7. Hukuk Dairesi 2015/25705 E. , 2016/2633 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
7. Hukuk Dairesi 2015/25705 E. , 2016/2633 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin ilamı ile
“a-Somut olayda davacı vekili, bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasında sonra 18.4.2012 tarihli duruşmada davasını ıslah etmek üzere mahkemeden talepte bulunmuş, mahkemece kendisine iki haftalık süre verilmiştir. Davacı, kendisine verilen iki haftalık süre içinde ama yasal bir haftalık süresinin geçmesinden sonra 26.4.2012 tarihinde davasını ıslah etmiş ve harcını da aynı gün yatırmış, mahkemece de ıslah edilen değerler üzerinden hüküm kurulmuştur. Ne var ki süresinde yapılmayan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,
b-Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hafta tatillerinde çalışmadığını açıkça belirtmesine rağmen mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından davacının fazla mesai hesabı yapılırken, davacının haftanın 3 günü 3 er saat fazla mesai yaptığının davacının beyanlarına göre tespit edildiğini, haftanın 3 günü 08.00-19.00 arası 1 saat ara molası ile 10 saat diğer 4 gün 08.00-16.00 arası 1 saat ara dinlenmesi ile 7 saat çalıştığı haftalık toplam 58 saat çalışma yaptığı, 58-45=13 saat fazla mesai yapıldığını bildirerek yıllık 52 hafta ve haftanın 7 günü üzerinden fazla mesai hesaplaması yapılmış olması taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu.
Ayrıca, ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesabında, 2009, 2010 yıllarında, yıllık 14,5 gün genel tatil alacağı hesabı yapılmak suretiyle aynı dönemler için hem fazla mesai hem de genel tatil alacağı hesabı yapılarak mükerrer hesaplama yapılmış olmasının isabetsiz olduğu” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Davacı bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak fazla çalışma ve genel tatil ücreti açısından 01.01.2010 tarihinden itibaren hesaplanan bakiye alacaklarını talep ettiğini belirterek 27.10.2014 günü ek dava açmış, sözkonusu bu dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş bozma doğrultusunda bilirkişiden ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi, raporunda davacının haftada 6 saat fazla çalışma yaptığını kabul etmiştir. Mahkemece bu hesaplama dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
... İş Mahkemesi’nin 2012/775 E , 2014/358 K sayılı dosyası Dairemizin 2014/16723 E, 2014/22598 K sayılı ilamı ile “Yüksek Yargıtay’ın bir çok kararında... İnş. San. ve Tic. A.Ş.'ye bağlı işçilerin fazla mesai yapıp yapmadığına dair birbiri ile çelişkili karar ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bu karmaşanın giderilmesi için dosya içeriğine ve dinlenilen tanık beyanlarına göre bir belirleme yapılması gerekli olmuştur. Dosya içeriğinden işyerinde, davacının 3’lü vardiya sistemine göre çalıştığı, ancak sadece gündüz vardiyasında yani 08.00- 16.00 vardiyasında her gün 2 saat fazla çalıştığı, bu nedenle günlük mesainin 10 saat olduğu ve bundan 1 saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile 6 günlük çalışmasının 54 saat olduğu ve bundan haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saatin çıkarılması sonucunda haftalık fazla mesaisinin 9 saat olduğu ve davacının yılda en fazla 17 hafta fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, bu hususları gözönünde tutarak fazla mesai hesabının yapılmasını sağlamak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Bu dosyada da mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden hüküm kurmaktır.
3-Davacı birleşen dava ile 01.01.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak fazla çalışma ve genel tatil ücretinin davalılardan tahsilini istemiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 27.10.2009 gününden itibaren hesaplama yapılmıştır. Mahkemece davacının talebi aşılarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
4-Davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi olduğundan avukatlık ücretinin “davalılardan” tahsiline karar verilmesi gerekirken soyut bir şekilde “davalıdan” denilerek hüküm kurulması da doğru değildir.
