8. Hukuk Dairesi 2018/1739 E. , 2018/10088 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2018/1739 E. , 2018/10088 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili 28.05.2014 tarihli hacze konu eşyaların müvekkiline ait olduğunu açıklayarak istihkak davasının kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu, bu karinenin aksinin kesin ve güçlü delillerle davacı 3. kişi tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir..
Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden
1-Davalı alacaklının davanın devamı esnasında dayanak icra dosyasına konu alacağını dava dışı ...’a temlik ettiği, buna ilişkin 08.05.2015 tarihli noter evrakının icra dosyası içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Alacaklı takibe konu alacağını temlik etmekle, alacak üzerindeki tasarruf yetkisi ortadan kalkmıştır. Tasarruf yetkisi temlik alana geçtiğinden, temlik edenin taraf sıfatı da kalmamıştır. Husumetin temlik alana yöneltilmesi gerektiği gözeltilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.06.2017 gün 2016/336 Esas, 2017/549 Karar sayılı kararı ile borçlu şirketin takibin iptali talebinin kabulüne karar verilmiş, ancak
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki istihkak davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartıdır ve Mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Takibin iptali kararının kesinleşmesi üzerine, borçlu hakkındaki takibin ve haczin geçerliliği ortadan kalkacağı için dava konusuz kalacaktır. Bu durum istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için Mahkemece sonucu bekletici mesele yapılmalıdır.
Anılan kararın kesinleşmesi üzerine de konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekir.
Bu husus dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nın 366 ve 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili 28.05.2014 tarihli hacze konu eşyaların müvekkiline ait olduğunu açıklayarak istihkak davasının kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğu, bu karinenin aksinin kesin ve güçlü delillerle davacı 3. kişi tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekilince temyiz edilmiştir..
Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden
1-Davalı alacaklının davanın devamı esnasında dayanak icra dosyasına konu alacağını dava dışı ...’a temlik ettiği, buna ilişkin 08.05.2015 tarihli noter evrakının icra dosyası içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Alacaklı takibe konu alacağını temlik etmekle, alacak üzerindeki tasarruf yetkisi ortadan kalkmıştır. Tasarruf yetkisi temlik alana geçtiğinden, temlik edenin taraf sıfatı da kalmamıştır. Husumetin temlik alana yöneltilmesi gerektiği gözeltilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.06.2017 gün 2016/336 Esas, 2017/549 Karar sayılı kararı ile borçlu şirketin takibin iptali talebinin kabulüne karar verilmiş, ancak
UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki istihkak davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartıdır ve Mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Takibin iptali kararının kesinleşmesi üzerine, borçlu hakkındaki takibin ve haczin geçerliliği ortadan kalkacağı için dava konusuz kalacaktır. Bu durum istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için Mahkemece sonucu bekletici mesele yapılmalıdır.
Anılan kararın kesinleşmesi üzerine de konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekir.
Bu husus dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nın 366 ve 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.