1. Hukuk Dairesi 2016/13445 E. , 2018/12917 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

1. Hukuk Dairesi 2016/13445 E. , 2018/12917 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü

-KARAR-

Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ......'in 7 parça taşınmazını davalı ............na mirastan mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar birleşen davaları ile de, mirasbırakan anneleri......'nin üç parça taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla kızı ......'e temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali-tescil, aksi takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, gerek mirasbırakan ......'in gerekse mirasbırakan......'nin yaptığı temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen, birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmiş karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Getirtilen kayıt ve belgelerden:
1- Davaya konu 1, 2, 18, 176, 178 ve 180 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ......'e ait iken değişik tarihlerde oğulları İrahim, ...... ve ......'den olma torunu ......ya satışlar suretiyle temlik edildiği dava dilekçesinde belirtilen 71 ada 129 nolu parselin ise mirasbırakan ile ilgisinin bulunmadığı,
2- Birleşen davaya konu 23, 34 ve 258 nolu parsellerin ise mirasbırakan......'ye ait iken değişik tarihlerde kızı ......'e satışlar suretiyle devredildiği, sabittir.
Diğer taraftan, mirasbırakan......'nin 1999 yılında, mirasbırakan ......'in de 2001 yılında ölmeleriyle, geride mirasçıları olarak oğulları ............... ve ......'in kaldığı asıl davanın, mirasbırakanların 4 kızı ile oğulları ...... tarafından diğer oğulları ..., ...... ve ......'den olma torunları ...... aleyhine birleşen davanın da, mirasbırakanların oğulları ...... ve ...... tarafından kızları ...... aleyhine açıldığı görülmektedir.

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olayda, yukarıda değinilen olgular açıklanan ilkeler ışığında değerlendirildiğinde, mirasbırakan ...... ve ......'nin yapmış olduğu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, her ki davanın da kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Tarafların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne var ki, asıl davanın davacılarının, dilekçelerinde davaya konu ettikleri taşınmazlardan 71 ada 179 nolu parselin numarasını 129 olarak göstermelerinin maddi hatadan kaynaklandığı, bu hatayı da duruşma sırasında düzelttikleri, maddi hatanın düzeltilmesinin karşı tarafın muvafakatine de bağlı bulunmadığı gözetilerek anılan parsel bakımından da işin esası değerlendirilerek bir karar verilmesi yerine, taraf sıfatı yokluğundan bahisle davanın reddedilmesi doğru olmadığı gibi yargılama sırasında keşfen belirlenen dava değerleri üzerinden eksik harçların tamamlanmadığı dikkate alınarak dava dilekçelerinde gösterilen değerler üzerinden taraflar yararına vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön