7. Hukuk Dairesi 2015/16160 E. , 2016/4538 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
7. Hukuk Dairesi 2015/16160 E. , 2016/4538 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı Belediyede işçi olarak çalıştığını, emeklilik nedeni ile iş akdinin sona erdiğini beyanla fazla çalışma, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatili ve kömür yardımı alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının kömür yardımı alacağı, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatili alacak taleplerinin kabulüne, hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK'nun 107.maddesinde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği, 109.maddesinde ise talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, kısmi dava açılması halinde dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkca feragat edilmiş olması hali dışında talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği bildirilmiştir.
Görüldüğü gibi her iki dava çeşidinin de açılabilirlik şartı alacağın konusunun miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de (alacak miktarını tespiti davası dışında) dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı neye karar verilmesi istiyorsa onu açık şekilde yazar. Tespit davalarında davacı bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine karar verilmesini ister, kısmi davada davacının dava dilekçesinde kısmi dava açtığını açıkça bildirmesi gerekir, belirsiz alacak davasında ise alacağın miktarının belirlenmesi açıkça talep edilmelidir.
Talep sonucu açık değilse mahkeme talep sonucunu açıklattırmalıdır. Bundan başka, talep sonucunun açık olmaması halinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığında bir yoruma tabi tutarak davacının açtığı davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemek hakimin ödevidir.
Somut olayda dava dilekçesinde davacı vekili davanın belirsiz alacak davası olduğunu açıklamadığı gibi talep ettiği alacakların miktarının da belirlenmesini talep etmemiştir. Dava dilekçesinin içeriğinden davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmakta olup, davacı vekilinin 21/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırması üzerine davalı tarafça 25/11/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK'nun 317/2 ve 319. maddeler uyarınca iki haftalık süre içinde usul ve süresinde zamanaşımı definde bulunduğu halde bu savunmanın değerlendirilmemesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı tarafından süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı savunması ile ilgili ek hesap raporu almak ve sonucuna göre bir karar vermektir.
3- Davacı 4,5 ton kömür yardımı bedelinin ödenmediğini beyanla davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesi’nin 71. maddesinde her yıl 1 ton taş kömürü veya bedelinin işçilere verileceği düzenlenmiştir. Bilirkişi tarafından Türkiye Taşkömürü Kurumu yazısında bildirilen birim ton fiyatına göre davacının sendika üyesi olduğu 1990 yılından dava tarihi 2011 yılına kadar tüm yıllar için kömür yardımı alacağı 2.486,25 TL olarak hesaplanmış ve davacının ıslahı üzerine bu miktar üzerinden hüküm altına alınmıştır. Davacının talebi 4,5 ton kömür yardıma alacağıdır ve hangi yıllara ait olduğu açıklattırılmadığı gibi, TİS gözetildiğinde davacının talebi 4,5 yıl karşılığı 4,5 ton olduğu halde 22 yıl için kömür yardımı alacağı hesaplanarak hüküm kurulmuş olması HMK’nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına da aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş davacıya kömür yardımı alacağı talebinin hangi yıllara ilişkin olduğunu açıklattırdıktan sonra, o yıllara ilişkin kömür alacağını yine ... Kurumu yazısında bildirilen birim ton fiyatına göre belirlenmesi için ek hesap raporu almak ve zamanaşımı defini de gözeterek kömür alacağına yönelik istem hakkında bir karar vermektir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı Belediyede işçi olarak çalıştığını, emeklilik nedeni ile iş akdinin sona erdiğini beyanla fazla çalışma, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatili ve kömür yardımı alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının kömür yardımı alacağı, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatili alacak taleplerinin kabulüne, hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK'nun 107.maddesinde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği, 109.maddesinde ise talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, kısmi dava açılması halinde dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkca feragat edilmiş olması hali dışında talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği bildirilmiştir.
Görüldüğü gibi her iki dava çeşidinin de açılabilirlik şartı alacağın konusunun miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de (alacak miktarını tespiti davası dışında) dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı neye karar verilmesi istiyorsa onu açık şekilde yazar. Tespit davalarında davacı bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine karar verilmesini ister, kısmi davada davacının dava dilekçesinde kısmi dava açtığını açıkça bildirmesi gerekir, belirsiz alacak davasında ise alacağın miktarının belirlenmesi açıkça talep edilmelidir.
Talep sonucu açık değilse mahkeme talep sonucunu açıklattırmalıdır. Bundan başka, talep sonucunun açık olmaması halinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığında bir yoruma tabi tutarak davacının açtığı davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemek hakimin ödevidir.
Somut olayda dava dilekçesinde davacı vekili davanın belirsiz alacak davası olduğunu açıklamadığı gibi talep ettiği alacakların miktarının da belirlenmesini talep etmemiştir. Dava dilekçesinin içeriğinden davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmakta olup, davacı vekilinin 21/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırması üzerine davalı tarafça 25/11/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK'nun 317/2 ve 319. maddeler uyarınca iki haftalık süre içinde usul ve süresinde zamanaşımı definde bulunduğu halde bu savunmanın değerlendirilmemesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı tarafından süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı savunması ile ilgili ek hesap raporu almak ve sonucuna göre bir karar vermektir.
3- Davacı 4,5 ton kömür yardımı bedelinin ödenmediğini beyanla davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasında geçerli Toplu İş Sözleşmesi’nin 71. maddesinde her yıl 1 ton taş kömürü veya bedelinin işçilere verileceği düzenlenmiştir. Bilirkişi tarafından Türkiye Taşkömürü Kurumu yazısında bildirilen birim ton fiyatına göre davacının sendika üyesi olduğu 1990 yılından dava tarihi 2011 yılına kadar tüm yıllar için kömür yardımı alacağı 2.486,25 TL olarak hesaplanmış ve davacının ıslahı üzerine bu miktar üzerinden hüküm altına alınmıştır. Davacının talebi 4,5 ton kömür yardıma alacağıdır ve hangi yıllara ait olduğu açıklattırılmadığı gibi, TİS gözetildiğinde davacının talebi 4,5 yıl karşılığı 4,5 ton olduğu halde 22 yıl için kömür yardımı alacağı hesaplanarak hüküm kurulmuş olması HMK’nun 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına da aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş davacıya kömür yardımı alacağı talebinin hangi yıllara ilişkin olduğunu açıklattırdıktan sonra, o yıllara ilişkin kömür alacağını yine ... Kurumu yazısında bildirilen birim ton fiyatına göre belirlenmesi için ek hesap raporu almak ve zamanaşımı defini de gözeterek kömür alacağına yönelik istem hakkında bir karar vermektir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.