8. Hukuk Dairesi 2016/21318 E. , 2018/14621 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 229 parsel sayılı taşınmazın 1950 yılında vekil edeni tarafından satın alındığını, o tarihten bu yana vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, taşınmazın malik hanesinin boş bırakıldığını ileri sürerek, 1950 yılındaki satın alma işlemine ilişkin tapu senedi gereğince taşınmazın davacı adına tesciline, aksi halde TMK'nın 713. maddesi uyarınca maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan taşınmazı 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığından olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ilkelerine göre, vekil edeni adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, öncelikle husumet ve hak düşürücü süre nedeniyle, aksi halde taşınmaz hakkında daha önce dava açıldığından kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafça sunulan eski tapu kaydının dava konusu taşınmazın sınırlarını kapsadığı yine dava konusu yerin 20 yıldan çok fazla süre davacı tarafından malik sıfatı ile tarım arazisi olarak kullanıldığı ve TMK'nın 713. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçeleriyle 299 parsel sayılı 30.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından, dava konusu 299 parsel sayılı taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama çalışmalarında Mart 1286 tarih 46 sıra ve Kasım 1950 tarih 80 sıra sayılı tapu kayıtları esas alınarak 4 hisse itibariyle bir hisse ... oğlu ... (davacı adının yanlış yazıldığı iddiasında bulundu), 1/4 hisse yeni ... bey adına kayden mukayyet olup, mütebaki 2/4 hisseye ait kaydın ... tapu dairesinde rastlanılmadığı belirtilerek, ... , ... mirasçıları ve kaydına rastlanılmayan 2 hissenin Hazine adına tespitine karar verildiği, itiraz edilmesi üzerine Menemen Tapulama Komisyonunun 10.09.1968 tarihli kararıyla 'gayrimenkulun kimler adına tescil edileceği hususunda yeterli bilgiye sahip olunamadığı gibi evvelce davalı olup halen tapulama mahkemesinde bulunan bu parsele bitişik 300 parselin bu gayrimenkulle ilgili bulunduğunu belirtilerek dosyanın Tapulama Hakimliğine tevdiine' karar verildiği, Menemen Tapulama Hakimliği'nin 16.09.1969 tarih ve 1969/172 Esas, 1969/222 Karar sayılı ilamı ile' 766 sayılı Tapulama Kanunun alakalı hükümlerine göre tapulama tespitlerine karşı vuku bulacak itirazların evvelemirde aynı kanunun 28. mad gereğince tapulama komisyonlarınca bir yargı organı gibi tetkik edilip işin esası hakkında nihai bir karar verilmesi icap edip ancak bu şekilde verilecek kararlar aleyhine dava ilgili taraflarca dava açıldığı takdirde, o zaman Mahkemece dava ve itirazın tetkiki mümkün olabileceğinden komisyonca verilen selahiyetsizlik kararı kanunun güttüğü amaç ve ruhuna uygun bulunmadığından , işin esası hakkında nihai bir karar verilmek üzere dosyanın tapulama komisyonuna iadesine' karar verildiği, Tapulama Komisyonunun 12.04.1971 tarihli kararıyla 'tespite itiraz eden ... , ... , ... , ... itirazlarının reddine, 299 parselin tapulama tespitinin doğruluğuna, tespit gibi tesciline tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Tapulama Mahkemesinde dava açmakta serbest olduklarına dair' karar verildiği, Tapulama mahkemesinde dava konusu 299 parsele ilişkin olarak Menemen Tapulama Mahkemesinin 1971/117 Esas sayılı dosyasında görülen davanın 1973/91 Karar sayılı karar ile aynı Mahkemenin 1968/171 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, yine aynı Mahkemenin 1968/171 Esas ve 1980/76 Karar sayılı ilamı ile verilen hükmün Yargıtay 7. Hukuk Dairesince kısmen bozulması üzerine dosyanın bu kez 1983/32 Esas numarasını aldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 1985/3 Karar sayılı ilamı ile Yargıtay ilamınca onanan 289, 290, 292, 440 numaralı parseller gibi 298 numaralı parsel hakkında da yapılan itiraz üzerine 766 sayılı Yasanın 28. maddesi gereğince karar verilmek üzere dosyanın tekrar ... Tapulama Komisyonuna gönderilmesine karar verildiği ve hüküm fıkrasında dava konusu parsele ilişkin olumlu veya olumsuz hükmün yer almadığı, dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının malik hanesinin 'davalıdır' şeklinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dava, malik hanesi 'davalıdır' olan 299 parsel sayılı taşınmazın mülkiyet hakkı aksi halde kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK'nın 713/2. fıkrasında açıklanan 'tapu kütüğünden maliki kim olduğu anlaşılamayan' hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu kaydının davacı adına tescili istemine ilişkindir.
766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 54. maddesinde ''Hâkim tarafların delillerini topladıktan sonra re'sen tahkikatı genişletmek lüzumlu gördüğü diğer delilleri toplama ve delilleri serbestçe takdir etmek yetkisini haizdir. Tahkikattan elde edeceği kanaate göre beşinci bölümde yazılı esaslar dairesinde karar vermek ve gayrimenkulün kimin adına tescil edileceğini belirtmekle mükelleftir. Gayrimenkulün ölü bir şahsa ait olduğu tahakkuk eder ve alâkalılar mirasçıların tahkikini istemezlerse ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir.'' hükmü düzenlenmiş olup benzer nitelikli düzenlenme 3402 sayılı Kadastdro Kanunu'nun 30/2. maddesinde ise ''Kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile Mahalli Mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir.'' şeklindedir.
Somut olayda davaya konu taşınmaz hakkında henüz tapu kaydı oluşmamış olup, halen malik hanesi davalı bulunmaktadır. O halde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi (766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 54. maddesi) uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ile Mesbure İşlek ve arkadaşları vekili tarafından gönderilen 15.11.2017 havale tarihli dilekçenin incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/21318 E. , 2018/14621 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat