1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Banka dışındaki kişiler İİK.nun 150/ı maddesi gereğince İPÇY ile ilamlı icra takibi yapamaz.

Gönderilme zamanı: 04 Ara 2021, 02:00
gönderen Hepsihukuk
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/22298
Karar No:2015/25128


Özet:

Takip dosyası incelendiğinde; bankanın genel kredi taahhütnamesine istinaden borçlu Vima Denizcilik .. Ltd.’ye kullandırdığı kredilerden kaynaklanan alacaklarını, tüm teminatları ile birlikte takip tarihinden önce alacaklı Eşref Jale’ye temlik ettiği, takip yapan temlik alacaklısının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı ve ipoteğin limit (üst sınır) ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anılan maddedeki düzenleme banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz olup bu husus süresiz şikayete konu edilebileceği gibi, mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği izahtan varestedir.

Karar:

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Temlik alacaklısı tarafından asıl borçlu ve ipotek veren malik aleyhine, limit ipoteğine dayalı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, ipotek veren malik vekilinin şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, bankanın takip alacaklısına yaptığı temlik işleminin geçersiz olduğu, buna göre de asıl alacak ve işlemiş faize itiraz ettiklerini aksi düşünülse bile temlik borcu dışında başkaca masrafların takibe konu edilemeyeceğini ve faiz oranının fahiş olduğunu belirterek takibin iptalini istediği ve mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.






İİK.nun 149. maddesi; ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız para borcu ikrarını ihtiva etmesi ve alacağın muaccel olması halinde borçluya icra emri gönderileceğini öngörmektedir.

Yine İİK.nun 150/ı maddesinde "Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf ..." başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde "icra müdürünün aynı Kanunun 149. maddesi uyarınca işlem yapacağı" yazılıdır.

Takip dosyası incelendiğinde; bankanın genel kredi taahhütnamesine istinaden borçlu Vima Denizcilik .. Ltd.’ye kullandırdığı kredilerden kaynaklanan alacaklarını, tüm teminatları ile birlikte takip tarihinden önce alacaklı Eşref Jale’ye temlik ettiği, takip yapan temlik alacaklısının kredi veren kuruluş (banka) olmadığı ve ipoteğin limit (üst sınır) ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anılan maddedeki düzenleme banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz olup bu husus süresiz şikayete konu edilebileceği gibi, mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği izahtan varestedir.

O halde mahkemece yukarıda yazılı nedenlerle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.