O halde davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin ilamı ile
“a-Somut olayda davacı vekili, bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasında sonra 18.4.2012 tarihli duruşmada davasını ıslah etmek üzere mahkemeden talepte bulunmuş, mahkemece kendisine iki haftalık süre verilmiştir. Davacı, kendisine verilen iki haftalık süre içinde ama yasal bir haftalık süresinin geçmesinden sonra 26.4.2012 tarihinde davasını ıslah etmiş ve harcını da aynı gün yatırmış, mahkemece de ıslah edilen değerler üzerinden hüküm kurulmuştur. Ne var ki süresinde yapılmayan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu,
b-Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hafta tatillerinde çalışmadığını açıkça belirtmesine rağmen mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından davacının fazla mesai hesabı yapılırken, davacının haftanın 3 günü 3 er saat fazla mesai yaptığının davacının beyanlarına göre tespit edildiğini, haftanın 3 günü 08.00-19.00 arası 1 saat ara molası ile 10 saat diğer 4 gün 08.00-16.00 arası 1 saat ara dinlenmesi ile 7 saat çalıştığı haftalık toplam 58 saat çalışma yaptığı, 58-45=13 saat fazla mesai yapıldığını bildirerek yıllık 52 hafta ve haftanın 7 günü üzerinden fazla mesai hesaplaması yapılmış olması taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu.
Ayrıca, ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesabında, 2009, 2010 yıllarında, yıllık 14,5 gün genel tatil alacağı hesabı yapılmak suretiyle aynı dönemler için hem fazla mesai hem de genel tatil alacağı hesabı yapılarak mükerrer hesaplama yapılmış olmasının isabetsiz olduğu” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Davacı bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak fazla çalışma ve genel tatil ücreti açısından 01.01.2010 tarihinden itibaren hesaplanan bakiye alacaklarını talep ettiğini belirterek 27.10.2014 günü ek dava açmış, sözkonusu bu dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş bozma doğrultusunda bilirkişiden ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi, raporunda davacının haftada 6 saat fazla çalışma yaptığını kabul etmiştir. Mahkemece bu hesaplama dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
... İş Mahkemesi’nin 2012/775 E , 2014/358 K sayılı dosyası Dairemizin 2014/16723 E, 2014/22598 K sayılı ilamı ile “Yüksek Yargıtay’ın bir çok kararında... İnş. San. ve Tic. A.Ş.'ye bağlı işçilerin fazla mesai yapıp yapmadığına dair birbiri ile çelişkili karar ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bu karmaşanın giderilmesi için dosya içeriğine ve dinlenilen tanık beyanlarına göre bir belirleme yapılması gerekli olmuştur. Dosya içeriğinden işyerinde, davacının 3’lü vardiya sistemine göre çalıştığı, ancak sadece gündüz vardiyasında yani 08.00- 16.00 vardiyasında her gün 2 saat fazla çalıştığı, bu nedenle günlük mesainin 10 saat olduğu ve bundan 1 saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile 6 günlük çalışmasının 54 saat olduğu ve bundan haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saatin çıkarılması sonucunda haftalık fazla mesaisinin 9 saat olduğu ve davacının yılda en fazla 17 hafta fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, bu hususları gözönünde tutarak fazla mesai hesabının yapılmasını sağlamak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Bu dosyada da mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı yararına oluşan kazanılmış haklar ihlal edilmeden hüküm kurmaktır.
3-Davacı birleşen dava ile 01.01.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak fazla çalışma ve genel tatil ücretinin davalılardan tahsilini istemiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 27.10.2009 gününden itibaren hesaplama yapılmıştır. Mahkemece davacının talebi aşılarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
4-Davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi olduğundan avukatlık ücretinin “davalılardan” tahsiline karar verilmesi gerekirken soyut bir şekilde “davalıdan” denilerek hüküm kurulması da doğru değildir.
O halde davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.