1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

5. Hukuk Dairesi 2017/10015 E. , 2018/21987 K.

Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
gönderen İctihat
5. Hukuk Dairesi 2017/10015 E. , 2018/21987 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R –

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, .... mahallesi, 3280 ada 14 parsel sayılı taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak, üzerinde bulunan binaya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda emsal kabul edilen ... Mahallesi 1000 ada 28 parsel sayılı briket depo vasıflı taşınmaz, üzerinde bulunan yapı ile birlikte satıldığı halde yapı bedeli satış bedelinden mahsup edilmeden değer biçildiği gibi, bilirkişi kurulu ek raporunda her ne kadar Yalova yoluna hakim konumda olanlara 1900 tl/m2 değer biçildiği, arka sokaklara geçildikçe kademeli olarak m2 birim değerlerinin azaltıldığı belirtilmiş ise de aynı kamulaştırma kapsamında Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda tutarlı bir kademelendirmenin olmadığı ana caddede kalan parsellerde dahi daha düşük m2 değerleri tespit edildiği gözetildiğinde bilirkişi raporları inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması,
lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru olmadığı gibi;
2)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.