8. Hukuk Dairesi 2015/22635 E. , 2018/15405 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/22635 E. , 2018/15405 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili, 28.02.2013 tarihli hacze konu malların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu öne sürerek, istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu haciz esnasında borçlu şirket çalışanı olduğunu beyan eden kişinin hazır olduğunu, evrak araştırmasında borçlu şirkete ait klasör ve belgelerin bulunduğunu, yine borçlu şirkete ait vergi levhasının duvarda asılı olduğunu, her iki şirket ortakları ve yönetim kurulu üyelerinin aynı kişilerden oluştuğunu öne sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, mahcuzların davacı 3. kişiye ait olduğunun usulüne uygun tutulan ticari defterlerle sabit olduğu, şirketlerin tescil tarihleri ve tescil adreslerinin farklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile hacizlerin fekkine,davacı 3. kişinin tazminat isteminin reddine karar verilmiş hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Her ne kadar borçlu şirket adına çıkarılan icra emri haciz adresinde tebliğ edilmemiş ise de dosya içerisinde bulunan SGK kayıtlarına göre,haciz esnasında borçlu şirketin işçisi olduğunu ve borçlu şirketin farklı bir adrese taşındığını beyan eden ...'in her iki şirketin ortak işçisi olduğu, haciz tutanağını 3. kişi şirketin işçisi olarak imzalayan ...'un ise borçlu şirketin işçisi olduğu, bunun dışında borçlu şirketin yönetim kurulu başkanı ...'un 3. kişi şirketin sigortalı işçisi olduğu, haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında her iki şirkete ait birçok klasör ve belgenin yanısıra borçlu şirkete ait vergi levhasının duvarda asılı olduğunun görüldüğü,yine dosya içerisinde bulunan ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin 15.01.2013 tarihine kadar haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, borcun doğum tarihi itibarıyla her iki şirketin yönetim kurulu üyelerinin aynı kişilerden oluştuğu, bu kapsamda İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenlerle Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de gerekçeli karar başlığında davacılardan ...’nın isminin yazılmaması mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde bulunduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün İİK'nin 366. ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklılara iadesine, 10.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön