8. Hukuk Dairesi 2018/13246 E. , 2018/18563 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ..., maliki olduğu 52 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından ...... ocağı olarak kullanıldığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ...... Bakanlığı ile ...... Bölge Müdürlüğü arasındaki ön tahsis protokolü uyarınca kiracı olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nce '... ecrimisil istemine konu olan taşınmaz davacı ... idaresi tarafından ön tahsis protokolü ile davalı bakanlığın kullanımına bırakılmış olup, anılan protokolde tahsis bedeli de öngörülmüştür. Bu durumda, davalının işgalci ve kötüniyetli zilyet olduğundan söz edilmez. Davacı ... idaresi 07.06.2005 tarihli yazısı ile taşınmazın boşaltılmasını istediğine göre, bu yazının tebliğ edildiği tarihten önceki dönem için davalının ecrimisille sorumlu tutulması olanaklı değildir. O halde, taşınmazın boşaltılması istemini içeren 07.06.2005 tarihli yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren davalının fuzuli şagil durumuna düştüğü gözetilerek, tebliğ tarihi ile 28.02.2007 tarihi arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere 04.05.2002 tarihinden itibaren hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınmış olması doğru değildir ... ' gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ihtarnamenin tebliğinden itibaren davalının haksız işgalci olduğu gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik yönleri belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince davacı kurum vekilinin 02.02.2010 günlü dilekçesi ve ekleri ile emsal kira sözleşmeleri sunmasına rağmen anılan sözleşmelerdeki bedeller irdelenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılması, sunulan ve dosya içeriğinde bulunan emsal kira sözleşmelerinin değerlendirilmesi için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması, raporun denetimi sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik bilirkişi raporu ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/13246 E. , 2018/18563 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 88 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat