1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

4. Hukuk Dairesi 2016/9983 E. , 2018/6376 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
4. Hukuk Dairesi 2016/9983 E. , 2018/6376 K.

'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/06/2015 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda maddi ve manevi tazminat davasının kabulüne dair verilen 28/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili davalının müvekkilini tekme ve yumruk vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücut fonksiyonlarını orta (2/6) düzeyde etkileyecek düzeyde kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladığını, sol kolunda kemik kırıkları meydana gelen müvekkilinin ameliyat olduğunu, kırık nedeniyle rahatsızlığının tam olarak iyileşmediğini, günlük işlerini yaparken sol kolunu tam olarak kullanamadığını, dışa doğru çeviremediğini, sık sık ağrı hissettiğini, yaralanma sebebiyle çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oluştuğunu belirterek, efor kaybı, iş göremezlik bedeli ve belgelendirilemeyen tedavi giderleri yönünden oluşan maddi kayıpların ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili iddia olunan eylemle müvekkilinin ilgisi olmadığını, ayrıca ceza yargılamasındaki tıbbi belgeler dikkate alındığında bu şekilde kalıcı bir sakatlanmanın meydana gelmesinin mümkün olmadığını, davacının yaşı itibariyle bir takım rahatsızlıkları olmasının muhtemel olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Adli Tıp Uzmanı Doktor tarafından düzenlenen 03/12/2015 tarihli rapor hükme esas alınarak davacının % 7 oranında maluliyeti (kalıcı sakatlığı) bulunduğu, iyileşme süresinin 4 ayı bulacağı kabul edilip, bu rapora dayalı düzenlenen 08/02/2016 havale tarihli hesap bilirkişi raporu benimsenerek, maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davacının sol ön kol kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, ceza dosyasında Adli Tıp Kurumu Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan 11/07/2013 tarihli raporda davacının yaralanmasının basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, yaşamını tehlikeye sokmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarına etkisinin orta (2) derecede olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine, iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa neden
olmadığının bildirildiği, mahkemece Adli Tıp Uzmanı bilirkişiden alınan 03/12/2015 tarihli raporda ise, 1943 doğumlu davacının sol ulna distal 1/3 kırığının kaynamış olduğu, arızasının % 7 oranında kalıcı sakatlık (sürekli iş göremezlik) niteliğinde olduğu bildirilmiş, davalı tarafından davacının maluliyet oranı hakkında düzenlenmiş bulunan bu rapora itiraz edilmiştir.
Hükme esas alınan tek hekim imzalı maluliyet raporu, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması mümkün değildir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 16/II-c maddesi gereğince, meslekte kazanma gücü kaybı ve maluliyet konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini mahkemelere bildirmekle görevlidir. Davacı hakkında düzenlenen tek hekim imzalı rapora itiraz edilmiş olması da nazara alındığında, davacının yaşı ve meslek grubu dikkate alınarak maluliyet raporunun İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınması gereklidir.
Şu halde davacı, tüm tedavi evraklarıyla birlikte Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek muayenesi sağlanmalı, hazırlanacak heyet raporundan sonra oluşacak sonuca göre zarar kapsamı belirlenmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarınnı şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.