1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

3. Hukuk Dairesi 2017/14130 E. , 2019/993 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
3. Hukuk Dairesi 2017/14130 E. , 2019/993 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 12/02/2019 tarihinde davalı vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; mirasbırakan ...’in 20/03/1992 tarihli vasiyetnamesi ile tüm malvarlığını davalıya vasiyet ettiğini, ancak vasiyetnamede mirasbırakanın okur yazar olmadığı belirtilmesine rağmen vasiyet tanıklarının mirasbırakanın vasiyetnameyi okuduğunu beyan etmeleri nedeniyle şekil eksikliği bulunduğunu, ayrıca mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmaması ve vasiyetnamenin mirasbırakana hata ve hile ile imzalatılmış olması nedenleri ile geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde ise tenkisini talep etmiştir.
Davalı; vasiyetnamenin yasalara uygun olduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 26/11/2012 tarihli ve 2012/15092 E. 2012/24246 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafça gider avansının süresinde yatırılmasına rağmen aksi yöndeki değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur
Bozma ilamına uyan mahkemece; davaya konu vasiyetnamenin birinci sayfasında mirasbırakanın okur yazar olmadığının, dördüncü sayfasında ise tanıkların mirasbırakanın vasiyetnameyi okuduğunu belirtmesininn kendi içinde çelişki doğurduğu, ayrıca vasiyetname öncesi alınan sağlık kurulu raporunun ise bizzat devlet hastanesi başhekimliği tarafından hukuki geçerliliğinin bulunmadığının belirtilmiş olması karşısında vasiyetnamenin TMK'nun 535. maddesinde öngörülen geçerlilik şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle; vasiyetnamenin iptaline yönelik istemin kabulüne, tenkis istemine yönelik hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vasiyetnamenin ehliyetsizlik, şekil eksikliği ve irade bozukluğu nedenleriyle iptali, olmadığı takdirde tenkisi istemine ilişkindir.
4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca; mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
Mirasbırakanın 15/02/2009 tarihinde öldüğü nazara alındığında, davada Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir.
Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.
Dosyada yer alan vasiyetname incelendiğinde; okur yazar olmayan mirasbırakanın arzularını bildirdiği noterin vasiyetnameyi yazdıktan sonra tanıklar önünde kendisine okuduğu, mirasbırakanın vasiyetnamenin tanıklar huzurunda tarafına okunduğunu ve son arzularını içerdiğini bildirdiği, tanıkların da mirasbırakanın beyanının önlerinde yapıldığını, tasarrufa ehil gördükleri mirasbırakanın vasiyetnamenin son istek ve arzularını içerdiğini beyan ettiğini bildirdikleri anlaşılmıştır. Her ne kadar, tanık beyanlarında 'Vasiyetname Noter M.Temel Tandoğan tarafından yazıldıktan sonra vasiyetçi ... önümüzde okuduğunu...' ifadesi yazılmış ise de, vasiyetnamenin yukarıda açıklanan içeriği gözetildiğinde; 'vasiyetçi ...'e' ifadesi yerine daktilo hatası gibi bir hata nedeniyle 'vasiyetçi ...' ifadesinin yazıldığı açık bir şekilde ortadadır. O halde, vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunu'nun 535 inci maddesinde öngörülen şekil kurallarına uyularak düzenlendiğinin kabulü gerekir. Bu kabul şekli aynı zamanda ölüme bağlı tasarrufların, onları geçersiz kılacak şekilde değil, geçerliliğini sağlayacak biçimde yorumlanması (favor testamenti) ilkesinin bir sonucudur.
Bundan ayrı; Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin 91 inci maddesi uyarınca, vasiyetname düzenlemek isteyen ilgilinin fiil ehliyetinin tespiti için doktor raporu istenmesi, noterin takdirine bırakılmıştır. Bu nedenle, noterin ilgiliden fiil ehliyetinin tespiti için rapor istemesi (veya istememesi), işlemin şekil yönünden geçerliliğini etkilemez. Vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında doktor raporu alınmış ise, bu husus, vasiyetçinin fiil ehliyetine dair ihtilaf olması halinde dikkate alınmalıdır. Bu halde ise; vasiyetçinin fiil ehliyetine dair ihtilaf, en yetkili sağlık kuruluşu olan Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak çözülmelidir.
Somut olayda; yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden aldırılan rapor ile mirasbırakanın fiil ehliyetinin yerinde olduğu, dolayısıyla vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında aldırılan sağlık kurulu raporundaki fiil ehliyetinin varolduğuna dair tespitin doğru olduğu belirlenmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve şekil eksikliği nedenleriyle iptali isteminin yerinde olmadığı gözetilerek; irade bozukluğu nedeniyle iptal isteminin, bu istemin de yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise (mirasbırakanın ölüm tarihi dikkate alınarak) terditli olarak ileri sürülen tenkis talebinin incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirilme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.