8. Hukuk Dairesi 2016/18570 E. , 2019/11684
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2016/18570 E. , 2019/11684 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, fason üretime ilişkin hammaddelerin faturalarından da anlaşılacağı üzere bir kısmının ... Örme Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti’ye, diğer kısmının ise ... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait olup müvekkiline ait olmadığını, borçlunun sadece üçüncü kişi ortaklarından bir tanesi olduğunu, borçlunun şahıs şirketi olduğunu, borçlunun şahıs şirketi ile üçüncü kişi şirketin farklı olduğunu, davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece,davacı tarafın kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığından davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır.
Somut olayda, davacı vekilinin mahcuzların üçüncü kişiye fason olarak bırakıldığını, malik olmadıklarını, mahcuzları fason olarak bırakan dava dışı şirketleri belirterek, mülkiyetin dava dışı şirketlere ait olduğunu belirttiği, davacı üçüncü kişinin kendi adına istihkak iddiasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.Buna göre, davacı üçüncü kişinin dava dışı şirketler adına yaptığı istihkak iddiası da geçerli değildir.
Hal böyle olunca, davacının istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK’un 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesinin düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, fason üretime ilişkin hammaddelerin faturalarından da anlaşılacağı üzere bir kısmının ... Örme Tekstil Dış Ticaret Ltd. Şti’ye, diğer kısmının ise ... Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye ait olup müvekkiline ait olmadığını, borçlunun sadece üçüncü kişi ortaklarından bir tanesi olduğunu, borçlunun şahıs şirketi olduğunu, borçlunun şahıs şirketi ile üçüncü kişi şirketin farklı olduğunu, davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece,davacı tarafın kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığından davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır.
Somut olayda, davacı vekilinin mahcuzların üçüncü kişiye fason olarak bırakıldığını, malik olmadıklarını, mahcuzları fason olarak bırakan dava dışı şirketleri belirterek, mülkiyetin dava dışı şirketlere ait olduğunu belirttiği, davacı üçüncü kişinin kendi adına istihkak iddiasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, istihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz.Buna göre, davacı üçüncü kişinin dava dışı şirketler adına yaptığı istihkak iddiası da geçerli değildir.
Hal böyle olunca, davacının istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1086 sayılı HUMK’un 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesinin düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.