1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

8. Hukuk Dairesi 2018/3238 E. , 2018/16803 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
8. Hukuk Dairesi 2018/3238 E. , 2018/16803 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.10.2018 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, tarafların ortak murisi ...... Güler'in 17.4.2011 tarihinde vefat ettiğini, davaya konu edilen 1,2,3 ve 4 nolu taşınmazların kullanımının davalılar tarafından engellendiğini, ihtarlara rağmen müdahalenin devam ettiğini açıklayarak, davalılar aleyhine ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece “Her bir davacı için 5.557,50 'şer TL nin dava tarihi 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ...'den, 2.778,75 'şer TL nin davalı ...'den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen kısa kararda “5.557,50 TL nin dava tarihi 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ...'den, 2.778,75 TL nin davalı ...'den dava tarihi 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine” denildiği halde, gerekçeli kararda “Her bir davacı için 5.557,50 'şer TL nin dava tarihi 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ...'den, 2.778,75 'şer TL nin davalı ...'den dava tarihi 11/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiş ve bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuştur.
T.C. Anayasası'nın 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Buna göre, yargılama açık olarak yapılacak ve HMK'nin 297/2. maddesi hükmü

gereğince de yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilir. Aynı Kanun'un 298/2. maddesi hükmü ise, sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını amirdir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, Mahkemece yapılacak iş önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibarettir.
Hüküm, bu nedenle Kanuna, tarih ve numarası anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'na aykırı olarak tesis edildiğinden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 4.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.