1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

7. Hukuk Dairesi 2016/17676 E. , 2016/13138 K

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
7. Hukuk Dairesi 2016/17676 E. , 2016/13138 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:


Davacı, işverenin iş akdini geçerli bir neden olmaksızın ve sendikal nedenlerle feshettiğinden bahisle feshin geçersizliğine, işe iadesine ve işçilik haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davacının iş aktinin, 22.06.2015 tarihinde 20.30-21.00 saatleri arasında işyeri sınırları içerisnide grup oluşturarak montaj ve pres binaları arasında alkışlar ve ' bizler işçiyiz dilenci değil, yönetim sadaka istemiyoruz, yönetim şaşırma sabrımızı taşırma' sloganları eşliğinde protesto eylemi gerçekleştirdiğinden dolayı 4857 sayılı Yasanın 25/2 maddesi uyarınca iş aktinin haklı nedenle feshedildiğini, sendikal neden iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ...Dosya kapsamından eyleme katılan işçi sayısının 100 kişiden çok çok fazla olduğu, İşverenin işletmesel kararlarında tutarlı hareket etmek zorunda olduğu, eyleme katılan diğer işçilerin de tespitinin mümkün olduğu yerde 81 işçinin iş akdinin feshinin tutarlılık ilkesinin dikkate alınmadığını göstermekte olup, davalı tarafın ölçülülük ve tutarlılık hükümlerine aykırı olarak fesih işlemini gerçekleştirdiği, davacı taraf feshin sendikal nedenlerle yapıldığını iddia ederek sendikal tazminat talep etmişse de davalı işyerinde ... yasal yetkili sendika olduğu ve işyerinde uygulanmakta olan 2017 yılı Ağustosuna kadar geçerli olan TİS'in tarafı olduğu, davacının da dahil olduğu işçi grubunun söz konusu sendikanın yürürlükte olan TİS'in yapılması aşamasında haklarının beklenildiği şekilde iyileştirilmediği yönünde sızlanmaların bulunduğu, en son Bosch işyerinde aynı sendikanın yapmış olduğu TİS ile ilgili haberler ortaya çıkması üzerine bu tepkilerin daha da arttığı, bu tepkili sürecin devamında işçilerin ... istifa etmeye başladıkları, daha sonra da davacının da üyesi olduğu ... geçtikleri, davacı taraf davalı işverenin yetkili ... ile birlikte hareket ettiğini, bu kapsamda kendilerinin işten çıkarıldığını iddia etmekte, davalı tarafın ise, herkesin sendika seçmekte özgür olduğunu, istenilen sendikaya üye olunabileceğini, bu konuda işverenin herhangi bir baskı, yol gösterme ve tavsiyelerinin olmadığını savundukları, dinlenen davacı tanıkları işverenin eylemlerin sona erdirilmesi aşamasında vermiş olduğu taahhütleri arasında eyleme katılan işçilerin kendi temsilcilerini seçebilecekleri taahhüdünün de olduğunu ancak kendi temsilcilerine oda değişikliği yaparak oda vermediklerini, ... işyeri temsilcilerinin halen görevlerine devam ettiklerini, bazı ... üyelerinin rotasyona tabi tutulduğunu beyan ettikleri, ancak işyerinde TİS'in tarafı olan yetkili sendikanın yasal hakları bir tarafa bırakılarak, 6356 sayılı Yasaya aykırı şekilde yetkili sendikayı bertaraf edecek nitelikte işverenin temsilciler ataması ve bulundurması ve bunları muhatap kabul etmesinin mümkün olmadığı, işverenin tek tarafları kararları ile yetkili sendikanın işyeri temsilcilerini değiştirmesinin de mümkün olmadığı, bu kadar çok işçinin çalıştığı işyerinde şu yada bu şekilde rotasyon uygulamalarının yapılması olağan çalışma hayatına uygun olduğu, zira tanığın aynı durumda olmasına rağmen aynı birimde çalışmaya devam ettiğini beyan ettiği, dolayısıyla davacının da dahil olduğu işçi topluluğunun temsilcilerine 6356 sayılı Yasadaki hakların verilmemesi, sendikal nedenle feshin yapıldığı anlamına gelmeyeceği, davalı tanıklarının, işçiler ile yapılan tüm görüşmelerde sendika seçiminde özgür oldukları, istedikleri sendikaya üye olabilecekleri vurgusunun yapıldığını ifade ettikleri, bunun yanında ... örgütlenme sürecinin 1 yada 2 işçi ile yada çok az bir işçi grubu ile yaşanan bir durum olmadığı, zira yeterli bulmadıkları, kabullenemedikleri olay ve durumlar karşısında demokratik ve barışçıl tepkilerini gösterebildikleri, yapılan eylemlerin de esasen sendikal örgütlenme özgürlüğüne karşı işverenin eylem ve işlemlerine dayanmadığı, işyerlerinde sendikal örgütlenme rekabetinin yaşandığı hallerde ekseriyetle sendikalardan birisinin işverenin de kendisi yanında olduğu algısını yaratmaya çalışmasının karşılaşılan bir durum olduğu, bu sayede üye olmayan işçileri daha kolay kendi taraflarına çekebileceği umudu taşındığı, davacı tarafça bir takım kayıtların dosyaya ibraz edildiği, bu kayıtların bazılarında ... istifa eden bazı kişilerin tekrar ... üye olmaları için ... yetkilisince ikna edilmeye çalıştığına dair kayıtların yer aldığı, böyle bir görüşmenin, yaşanılan süreçte olması kadar normal bir davranış bulunmadığı bu süreçte her iki sendikanın üyeleri ve destekçilerinin tanıtım, propaganda faaliyetlerinde bu görüşmeleri yapması ve diğer işçilerin desteğini alması işin doğasından kaynaklandığı, somut olayda istifa eden işçiler ile görüşme yapan ... yetkilisinin bu görüşmeyi işverenin insiyatifi ile yaptığına dair herhangi bir delil de bulunmadığı, yetkili ... ile örgütlenme sürecini yaşayan ... arasındaki rekabetin davalı işvereni ilgilendiren bir tarafının bulunmadığı, somut olayda feshin sendikal nedenler ile yapıldığına dair iddialara itibar edilmediği, ancak feshin 4857 sayılı Yasanın 25/II maddesi hükümlerine aykırı olarak yapıldığının anlaşılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece feshin geçersiz olduğu ve sendikal neden bulunmadığı yönündeki tespitleri Dairemizce de benimsenmiş olduğundan tarafların bu yöne ilişkin temyiz nedenleri yerinde değildir.
Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Bu maddede sendikal neden halinde işe başlatmama tazminatının işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği açıklanmıştır. Yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı işyerine yaklaşık olarak 17-18 yıl süreyle çalıştığı, iş akdinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğinin kabulü olaya ve oluşa uygun olmakla birlikte davacının işyerindeki kıdemi göz önünde tutulduğunda işe başlatılmaması durumunda verilmesi gereken tazminatın yukarıda belirtilen ilkeler ışığında 6 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesi gerekirken 7 aylık ücreti tutarında tespiti hatalıdır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle 4857 sayılı Kanun'un 20/3 maddesi gereğince mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda yazılı hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile
1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3.Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4.Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5.Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın tenzili ile bakiye 1,50 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile ...'ye gelir kaydına,
6.Davacının yapmış olduğu 66,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8.Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 13.06.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.