8. Hukuk Dairesi 2019/5905 E. , 2019/10893 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne-kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... Genel Müdürlüğü vekili, vekil edeni idarenin 52 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tamamının maliki olduğunu, davalının hiçbir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın taşınmazı ... Sağlık Grup Başkanlığı ve ... Merkez Sağlık Ocağı olarak kullanmak sureti ile fuzuli olarak işgal ettiğini belirterek 01.03.2007-31.01.2010 tarihleri arası toplam 69.472,00 TL işgal tazminatının işgalin başlangıcından itibaren kademeli faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu yere haksız bir el atma veya işgal olmadığını, Sağlık Bakanlığının dava konusu yerde sağlık ve tedavi kamu hizmetini verdiğini, dava konusu yerin Haziran 2000 tarihli ön protokol gereği Sağlık Bakanlığına tahsis edilecek yerlerden olduğunu, Bakanlık ve ... Bölge Müdürlüğü arasında ön tahsis protokolünün imzalandığını, bu protokole dayanarak burada sağlık hizmeti vermenin işgal anlamına gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının dava konusu taşınmaza haksız işgalinin var olduğu gerekçesi ile bilirkişi raporuna ve yaptığı hesaplamaya uygun olarak davanın kısmen kabulü ile 01.03.2007 ile 31.12.2007 tarihleri arasında 12.000,00 TL, 01.01.2008 ile 31.12.2008 tarihleri arasında 15.276,00 TL, 01.01.2009 ile 31.12.2009 tarihleri arasında 17.232,00 TL ve 01.01.2010 ile 31.01.2010 tarihleri arasında 1.453,00 TL olmak üzere toplam 45.961,00 TL' nin dönem sonlarından itibaren işleyecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi üzerine hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 14 parsel sayılı taşınmazın İsmihan ... Vakfı Manevi Şahsiyeti adına kayıtlı olduğu, ... idaresi ile ... arasında düzenlenen ön tahsis protokolü uyarınca taşınmazın restore edilip, kesin tahsisi yapılıncaya kadar sağlık ocağı olarak kullanılmak üzere davalı ... Bakanlığına tahsis edildiği, Sağlık Bakanlığı tarafından restorasyon işinin gerçekleştirilmediği, sonuç olarak taşınmazın davalı kurum tarafından boşaltılarak ... Genel Müdürlüğü temsilcisine 03/11/2010 tarihinde teslim edildiği, taraflar arasında bir önceki döneme ilişkin İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/62 Esas, 2017/316 Karar sayılı (bozmadan sonraki esas) dosyasının devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik yönleri belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Yine, Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazlara yönelik emsal kira araştırması yapılmadan, bilirkişi raporunda her ne kadar bir önceki döneme ilişkin dosyadaki hesaplamaların dikkate alındığı belirtilmiş ise de, önceki dönemin son dönemi için kabul edilen miktara göre nasıl bir hesaplama yapıldığı açıklanmadan, yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapıldığı, mahkemece bu rapor esas alınarak ecrimisile hükmedildiği anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece yapılması gereken iş, az yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde oluşturulacak bilirkişi heyeti marifeti ile, yine yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde emsal araştırması yapılarak, dava konusu taşınmazın bir önceki dönemine ait olan İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/62 Esas, 2017/316 Karar sayılı dosyasının geldiği aşamada gözönüne alınarak ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi olmadır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine, 03.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2019/5905 E. , 2019/10893 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 42 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat