8. Hukuk Dairesi 2018/11898 E. , 2018/15654 K
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2018/11898 E. , 2018/15654 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı Hazine Vekili dilekçesinde ... ada ... parsel sayılı taşınmazın hissedarları, ... oğlu ... ile ... oğlu ...'nin tanınmadıklarını, ölü veya sağ olduklarının bilinmediğini ileri sürerek taşınmazın belirtilen hissedarlarına, 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasını istemiş mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir.
3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un amacı birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süre bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi sebebiyle mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş 2/4 maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
3561 sayılı Kanunun 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm 'kayyım tayin edilen mal memurunun 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanun'un 13.maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır ' şeklinde düzenlendiğinden, 5793 sayılı Kanun'la gerçekleşen 24.07.2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık kanun hükmü gereğince 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım atanması için Hazine tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu.
Oysa, 5793 sayılı Kanun'la değişik 3561 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiş, yerine kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesnadır düzenlemesiyle yetinilmiştir.
23.12.21976 tarih ve 1976/7-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları karşılamak mülahazasıyla gerçek ve tüzel kişilerden Hazinece alınan bir paradır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
Nitekim T.C. Anayasası'nın 73. maddesinde 'vergi, resim, harç vb. m... yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır' hükmü öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.04.2017 2017/1-1201 Esas ve 2017/716 Karar sayılı içtihatında açıklandığı üzere Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3561 sayılı Kanun'un 2/4 maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş ise de, burada yargı harçlarından istisnaya ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, Kanunda kayyımlıkla ilgili işlemlerin parasal yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş, ancak yer verilmeyen yargı harcının bu istisna içerisinde olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Dosya kapsamından, eldeki dava açılırken başvurma harcı ile peşin maktu harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı gibi, tahsile ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında 3561 sayılı Kanun uyarınca Hazine vekilinin mülkiyeti Hazineye ait olmayan dava konusu taşınmazda, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması yanında nerede ve kim oldukları tespit edilemeyen gerçek kişi m...klerin hak ve menfaatlerinin de korunması sonucunu doğuracak şekilde mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı atanması için açtığı davada yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, başvurma harcıyla maktu peşin harç ödenmedikçe, eldeki davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, dava açılırken usulünce yargı harcı yatırılmadan yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nin 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek h...nde temyiz edene iadesine 13.9.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı Hazine Vekili dilekçesinde ... ada ... parsel sayılı taşınmazın hissedarları, ... oğlu ... ile ... oğlu ...'nin tanınmadıklarını, ölü veya sağ olduklarının bilinmediğini ileri sürerek taşınmazın belirtilen hissedarlarına, 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasını istemiş mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir.
3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un amacı birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süre bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi sebebiyle mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş 2/4 maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
3561 sayılı Kanunun 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm 'kayyım tayin edilen mal memurunun 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanun'un 13.maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır ' şeklinde düzenlendiğinden, 5793 sayılı Kanun'la gerçekleşen 24.07.2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık kanun hükmü gereğince 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım atanması için Hazine tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu.
Oysa, 5793 sayılı Kanun'la değişik 3561 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiş, yerine kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesnadır düzenlemesiyle yetinilmiştir.
23.12.21976 tarih ve 1976/7-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları karşılamak mülahazasıyla gerçek ve tüzel kişilerden Hazinece alınan bir paradır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
Nitekim T.C. Anayasası'nın 73. maddesinde 'vergi, resim, harç vb. m... yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır' hükmü öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.04.2017 2017/1-1201 Esas ve 2017/716 Karar sayılı içtihatında açıklandığı üzere Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3561 sayılı Kanun'un 2/4 maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemlerin, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi m... yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş ise de, burada yargı harçlarından istisnaya ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, Kanunda kayyımlıkla ilgili işlemlerin parasal yükümlülüklerden müstesna olduğu belirtilmiş, ancak yer verilmeyen yargı harcının bu istisna içerisinde olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Dosya kapsamından, eldeki dava açılırken başvurma harcı ile peşin maktu harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı gibi, tahsile ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında 3561 sayılı Kanun uyarınca Hazine vekilinin mülkiyeti Hazineye ait olmayan dava konusu taşınmazda, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması yanında nerede ve kim oldukları tespit edilemeyen gerçek kişi m...klerin hak ve menfaatlerinin de korunması sonucunu doğuracak şekilde mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı atanması için açtığı davada yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, başvurma harcıyla maktu peşin harç ödenmedikçe, eldeki davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, dava açılırken usulünce yargı harcı yatırılmadan yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK'nin 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek h...nde temyiz edene iadesine 13.9.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.