İpotekli taşınmazın yeni malikinin ek takip talebiyle takibe dahil edilebileceği
Gönderilme zamanı: 10 Ara 2021, 16:20
12. Hukuk Dairesi 2019/11730 E. , 2019/14527 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı şikayetçi borçlunun... Parsel 1 ve 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesi'nin 30.11.2018 tarih ve 2018/1744 E. - 2018/2888 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı Halkbankası A.Ş. lehine borçlu ...’in doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, ... adına kayıtlı olduğu 06.6.2011 tarihinde taşınmazlar üzerinde ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazların 01.6.2016 olan takip tarihinden evvel, 11.....2015’te ipotekle yükümlü olarak 3. kişi ... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazları takipten evvel satın alan ...’ın asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, satışa hazırlık aşamasında alacaklının, yeni malike takibin ihtarla bildirilmesi talebi üzerine icra dosyasından yeni malike muhtıra ile takibin başladığı ve kesinleştiği ile taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığının bildirildiği, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece muhtıra tebliğ edilerek, satışın yapıldığı görülmektedir.
Taşınmazı ipotekle yüklü satın alan üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye muhtıra ve müteakiben satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.
Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ... için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan muhtıra ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesi'nin 30.11.2018 tarih ve 2018/1744 E. - 2018/2888 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.02.2018 tarih ve 2017/63 E. - 2018/9 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2018/15334 E. , 2019/8966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı şikayetçilerin, ödeme emri, kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz olduğu ile ilanın yapıldığı gazete tirajının satış kararına uygun olmadığını ileri sürerek 13 Parsel 2 numaralı taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçiler tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 14.9.2018 tarih ve 2018/512 E. - 2018/1890 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı ... … A.Ş. lehine borçlu ... … Ltd. Şti.’nin bayilik sözleşmesindeki yükümlülüklerinin teminatını teşkil etmek üzere, ... adına kayıtlı olduğu 07.7.2010 tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazın takipten evvel, 15.3.2016’da ipotekle yükümlü olarak 3. kişi ... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazı takipten evvel satın alan ...’in asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, satışa hazırlık aşamasında alacaklının, yeni malikin adres bilgilerinin tespiti ile satış işlemlerinin yapıldığı talimat dosyasına gönderilmesi talebi üzerine talimat dosyasından yeni malike satış ilanı tebliğ edildiği, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece satış ilanı tebliği yapılarak, satışın yapıldığı görülmektedir. İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.
Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ... için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazın ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 14.9.2018 tarih ve 2018/512 E. - 2018/1890 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2017 tarih ve 2017/851 E. - 2017/1146 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2019/8994 E. , 2020/2289 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, ipotek veren borçlu ...'in icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazlarının yanında kendisine hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğini ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından istemin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bölge adliye mahkemesince borçlunun istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazının reddine; borçluya çıkartılan hesap kat ihtarının bila tebliğ iade edildiği, İİK'nun 150/ı ve 68/b maddelerinin kredi sözleşmesinin tarafları için düzenlenmiş olduğu ve ipotek veren borçlu hakkında uygulama yerinin olmadığı gerekçesi ile şikayetçi borçlu yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 150/ı maddesinde; ''Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar'' düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK'nun 68/b maddesinde ise; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede
gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır.
Öte yandan, ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, İİK'nun 150/ı maddesinin son cümlesi; "Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması, Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer” hükmünü içermektedir.
Anılan madde hükmü gereğince, ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekir. Bu husus kamu düzeninden ve ilamlı takip yapma şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbidir ve mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK'nun 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerekir.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan ... 1. Noterliği’nin 02.01.2017 tarih ve .... yevmiye numaralı ihtarnamesinin borçlu ...’in “.. adresine tebliğe çıkartıldığı ve “muhatap tanınmıyor iade” şerhi ile 04.01.2017 tarihinde iade edildiği, ihtarnamenin tebliğe çıkartıldığı adresin, borçlunun takip dayanağı ipotek belgesinde yazılı adreslerinden biri olmadığından, İİK'nın 150/ı maddesi gereğince geçerli ve dolayısıyla usulüne uygun bir tebligat olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda, yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi yapılması mümkün değildir.
