1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

7. Hukuk Dairesi 2016/14859 E. , 2016/19215 K

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
7. Hukuk Dairesi 2016/14859 E. , 2016/19215 K.

'İçtihat Metni'


YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesini istemiştir.
Davalı idare vekili, husumet itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının iş akdinin görülen lüzum üzerine 4857 sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca hakları ödenerek feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemizin 2015/9485 Esas ve 2015/8289 Karar sayılı bozma ilamına uyularak gerekli araştırmalar yapılmış ve feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının davalı şirket işyerinde işine iadesine, davacının davalılarca birlikte istihdam edilmiş sayılacağı gerekçesiyle davalıların mali sonuçlardan birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalı şirket nezdinde davalı isimli işyerinde çalışmıştır. Mahkemece bozma öncesi verilen ilk kararda davanın Belediye yönünden husumetten reddine, davacının davalı şirkete işe iade edilmesine karar verilmiştir. Kararın davacı ve davalı şirket tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 2015/9485 Esas ve 2015/8289 Karar sayılı ilamı ile feshin geçersiz olduğu, davacının işe iadesinin isabetli olduğu ancak davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi olmadığından davalı Belediyenin de davalı şirketin hakim ortağı olduğu gerekçesiyle davalılar arasındaki ilişkinin( asıl-alt işveren veya birlikte istihdam vs gibi) tespiti yönünde araştırmaya yönelik bozma yapılmıştır. Mahkemece, bozmaya uyulmuş, gerekli belgeler dosya içerisine getirtilmiştir. Davalı şirketin cevabi yazısı ile 18/12/2009 tarih ve 430 sayılı kararından davacının çalıştığı isimli çalışma yerinin ait olup 10 yıl süreli protokol ile davalı Belediyeye tahsis edildiği, Belediyenin de meclis kararı ile işletmeden elde edilecek gelirin % 55’inin davalı Belediyeye aktarılması kaydıyla bu yerin işletme hakkını 5 yıl süre ile davalı şirkete verdiği anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki bu hukuki bağ nedeniyle davacının davalılar tarafından birlikte istihdam edildiği anlaşılmaktadır. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir. Ancak, mahkemece kararın gerekçe kısmında davacının davalılarca birlikte istihdam edildiği kabul edilmesine ve mali sonuçlardan davalıların birlikte sorumluluğu öngörülmesine rağmen kararın hüküm kısmında işe başlatmama tazminatı açısından birlikte sorumluluğa yer verilmemiş olması hükmü temiz eden davalı Belediye'nin hak alanını ilgilendirdiğinden usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2 nolu bendine “işverenin davacıyı işe başlatmaması halinde” sözcüklerinden sonra gelmek üzere “davalılarca müştereken ve müteselsilen” sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istekleri halinde davalılara iadesine, 10.11.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.