8. Hukuk Dairesi 2017/9453 E. , 2020/2953 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2017/9453 E. , 2020/2953 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 22.09.2016 tarihli ve 2014/1328 Esas, 2016/765 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haciz adresinin 01.08.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından mülk sahibinden boş olarak kiralandığını, müvekkili şirketin 04.08.2014 tarihinde vergi kaydı için Vergi Dairesine müracaat ettiğini, Vergi Dairesi yetkililerinin aynı tarihte haciz mahallinde yoklama yaparak müvekkilinin haciz mahallinde ayakkabı alım satım işi yaptığını tespit ettiğini, mahcuzların borçlu ile bir ilgisinin olmadığını belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, müvekkili tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra aynı haciz mahallinde üç farklı kişi tarafından üç kez istihkak iddiasında bulunulduğunu, bunlardan ...'ın açtığı istihkak davasının Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473 Esas sayılı dosyasında reddedildiğini, bütün istihkak iddiası sahiplerinin haciz mahallinde ayakkabı ticareti yapan kişiler olduğunu, mahcuzların borçlu şirkete ait olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının ibraz ettiği tüm belgelerin borcun doğumundan sonraki tarihte düzenlendiği, faturalar, elektrik ve su abonelikleri ile iş yeri ruhsatlarının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, haciz mahallinin borçlu şirketin ticari ikamet adresi olduğunun sabit olduğu, aynı yerde 06.06.2013 tarihinde yine davalı alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında haciz uygulandığı, bu haciz ile ilgili üçüncü kişi ...’ın istihkak davası açtığı, Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473-2014/671 Esas-Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, dava konusu hacizde, haciz mahallinde ...'a ait tatil günlerinde çalışma ruhsatının bulunduğu, çalışma ruhsatındaki adresin de haciz mahalli olduğunun anlaşıldığı, tüm bunların mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemlerin devamı niteliğinde olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istihkak davasının reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre, 06.06.2013 tarihinde borçlu şirket aleyhine hacze gidildiği, dava dışı üçüncü kişi ...’ın istihkak iddiasında bulunduğu, Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473-2014/671 E.K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın Dairemizin 09.06.2016 tarihli ve 2014/20873-2016/10101 Esas-Karar sayılı kararı ile onandığı ancak davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Dairemizin 05.12.2018 tarihli ve 2016/20357 Esas, 2018/19730 Karar sayılı kararı ile dava konusu haciz adresinin borçlu şirketin şube adresi iken borcun doğum tarihinden önce 04.01.2012 tarihinde ticaret sicil kayıtlarından terkin edildiği, haciz esnasında borçlu şirkete ait evrak bulunmadığı, kolluk araştırması esnasında beyanına başvurulan mülk sahibinin işyerini boş olarak üçüncü kişiye kiraladığını beyan ettiği, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ olmadığı, yine mahcuz ayakkabılara ilişkin 'Tımer' markasının, üçüncü kişinin yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı ... Ayakkabıcılık...AŞ adına tescilli olduğu, mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olduğu, davanın kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken onanması nedeniyle onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dava konusu 01.12.2014 tarihli haciz, üçüncü kişi şirket yetkilisinin huzurunda yapılmış olup, haciz mahallinde borçlu şirkete ait herhangi bir evrak bulunmamıştır. 06/06/2013 tarihinde gerçekleştirilen hacizden sonra, borçlunun haciz adresinde faaliyet gösterdiği de dosyadaki mevcut delillerden anlaşılamadığına göre, alacaklı tarafından aksi ispat edilemeyen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine yönelik hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (19.) Hukuk Dairesinin 09.11.2016 tarihli ve 2016/66 Esas, 2016/51 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararın KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (19.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise İlk Derece Mahkemesi Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 03.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 22.09.2016 tarihli ve 2014/1328 Esas, 2016/765 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haciz adresinin 01.08.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından mülk sahibinden boş olarak kiralandığını, müvekkili şirketin 04.08.2014 tarihinde vergi kaydı için Vergi Dairesine müracaat ettiğini, Vergi Dairesi yetkililerinin aynı tarihte haciz mahallinde yoklama yaparak müvekkilinin haciz mahallinde ayakkabı alım satım işi yaptığını tespit ettiğini, mahcuzların borçlu ile bir ilgisinin olmadığını belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, müvekkili tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra aynı haciz mahallinde üç farklı kişi tarafından üç kez istihkak iddiasında bulunulduğunu, bunlardan ...'ın açtığı istihkak davasının Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473 Esas sayılı dosyasında reddedildiğini, bütün istihkak iddiası sahiplerinin haciz mahallinde ayakkabı ticareti yapan kişiler olduğunu, mahcuzların borçlu şirkete ait olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının ibraz ettiği tüm belgelerin borcun doğumundan sonraki tarihte düzenlendiği, faturalar, elektrik ve su abonelikleri ile iş yeri ruhsatlarının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, haciz mahallinin borçlu şirketin ticari ikamet adresi olduğunun sabit olduğu, aynı yerde 06.06.2013 tarihinde yine davalı alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında haciz uygulandığı, bu haciz ile ilgili üçüncü kişi ...’ın istihkak davası açtığı, Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473-2014/671 Esas-Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, dava konusu hacizde, haciz mahallinde ...'a ait tatil günlerinde çalışma ruhsatının bulunduğu, çalışma ruhsatındaki adresin de haciz mahalli olduğunun anlaşıldığı, tüm bunların mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemlerin devamı niteliğinde olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istihkak davasının reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre, 06.06.2013 tarihinde borçlu şirket aleyhine hacze gidildiği, dava dışı üçüncü kişi ...’ın istihkak iddiasında bulunduğu, Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/473-2014/671 E.K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın Dairemizin 09.06.2016 tarihli ve 2014/20873-2016/10101 Esas-Karar sayılı kararı ile onandığı ancak davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Dairemizin 05.12.2018 tarihli ve 2016/20357 Esas, 2018/19730 Karar sayılı kararı ile dava konusu haciz adresinin borçlu şirketin şube adresi iken borcun doğum tarihinden önce 04.01.2012 tarihinde ticaret sicil kayıtlarından terkin edildiği, haciz esnasında borçlu şirkete ait evrak bulunmadığı, kolluk araştırması esnasında beyanına başvurulan mülk sahibinin işyerini boş olarak üçüncü kişiye kiraladığını beyan ettiği, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ olmadığı, yine mahcuz ayakkabılara ilişkin 'Tımer' markasının, üçüncü kişinin yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı ... Ayakkabıcılık...AŞ adına tescilli olduğu, mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olduğu, davanın kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken onanması nedeniyle onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dava konusu 01.12.2014 tarihli haciz, üçüncü kişi şirket yetkilisinin huzurunda yapılmış olup, haciz mahallinde borçlu şirkete ait herhangi bir evrak bulunmamıştır. 06/06/2013 tarihinde gerçekleştirilen hacizden sonra, borçlunun haciz adresinde faaliyet gösterdiği de dosyadaki mevcut delillerden anlaşılamadığına göre, alacaklı tarafından aksi ispat edilemeyen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine yönelik hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (19.) Hukuk Dairesinin 09.11.2016 tarihli ve 2016/66 Esas, 2016/51 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararın KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (19.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise İlk Derece Mahkemesi Konya 4. İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 03.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.