O halde, bölge adliye mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz ise de anılan husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve sonuçta icra emrinin iptaline karar verildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan bölge adliye mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 09/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/8428 E. , 2017/1118 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Şikayetçi borçlular ... Otomotiv Yedek Parça Tic. Ltd. Şti. ile ... Deniz Servisleri Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre şikayetçi borçlular ... Otomotiv Yedek Parça Tic. Ltd. Şti. ile .. Deniz Servisleri Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazlarının (REDDİNE),
2-Şikayetçi borçlu ...'ın temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu ...'ın takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nun 149. maddesinde; "İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi gereğince; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.
Somut olayda, ipotek veren müteselsil kefil ...'ın 09.03.2006 tarihinde taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği, adı geçenin 30.06.2014 olan takip tarihinden önce 24.02.2014 tarihinde ipotekli taşınmazı...'a sattığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, takip tarihi itibariyle yeni ipotek maliki 3. kişi...'ın asıl borçlu ile zorunlu takip arkadaşı olarak takip talebinde birlikte taraf olarak gösterildikleri görülmekte olup, takip tarihinden önce ipotek konusu taşınmazı satan şikayetçi eski malik ve müteselsil kefilin takipte taraf olarak gösterilmesi doğru değildir. Şikayetçi, takip tarihi itibariyle kredi borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamaz ve kendisine icra emri gönderilemez.
O halde mahkemece, şikayetçi borçlu ... yönünden şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlu ...'ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı şikayetçi borçlunun... Parsel 1 ve 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesi'nin 30.11.2018 tarih ve 2018/1744 E. - 2018/2888 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı Halkbankası A.Ş. lehine borçlu ...’in doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, ... adına kayıtlı olduğu 06.6.2011 tarihinde taşınmazlar üzerinde ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazların 01.6.2016 olan takip tarihinden evvel, 11.....2015’te ipotekle yükümlü olarak 3. kişi ... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazları takipten evvel satın alan ...’ın asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, satışa hazırlık aşamasında alacaklının, yeni malike takibin ihtarla bildirilmesi talebi üzerine icra dosyasından yeni malike muhtıra ile takibin başladığı ve kesinleştiği ile taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığının bildirildiği, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece muhtıra tebliğ edilerek, satışın yapıldığı görülmektedir.
Taşınmazı ipotekle yüklü satın alan üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye muhtıra ve müteakiben satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.
Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ... için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan muhtıra ve satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi.... Hukuk Dairesi'nin 30.11.2018 tarih ve 2018/1744 E. - 2018/2888 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.02.2018 tarih ve 2017/63 E. - 2018/9 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/10/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2018/15334 E. , 2019/8966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe karşı şikayetçilerin, ödeme emri, kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz olduğu ile ilanın yapıldığı gazete tirajının satış kararına uygun olmadığını ileri sürerek 13 Parsel 2 numaralı taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçiler tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 14.9.2018 tarih ve 2018/512 E. - 2018/1890 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, alacaklı ... … A.Ş. lehine borçlu ... … Ltd. Şti.’nin bayilik sözleşmesindeki yükümlülüklerinin teminatını teşkil etmek üzere, ... adına kayıtlı olduğu 07.7.2010 tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazın takipten evvel, 15.3.2016’da ipotekle yükümlü olarak 3. kişi ... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme gönderir. Anılan maddede sözü edilen bu husus, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektirir.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.
