1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Rehin Hakkının Kefile Devri için Adi Nitelikteki Temlik Sözleşmesi Yeterli Değil

Gönderilme zamanı: 04 Ara 2021, 01:33
gönderen Hepsihukuk
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi


ESAS NO : 2010/32035
KARAR NO: 2011/12530



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı, kendisine ödemede bulunan kefile, rücu hakkını kullanmaya ve elindeki rehni paraya çevirmeye yarayacak senetlerini teslim etmek zorundadır.(BK.nun 499/1.mad.). Ayrıca, mevcut taşınmaz rehninin kefile devri için gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdür.(BK.nun 499/2.mad.)

Alacaklı asıl borcun temini için, kefalet akdinin kurulmasından önce veya sonra verilen her türlü teminatı kefilin zararına olarak azaltır veya elindeki delilleri elden çıkarırsa kefile karşı sorumlu olur.(BK.nun 500/1.mad.). Aynı şekilde, alacaklı alacağını alırken teminat ve delilleri kefile nakil ve tevdi etmek zorundadır. Alacaklı bu külfeti yerine getirmezse kefil sorumluluktan kurtulur.(BK.nun 501.mad. 2.cüm.)(Prof Dr. Fahrettin Aral-Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri/2007)
Diğer taraftan, hukuki muamelenin tesisi hangi şekle tabi ise buna ilişkin hakkın devri de aynı şekle tabidir.

Somut olayda, kredi sözleşmesine dayanan borcu kefil sıfatı ile ödeyen Zeynep Özdemir'e, alacaklı ve ipoteğin, kredi sözleşmesinin alacaklısı banka tarafından 10.5.2010 tarihli adi nitelikteki temlik sözleşmesi ile temlik edildiği, adı geçen şahsın ipotek veren 3.kişi aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin ilamsız icra takibi başlattığı ve borçlu itirazının mahkemece kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İpotek resmi nitelikteki tapu siciline tescil ile tesis edildiğine göre, yukarıda açıklanan yasa hükmü de dikkate alındığında, rehin hakkının kefile devri için adi nitelikteki temlik sözleşmesinin yeterli olmadığı, buna dayalı olarak temlik alan sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasının da mümkün olmadığı açıktır.


Açıklanan nedenlerle mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne dair karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.