8. Hukuk Dairesi 2018/6406 E. , 2020/6068 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 1688 ada 16 parsel 18.064 m² alanlı taşınmazda 504/1680 hissesinin vekil edenine ait olduğunu, ancak davalının hiç bir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın taşınmazın 83 m² sini fuzulen işgal ederek ikematgah olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 01.11.2007 ile 31.10.2012 tarihleri arasına ilişkin 6.732,00TL ecrimisilin işgalin başlangıcından itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.10.2014 tarihli dilekçe ile talebini 36.254,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın ve eklentilerinin tamamaının tarafından yapıldığını, hesaplamanın bina üzerinden değil arsa payı olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının taşınmazdaki payının hesaplamada dikkate alınması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 01.11.2007-31.12.2007 tarihleri arasında 978,00.TL 01.01.2008-31.12.2008 tarihleri arasında 6.224,72.TL 01.01.2009-31.12.2009 tarihleri arasında 6.880,86.TL 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasında 6.959,30.TL 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında 7.577,98.TL 04.01.2012-31.10.2012 tarihleri arasında 7.016,58.TL olmak üzere toplam 35.637,44.TL.nin her dönem işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tam 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nin 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile dava konusu taşınmazın davalıların kullanımında olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.amının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, dava konusu 1688 ada 16 (eski 1166 ada) parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği ile ... Vakfı adına kayıtlı olduğu, bilirkişi raporuna göre üzerinde tapu kaydında yer almayan 4 katlı betonarme yapı olduğu, davacı vekilinin davalının hiç bir akdi ve kanuni nedene dayanmaksızın anılan taşınmazı ikamet olarak kullandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın işgalden önceki haliyle ortalama iki katlı konut bina geliri elde edilebileceği değerlendirmesinde bulunarak konut kira geliri üzerinden hesaplama yapıldığı, davalının yargılama aşamasında parsele dava konusu dört katlı yapının kendisi tarafından yapıldığını ileri sürdüğü, davaya konu yapının kim tarafından inşa edildiği konusunda tanık, mahalli bilirkişi beyanı bulunmadığı gibi, davacı tarafça herhangi bir belge ve bilgi sunulmamasına rağmen Mahkemece anılan hususlarda yeterli araştırma yapılmaksızın karar verildiği, davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, davacıya tanık listesi ve adreslerini bildirmek üzere usulüne uygun süre verilmediği anlaşılmakla taşınmaz üzerindeki yapının kimin tarafından inşaa edildiği açıklığa kavuşturulması, tanıkların bu hususta etraflıca beyanlarının alınması, binayı davalının yaptığının anlaşılması halinde arsa niteliği ile kira geliri hesaplamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verild
8. Hukuk Dairesi 2018/6406 E. , 2020/6068 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat