1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

İcranın İadesi (40/2) için Bozmadan Sonra Verilen Kararın Kesinleşmesi Gerekir

Gönderilme zamanı: 04 Ara 2021, 01:27
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2012/20911
KARAR NO: 2012/29679

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi H.K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, dayanak ilamın temyiz incelemesi sonucu bozulması ve yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle İİK.nun 40/2.maddesi gereğince alacaklının mallarının haczedildiği, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulması üzerine alacaklının hacizlerin kaldırılması isteminin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının söz konusu işlemin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosya alacaklısı aleyhine yürütülen takibin İİK.nun 40.maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği, henüz alacaklı aleyhine konulan hacizlerin fekki gerekmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK.nun 40/1. maddesi gereğince; "bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur." Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de aleyhinde icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat’i bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur." Bu nedenle borçlunun icranın iadesini isteyebilmesi için (İİK.nun 40/2. maddesi gereğince) bozmadan sonra verilecek kararın kesinleşmesi zorunludur. Dayanak ilam bozulduğunda, takip olduğu yerde duracağından, daha önceden yapılan tahsilatların muhtıra tebliği suretiyle alacaklıdan istenmesi ve iade edilmemesi halinde alacaklı hakkında haciz işleminin uygulanması mümkün değildir.

Somut olayda, alacaklının Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/05/2004 tarih ve 2004/1032 E.-672 K.sayılı ilamına dayalı olarak takibe başladığı, borçlu tarafından icra dosyasına sunulan teminat mektubunun süresinde tehir-i icra kararı getirilmemesi üzerine paraya çevrilerek alacaklıya ödendiği, dayanak ilamın Yargıtay 15.Hukuk Dairesince temyiz incelemesi sonucunda 24/05/2006 tarihinde bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde, Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/09/2008 tarih ve 2006/949 E.-2008/938 K.sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, borçlu vekilinin talebi üzerine İİK.nun 40/2.maddesi gereğince alacaklıya, ödenen paranın iadesi edilmesi hakkında muhtıra gönderildiği, muhtıra tebliğine rağmen para ödenmediğinden alacaklının mallarının haczedildiği, bu arada alacaklının Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/09/2008 tarih ve 2006/949 E.-2008/938 K.sayılı kararına karşı tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle eski hale getirme talebinde bulunduğu ancak, bu talebin aynı mahkemenin 06/05/2010 tarih ve 2009/999 E.-2010/525 K.sayılı kararı ile reddedildiği, iş bu kararın Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 11/10/2010 tarih ve 2010/4659 E.-5128 K.sayılı ilamı ile Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2010 tarih ve 2009/999 E.-2010/525 K.sayılı eski hale getirme isteminin reddine ilişkin kararının ve açılmamış sayılmaya ilişkin kararda bulunan 29/01/2009 tarihli kesinleşme şerhinin kaldırılmasına, mahkemenin 2006/949 E.-2008/938 K.sayılı açılmamış sayılma kararının bozulmasına karar verildiği görülmektedir.


Yukarıda sıralanan aşamalardan anlaşıldığı üzere, alacaklı hakkında İİK.nun 40/2. maddesinin uygulanmasının, diğer bir anlatımla, alacaklının mallarının haczedilmesinin dayanağı Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/09/2008 tarih ve 2006/949 E.-2008/938 K.sayılı kararı olup, iş bu karar temyiz incelemesi sonunda bozulduğundan ortadan kalkmıştır. Bu durumda, takip, dayanak ilam Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/05/2004 tarih ve 2004/1032 E.-672 K.nın bozulması sonrası henüz kesinleşmiş bir kararın verilmediği aşamaya dönmüştür. Borçlu, bu aşamada yalnızca İİK.nun 40/1.maddesi gereğince takibin durdurulmasını isteyebilir, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince eski hale getirme isteyemez. Hal böyle olunca, alacaklı hakkında uygulanan hacizler dayanaksız kalmıştır.

O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, İİK.nun 40/1.maddesi gereğince takip borçlusu hakkındaki takibin duracağı, hakkında takip yapılmayan alacaklı yönünden bu hükmün uygulanma imkanının bulunmadığı ve alacaklının mallarının haczedilmesinin dayanağı kalmadığı gözardı edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.