1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

7. Hukuk Dairesi 2016/20133 E. , 2016/20476 K

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
7. Hukuk Dairesi 2016/20133 E. , 2016/20476 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delilerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş davalının temyizi üzerine Dairemizin 09.06.2015 tarihli ilamı ile, “2-...Somut olayda davacının noter aracılığı ile işe iade için başvuruda bulunduğu iddia edilmiş ise de dosya arasında bulunan noter evrakında tebliğ şerhi bulunmamaktadır. Mahkemece davacının işe iade için süresinde başvurup başvurmadığı yönünden noter evrakı tebliğ şerhli sureti getirilmeden başvurunun usulüne uygun ve süresinde olup olmadığı buna göre fesih tarihinin başvuru tarihi mi yoksa geçersiz sayılan ilk fesih tarihi mi olacağı değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.3-...Somut olayda, davacı dava dilekçesinde davacının davalı işyerinde çalıştığı süre boyunca gerçekte çok daha fazla ücret aldığı/alması gerektiği halde SSK’ya ( devredilen SGK) bildirilen belgelerde kazancının asgari ücret olarak gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı ücretin çok daha yüksek olması gerektiğini iddia ederken kendisine ne kadar ücret ödendiğini açıklamamıştır. Mahkemece yapılan emsal ücret araştırması sonucunda davacının 2.000,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde ne kadar ücret aldığını belirtmediğinden somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Davacının iddiası davacının mesleki kıdemi dikkate alındığında asgari ücretle çalışmaması ve daha yüksek ücret alması gerektiği yönündedir. Davacıya bordroda ödenen ücretin dışında bir ücretin ödendiği ancak asgari ücretten gösterildiği şeklinde değil aslında daha yüksek ücretle çalışması gerektiği şeklindeki iddia doğrultusunda emsal ücret araştırması yapılarak, gerçekte aldığı değil talebe göre olması gereken ücret üzerinden alacakların kabulü hatalıdır. 4-Mahkemece davacının çalışma dönemi içerisinde geçen tüm ihale evrakları, ihaleyi hangi Şirketlerin aldığı, davacının SGK hizmet döküm cetveli, hizmet döküm cetvelinde görülen işyerlerinin sigorta tescil bilgileri dosyaya getirilmeden davacının asıl işverene bağlı olarak geçen hizmet yılı bu kayıtlara göre belirlenmeden eksik inceleme ile davalının sorumluluğuna karar verilmesi hatalıdır.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş davacının işe başlatılmasına ilişkin noter ihtarının tebliğ şerhli örneğini getirtmiş, işe iade dava dosyasını dosya arasına aldıktan sonra bozma öncesi hazırlanan 10.06.2014 havale tarihli rapordaki asgari ücret üzerinden hesaplanan alacakları hüküm altına almış ve davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Dosya içeriğindeki deliller, bozma kararı ve mahkemece bozma kararına uyularak hüküm tesis edilmesi dikkate alındığında, mahkemenin kabulü yerindedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem süresine işe iadeden kaynaklanan 4 ay ilave edildiğine ve alacaklar 2014 yılı ilk 6 ayında geçerli asgari ücrete göre hesaplandığına göre, iş sözleşmesinin fesih tarihinin davacının işe başlatılması için gönderdiği noter ihtarının tebliğ tarihi olan 22.05.2014 olan tarihine 1 aylık sürenin ilavesi ile 22.06.2014 tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile fesih tarihinin 23.07.2009 olarak kabul edilmesi ve kıdem tazminatına bu tarihten itibaren faiz işletilmesi hatalı olmuştur.
Öte yandan reddedilen miktar 10.798,83 TL olup reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktarı geçmemek ve maktu avukatlık ücretinin altında kalmamak üzere 1800,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücretinin altında avukatlık ücreti belirlenmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki “23.07.2009” tarihinin çıkarılarak yerine, “22.06.2014” tarihi, 5 numaralı bendindeki “1295,86 TL” rakamlarının çıkarılarak yerine “1800,00 TL” rakamlarının yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.