8. Hukuk Dairesi 2017/13699 E. , 2020/2732 K.
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
8. Hukuk Dairesi 2017/13699 E. , 2020/2732 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların murisi ...’ın davalıların murisi ...’dan ... ili ... ilçesi 9 parselde tapuya kayıtlı taşınmazı 01.07.1978 tarihinde bedelini ödeyerek satın aldığını, davalılar murisinin kısa bir süre sonra ölmesi üzerine tapuda devir işleminin yapılmadığını, dava konusu taşınmazda davacıların 30 yıldan fazla süredir nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet olduklarını, davalılar murisinin 27.09.1979 tarihinde vefat ettiğini, fakat intikalin gerçekleştirilmediğini, bu nedenle davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların miras hissesi oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesi satın alındığı ve dava tarihine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması sebebiyle davayı kabul etmeyen davalılar yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Hazineye karşı açılan davanın husumetten reddine, davayı kabul eden davalıların hisselerinin iptaliyle davacılar adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, harici satım sözleşmesine dayanan TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun'un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir”, denilmiştir.
Mahkemece, davayı kabul etmeyen davalılar yönünden, harici satımın tespit öncesi yapıldığını, buna dayanarak açılan davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmişse de, davacı dava dilekçesinde, tapu malikinin 1979 yılında vefat ettiğini ve taşınmazın tapuda mirasçılarına intikalinin gerçekleşmediğini, davacıların 20 yıldan fazla süredir davaya konu taşınmazda zilyetlikleri olduğunu beyan ettiğine göre, davacıların TMK’nin 713/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu gözden kaçırılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde Mahkemece yapılacak iş, TMK’nin 713/2. maddesindeki kazanmaya ilişkin koşullar bakımından, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde ve hangi tarihte intikal ettiğinin, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, HMK'nin 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, keşfe katılacak teknik bilirkişiden taşınmazlardaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların murisi ...’ın davalıların murisi ...’dan ... ili ... ilçesi 9 parselde tapuya kayıtlı taşınmazı 01.07.1978 tarihinde bedelini ödeyerek satın aldığını, davalılar murisinin kısa bir süre sonra ölmesi üzerine tapuda devir işleminin yapılmadığını, dava konusu taşınmazda davacıların 30 yıldan fazla süredir nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyet olduklarını, davalılar murisinin 27.09.1979 tarihinde vefat ettiğini, fakat intikalin gerçekleştirilmediğini, bu nedenle davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların miras hissesi oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti öncesi satın alındığı ve dava tarihine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması sebebiyle davayı kabul etmeyen davalılar yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Hazineye karşı açılan davanın husumetten reddine, davayı kabul eden davalıların hisselerinin iptaliyle davacılar adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, harici satım sözleşmesine dayanan TMK'nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan ölüm ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun'un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir”, denilmiştir.
Mahkemece, davayı kabul etmeyen davalılar yönünden, harici satımın tespit öncesi yapıldığını, buna dayanarak açılan davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmişse de, davacı dava dilekçesinde, tapu malikinin 1979 yılında vefat ettiğini ve taşınmazın tapuda mirasçılarına intikalinin gerçekleşmediğini, davacıların 20 yıldan fazla süredir davaya konu taşınmazda zilyetlikleri olduğunu beyan ettiğine göre, davacıların TMK’nin 713/2 maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu gözden kaçırılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde Mahkemece yapılacak iş, TMK’nin 713/2. maddesindeki kazanmaya ilişkin koşullar bakımından, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak taraf tanıklarının ve yerel bilirkişilerin keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde ve hangi tarihte intikal ettiğinin, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, HMK'nin 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, keşfe katılacak teknik bilirkişiden taşınmazlardaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.