1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

7. Hukuk Dairesi 2015/7050 E. , 2016/6356 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
7. Hukuk Dairesi 2015/7050 E. , 2016/6356 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde otobüs yıkama görevlisi olarak çalıştığını, sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağına uygulanacak faiz konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesine göre ödenmesi gereken ihbar tazminatında faize hak kazanabilmek için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Bununla birlikte bireysel ya da toplu iş sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar tazminatının ödeme zamanıyla ilgili olarak açık bir hükme yer verilmişse, belirlenen ödeme tarihi faiz başlangıcı olarak esas alınır.
İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı değişen oranlara göre yasal faiz olmalıdır. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde faklı bir faiz türü öngörülmüşse, yasal faizin altında olmamak kaydıyla kararlaştırılan faiz uygulanır
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde ise, iş sözleşmesinin feshi halinde kullanılmayan izin sürelerine ait ücretlerin, son ücret üzerinden ödenmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Ancak, Yasada izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur. Bununla birlikte, faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.
Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.
Somut olayda davacı dava ve ıslah dilekçesinde ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep edildiğinden, bu alacaklar için hükmedilmesi gerekirken doğrudan yasal faize hükmedilmesi hatalı ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağına ilişkin,
“200,00 TL ihbar tazminatına,
100,00 TL yıllık izin ücreti alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine
1.886,00 TL ihbar tazminatına,
7.275,50 TL yıllık izin ücreti alacağına ıslah tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren yasal faiz oranının yürütülmesine” bentlerinin çıkarılarak yerlerine
“200,00 TL ihbar tazminatına,
100,00 TL yıllık izin ücreti alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesine
1.886,00 TL ihbar tazminatına,
7.275,50TL yıllık izin ücreti alacağına ıslah tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.