1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2017/7990 E. , 2019/4088 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2017/7990 E. , 2019/4088 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ... ile arasında 07/05/2013 tarihinde iskele kirasına ilişkin sözleşme yapıldığını, iskelenin iadesinin 2013 Kasım ayında olacağı kararlaştırılmasına rağmen inşaatın uzaması nedeni ile kiranın 2013 Aralık ayının sonuna kadar devam ettiğini, bunun üzerine davalı ...' ın imzasını taşıyan teslim fişinin altına uzayan aya ilişkin kira bedeli olarak 2.000,00 TL'nin eklendiğini, ancak belirtilen bu bedelin davalılarca ödenmediğini, alacağının tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğünün 2014/1150 esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalıların borçlu olmadıklarını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduklarını, bu nedenle yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu belirterek yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ..., kira bedelinin ödendiğini, teslim fişine eklemeler yapıldığını ayrıca Sanır inşaatın ayrı tüzel kişiliği olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemişlerdir.
Davalı ... ise, kira sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı ...'ı temsilen teslim fişinin imzaladığını, davanın öncelikle husumetten reddedilmesi gerektiğini, bunun yanında teslim fişinde eklemeler yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve itirazının iptaline ve borçlular aleyhine takibe konu miktarın %20'sine hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Dava dilekçesinde davacı veya davalı olarak gösterilen kişiler, şekli taraf kavramına göre davanın tarafı iseler de, bu her zaman o kişilerin taraf sıfatına sahip oldukları anlamına gelmez. Zira az yukarıda da ifade edildiği üzere, taraf sıfatına sahip olmak için dava konusu hakkın sahibi olmak gerekir. Örneğin, alacak davasında davalı tarafta yer alabilme sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir.
Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı ve davalı ... arasında kira sözleşmesi olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyada yer alan 07.01.2013 tarihli vekaletnameye göre davalı ...'ın, kira sözleşmesinde kiracı konumunda olan ...'ın vekili olduğu ve vekaletname kapsamında davanın konusunu oluşturan teslim fişini imzaladığı anlaşılmaktadır. Davalı ...'ın kira sözleşmesine taraf olmaması, vekil sıfatı ile hareket etmesi karşısında davada pasif husumetinin bulunmadığı dolayısıyla kira alacağından yükümlü olmayacağı açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece, pasif taraf sıfatının (husumetin) davanın her aşamasında ve re'sen gözetilebileceğinden davalılardan ...'ın davada pasif taraf sıfatının (husumetinin) bulunmadığının dikkate alınmak suretiyle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK' un 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK' nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK' un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.