Somut olayda, ihale konusu edilen ipotekli taşınmazı takipten evvel satın alan ...’in asıl borçlu yanında borçlu olarak gösterilmeden takip yapıldığı, satışa hazırlık aşamasında alacaklının, yeni malikin adres bilgilerinin tespiti ile satış işlemlerinin yapıldığı talimat dosyasına gönderilmesi talebi üzerine talimat dosyasından yeni malike satış ilanı tebliğ edildiği, adı geçen malik takibe dahil edilmeden sadece satış ilanı tebliği yapılarak, satışın yapıldığı görülmektedir. İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu husus, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır. İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye satış ilanı tebliğ edilmesi usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez.
Bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, ... için ek takip talebinde bulunulması gerekirken doğrudan satış ilanı tebliğ edildiğinden, adı geçenin usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazın ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 14.9.2018 tarih ve 2018/512 E. - 2018/1890 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2017 tarih ve 2017/851 E. - 2017/1146 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2019/8994 E. , 2020/2289 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, ipotek veren borçlu ...'in icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazlarının yanında kendisine hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğini ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından istemin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, bölge adliye mahkemesince borçlunun istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazının reddine; borçluya çıkartılan hesap kat ihtarının bila tebliğ iade edildiği, İİK'nun 150/ı ve 68/b maddelerinin kredi sözleşmesinin tarafları için düzenlenmiş olduğu ve ipotek veren borçlu hakkında uygulama yerinin olmadığı gerekçesi ile şikayetçi borçlu yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği görülmüştür.
İİK'nun 150/ı maddesinde; ''Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar'' düzenlemesine yer verilmiştir.
İİK'nun 68/b maddesinde ise; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede
gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesi yer almaktadır.
Öte yandan, ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, İİK'nun 150/ı maddesinin son cümlesi; "Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması, Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer” hükmünü içermektedir.
Anılan madde hükmü gereğince, ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekir. Bu husus kamu düzeninden ve ilamlı takip yapma şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbidir ve mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK'nun 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerekir.
Somut olayda, takibe dayanak yapılan ... 1. Noterliği’nin 02.01.2017 tarih ve .... yevmiye numaralı ihtarnamesinin borçlu ...’in “.. adresine tebliğe çıkartıldığı ve “muhatap tanınmıyor iade” şerhi ile 04.01.2017 tarihinde iade edildiği, ihtarnamenin tebliğe çıkartıldığı adresin, borçlunun takip dayanağı ipotek belgesinde yazılı adreslerinden biri olmadığından, İİK'nın 150/ı maddesi gereğince geçerli ve dolayısıyla usulüne uygun bir tebligat olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda, yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi yapılması mümkün değildir.
O halde, bölge adliye mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz ise de anılan husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve sonuçta icra emrinin iptaline karar verildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan bölge adliye mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 09/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12. Hukuk Dairesi 2016/8428 E. , 2017/1118 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Şikayetçi borçlular ... Otomotiv Yedek Parça Tic. Ltd. Şti. ile ... Deniz Servisleri Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre şikayetçi borçlular ... Otomotiv Yedek Parça Tic. Ltd. Şti. ile .. Deniz Servisleri Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazlarının (REDDİNE),
2-Şikayetçi borçlu ...'ın temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu ...'ın takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nun 149. maddesinde; "İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi gereğince; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.
Somut olayda, ipotek veren müteselsil kefil ...'ın 09.03.2006 tarihinde taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettirdiği, adı geçenin 30.06.2014 olan takip tarihinden önce 24.02.2014 tarihinde ipotekli taşınmazı...'a sattığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, takip tarihi itibariyle yeni ipotek maliki 3. kişi...'ın asıl borçlu ile zorunlu takip arkadaşı olarak takip talebinde birlikte taraf olarak gösterildikleri görülmekte olup, takip tarihinden önce ipotek konusu taşınmazı satan şikayetçi eski malik ve müteselsil kefilin takipte taraf olarak gösterilmesi doğru değildir. Şikayetçi, takip tarihi itibariyle kredi borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamaz ve kendisine icra emri gönderilemez.
O halde mahkemece, şikayetçi borçlu ... yönünden şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlu ...'ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.