkak davası sonuçlanıncaya kadar mahcuzun satışının yapılamayacağı hükmü gereğince reddedildiğini, HMK'nın 46/c ve 46/e maddelerinde belirtilen koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2018 gününde oy birliği ile karar verildi