2. Hukuk Dairesi 2016/17213 E. , 2018/6002 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
2. Hukuk Dairesi 2016/17213 E. , 2018/6002 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2) Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına verilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
4)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2005 doğumlu çocuk Melek ve 2010 doğumlu çocuk ... yararına verilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
5) Davacı kadın dava dilekçesinde; düğünde kendisine seksen adet çeyrek altın ve onyedi-onsekiz adet onikişer gramlık burma bilezik takıldığını, altınları erkeğin aldığını ve kendisine iade etmediğini beyan etmiştir. Davalı erkek ise ziynet alacağına ilişkin cevabında; ziynetleri borçları ödemek için evliliğin ilk yıllarında kadının rızasıyla bozdurduklarını beyan etmiştir. Böylece ziynetler yönünden ispat yükü erkeğe geçmiştir. Davalı erkek kadının talep ettiği ziynetlerin kadın tarafından geri istenilmemek üzere verildiğini ispat edememiştir. Mahkemece kuyumcu bilirkişiden ziynetlerin tespiti istenmiş, bilirkişi dosyaya sunulan fotoğraf ve cd nin incelenmesi neticesinde dava tarihi itibariyle ziynetleri hesaplamış ve düğünde on adet 12 gramlık burma bilezik, 2 adet yedişer gramlık yeşil altın künye, elli adet çeyrek altın, bir adet tam altın ve iki adet yarım altın takıldığı yönünde raporunu mahkemeye sunmuştur. Davacı kadın da 20.04.2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporuna göre davayı ıslah ettiğini belirtmiş ve ıslaha ilişkin harcı da yatırmıştır. O halde mahkemece sadece elli adet çeyrek altın ve on adet onikişer gramlık burma bilezik yönünden davacı kadının davasının kısmen kabulü doğru olmamış, bilirkişi raporu doğrultusunda kadının ıslahla talep ettiği iki adet yedişer gramlık yeşil altın künye, bir adet tam altın ve iki adet yarım altın yönünden de davanın kabulü gerekirken kısmen kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2018 (Prş.)
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı ve tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2) Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına verilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
4)Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2005 doğumlu çocuk Melek ve 2010 doğumlu çocuk ... yararına verilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
5) Davacı kadın dava dilekçesinde; düğünde kendisine seksen adet çeyrek altın ve onyedi-onsekiz adet onikişer gramlık burma bilezik takıldığını, altınları erkeğin aldığını ve kendisine iade etmediğini beyan etmiştir. Davalı erkek ise ziynet alacağına ilişkin cevabında; ziynetleri borçları ödemek için evliliğin ilk yıllarında kadının rızasıyla bozdurduklarını beyan etmiştir. Böylece ziynetler yönünden ispat yükü erkeğe geçmiştir. Davalı erkek kadının talep ettiği ziynetlerin kadın tarafından geri istenilmemek üzere verildiğini ispat edememiştir. Mahkemece kuyumcu bilirkişiden ziynetlerin tespiti istenmiş, bilirkişi dosyaya sunulan fotoğraf ve cd nin incelenmesi neticesinde dava tarihi itibariyle ziynetleri hesaplamış ve düğünde on adet 12 gramlık burma bilezik, 2 adet yedişer gramlık yeşil altın künye, elli adet çeyrek altın, bir adet tam altın ve iki adet yarım altın takıldığı yönünde raporunu mahkemeye sunmuştur. Davacı kadın da 20.04.2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporuna göre davayı ıslah ettiğini belirtmiş ve ıslaha ilişkin harcı da yatırmıştır. O halde mahkemece sadece elli adet çeyrek altın ve on adet onikişer gramlık burma bilezik yönünden davacı kadının davasının kısmen kabulü doğru olmamış, bilirkişi raporu doğrultusunda kadının ıslahla talep ettiği iki adet yedişer gramlık yeşil altın künye, bir adet tam altın ve iki adet yarım altın yönünden de davanın kabulü gerekirken kısmen kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2018 (Prş.)