8. Hukuk Dairesi 2018/7230 E. , 2020/8298 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/7230 E. , 2020/8298 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...’ın paydaşı olduğu 27881 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... tarafından kamulaştırma yapılmaksızın kısmen park haline getirildiğini, diğer davalı ... Şirketinin de kalan kısım üzerinde seralar, çiçek satış reyonları, ofis gibi yapıları yapmak suretiyle kullandığını, kendisinin taşınmazdan faydalanamadığını ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, paydaşların intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemeyeceklerini, kötü niyet şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalılardan Muratpaşa Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan davalı ... Belediyesi vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişmeli, 27881 ada 1 parsel sayılı semt spor sahası niteliğindeki taşınmazda davacılar murisi ...’ın 167/6508 pay ile paydaş olduğu, davalı ... Belediyesi'nin 1585/6508 pay ile paydaş olduğu, davalı şirketin kayıttan veya mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, taşınmazın büyüklüğünün 6508 m2 olup bir bölümünü davalı belediyenin yeşil alan düzenlemesi, ağaçlandırma ve bisiklet yolu yaptığı, geriye kalan alanda ise davalı şirket tarafından kullanılan binalar ve seraların bulunduğu anlaşılmaktadır.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince hükme esas alınan bilirkişi raporunda talep edilen son dönem olan 2013 yılı dönemi için 1m2 alanda 58,68 TL ecrimisil belirlenerek geriye doğru TÜFE uygulanmak suretiyle 5 yıllık hesap yapıldığı, ayrıca davacıları farklı ancak davalı tarafları ile konusu ve sebebi aynı olan Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/179 Esas ve 2014/221 Karar sayılı kararının, Dairemizin 19.02.2019 tarihli ve 2018/1816 Esas, 2019/1641 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın 1m2'lik bölümü için belirlenen ecrimisilin, aynı taşınmaza ilişkin görülen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/172 Esas ve Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/175 Esas sayılı dosyalarında belirlenen ecrimisil bedelleri ile çelişkili olduğu açıklanarak bozulduğu, temyize konu dosyada belirlenen ecrimisilin de sözü geçen dosyalarda belirlenen ecrimisil bedeli ile çelişkili olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, Mahkemece, az yukarıda açıklanan ilke ve usuller dikkate alınarak, talebin başlangıç tarihi olan 2007 yılı dönemi için emsaller de karşılaştırılarak 1m² alanda ecrimisilin belirlenmesi, devamında davalı ... Belediyesinin payını aşan kullanım durumuna göre davacıların payı esas alınarak belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yeterli emsal değerlendirilmesi yapılmadan ve 1 m2 alan için belirlenen ecrimisil değerinin benzer nitelikteki dosyalarda belirlenen değer ile çelişkili olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... Belediyesi vekilinin yukarıda 2. bentte belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte belirtilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön