1. Hukuk Dairesi 2016/17947 E. , 2018/12873 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacı, mirasbırakan babaları ...’nın maliki olduğu 2425 ada 4 parselde bulunan 3, 4, 7, 8, 1, 5 no’lu bağımsız bölümleri 18/03/2009 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı kızına muvazaalı şekilde ve mal kaçırma amacıyla satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, asıl davayı kabul etmiş, birleştirilen davanın ise açılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirterek reddini savunmuştur.
Asıl davadaki kabul iradesinin birleştirilen dava bakımından da geçerli olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen karar Dairece, “Dosya içeriği ve toplanan delillerden, asıl ve birleşen davalar 300.000,00 TL dava değeri gösterilerek açılmış, davanın kabulü üzerine asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı olmak üzere 300.000,00 TL esas alınarak harca ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değerinin davayı açan mirasçıların payına isabet eden değer olduğu, harç ve vekalet ücretinin bu değer üzerinden hüküm altına alınması gerektiği tartışmasızdır. Somut olayda dava konusu taşınmazların değeri tespit edilmeden ve davacıların
her birinin payına isabet eden değer belirlenmeden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca yukarıdaki açıklamalar ile birlikte 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 312/2. maddesinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.”gerekçesiyle bozulmuş olup Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mahkemece bozma sonrası yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki toplam değerinin 304.543,75-Tl olarak saptandığı ve davacıların her birinin ¼ miras payına isabet eden değerin 76.135,93-Tl olduğu, mahkemece davacıların her birinin miras payına isabet eden değer nazara alınmak suretiyle harç ve vekalet ücretine hükmedildiği, davacının ön inceleme duruşmasından önce cevap dilekçesiyle davayı kabul ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değerinin, davayı açan mirasçıların payına isabet eden değer olduğu, harç ve vekalet ücretinin bu değer üzerinden hüküm altına alınması gerektiği tartışmasızdır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır yine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde de davanın konusuz kalması, kabul, feragat ve sulh veya herhangi bir nedenle anlaşmazlığın ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce giderilmesi halinde tarife hükümleriyle belirlenen vekalet ücretinin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur, düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Somut olaya gelince, bozmaya uyulduğu halde bozmaya uygun karar verildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, kabulle sonuçlanan davada, hükmüne uyulan bozma ilamında değinildiği şekilde 6100 sayılı HMK 312/2. maddesinin karar yerinde tartışılmaması, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan ... 6. maddesinin nazara alınmaksızın harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Davalının değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1. Hukuk Dairesi 2016/17947 E. , 2018/12873 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 111 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat