8. Hukuk Dairesi 2017/11029 E. , 2018/16891 K
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2017/11029 E. , 2018/16891 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ...... Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Küçük ... adına anne ve babası tarafından açılan davada, ...'ın ......... Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı ...... Kanunu'nun 3.maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek ...... ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı ...... Kanunu gereğince ...... Genel Müdürlüğünce yönetilen ...... olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut ......ın ...... Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır.
......la ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralının öngörüldüğü 14/2.madde de, özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, mevcut bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bu özel ve sınırlı hal dışında kesin yetki kuralının mevcut olmadığı, maddede düzenlenen yetkinin, kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece yargılamanın her safhasında re'sen dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralı dışındaki genel yetkili mahkeme ise, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 9.maddesini karşılayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiş buna göre yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca aynı Kanunun 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremez.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 51. maddesinde tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu hükme bağlanmıştır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için mülhak ...... aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer) mahkemeleri kesin yetkilidir.
Dava konusu vakıf, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf yani “mülhak vakıf'tır. Dosyada bulunan ve ...... Genel Müdürlüğünden gelen belgelerde dava konusu mülhak vakfın ......'da (...... Adliyesi yargı çevresinde) kurulu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olup, dava şartlarının 115. madde gereği yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir. Yine aynı Kanun'un 19. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda Mahkemece, vakfın merkezinin bulunduğu yer olan (kurulu olduğu yer) ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olması sebebi ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ...... Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Küçük ... adına anne ve babası tarafından açılan davada, ...'ın ......... Vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı ...... Kanunu'nun 3.maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek ...... ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı ...... Kanunu gereğince ...... Genel Müdürlüğünce yönetilen ...... olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut ......ın ...... Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır.
......la ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralının öngörüldüğü 14/2.madde de, özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, mevcut bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bu özel ve sınırlı hal dışında kesin yetki kuralının mevcut olmadığı, maddede düzenlenen yetkinin, kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece yargılamanın her safhasında re'sen dikkate alınması gerekmektedir.
Kesin yetki kuralı dışındaki genel yetkili mahkeme ise, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 9.maddesini karşılayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiş buna göre yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca aynı Kanunun 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremez.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 51. maddesinde tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu hükme bağlanmıştır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için mülhak ...... aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer) mahkemeleri kesin yetkilidir.
Dava konusu vakıf, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf yani “mülhak vakıf'tır. Dosyada bulunan ve ...... Genel Müdürlüğünden gelen belgelerde dava konusu mülhak vakfın ......'da (...... Adliyesi yargı çevresinde) kurulu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olup, dava şartlarının 115. madde gereği yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir. Yine aynı Kanun'un 19. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda Mahkemece, vakfın merkezinin bulunduğu yer olan (kurulu olduğu yer) ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olması sebebi ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.