8. Hukuk Dairesi 2017/13607 E. , 2020/84 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/13607 E. , 2020/84 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve Davacı ... vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Asıl dosyada davacı ... vekili, hacze konu menkullerin Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kiralandığını, sözleşmeye konu malların haczedilemeyeceğini, ödemelerinin 2016 yılı Haziran ayına kadar devam edeceğini belirterek, şikayetin kabulü ile işlemlerin iptalini istemiştir.
Birleşen Isparta İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/ 180 Esas sayılı dosyasıdavacı üçüncü kişi ...’nın, davalı alacaklı ... Sigorta AŞ’ ye yönelttiği istihkak davasına ilişkindir.
Birleşen Isparta İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/ 188 Esas sayılı dosyası, alacaklı ... Sigorta AŞ. tarafından davalı üçüncü kişi ...’ya yöneltilen istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Birleşen Isparta İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/ 184 Esas sayılı dosyası, alacaklı ... Sigorta A.Ş tarafından açılan İİK'nın 97- 99 .maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet talebidir.
Mahkemece asıl dosyada şikayetin reddine birleşen 2014/ 180 Esas sayılı dosyada davanın reddine, birleşen 2014/ 188 Esas sayılı dosyada, davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine birleşen 2014/184 Esas sayılı dosyada şikayetin kabulü ile haczin İİK'nın 96 maddesi uyarınca yapıldığının tespitine karar verilmiş, karar davacı ... ve vekalet ücreti yönünden davalı alacaklı ... Sigorta A.Ş tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı ...’ın asıl dosyaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde
Mahkemece biçimsel anlamda bir Finansal Kiralama Sözleşmesi olsa da, borçlu adına bu sözleşmenin yapıldığı, borçlunun sözleşmede kefil olarak imzasının bulunduğu, fiili kullanımının borçlunun devirden önce kendisine sonra da Nurşen adlı üçüncü kişiye ait olduğu dikkate alındığında, haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçlu ve ...'ya ait olduğu, kaldı kidava tarihi itibariyle borcun tamamının alacağın temlik edilmesi ile kapatıldığı, herhangi bir borcun bulunmadığı ve finansal kiralama sözleşmesinin hükmünü kaybettiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş ise de, Finansal Kiralama Sözleşmesine ilişkin alacağın tahsili amacıyla İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/ 2467 ve 2012/ 4865 sayılı icra dosyalarında icra takibi yapıldığı, anılan takip dosyalarına konu alacağın İstanbul 29. Noterliğinin 11.9.2013 tarih ve 17228 yevmiye nolu temlikname ile dava dışı ...’e temlik edildiği dosya kapsamında yer alan ... Finansal Kiralama AŞ.nin 16.2.2015 havale tarihli cevabı yazısından anlaşılmaktadır. Ne var ki, alacağın temlik edilmesinin Finansal Kiralama Sözleşmesini geçersiz kılmayacağının gözardı edilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan,davacı üçüncü kişi Antalya 6. Noterliğinin 30.5.2011 tarihli 7731 yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesine dayanarak şikayet talebinde bulunmuş olup, anılan Finansal Kiralama Sözleşmesinde üçüncü kişi ..., kiracı olarak yer almıştır.
Davacı ...’ın dayandığı Finansal Kiralama Sözleşmesinin tarihi dikkate alındığında 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanun’nun uygulanması gerekir. Anılan Kanun’un 19. maddesine göre, kiracının iflası veya icra takibine uğraması halinde, finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına veya iflasta tefrikine ilgili memurca karar verileceği, bu karara karşı yedi gün içinde icra mahkemesi nezdinde şikayette bulunulabileceği öngörülmüştür. Yasa’da öngörülen bu düzenleme ile haczedilmezlik ve istihkak prosedüründen ayrı olarak, finansal kiralama konusu malların, haciz veya iflas dışında (takip dışında) bırakılacağı kuralı getirilmiştir. Borçlu kiracı ve finansal kiralama yapan kiralayan, Yasa’nın bu hükmünden yararlanarak icra ve iflas müdürüne başvurabilirler. Ayrıca, ilgili memurun, 3226 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca vereceği karara karşı da, hukuki yararı bulunan alacaklı, borçlu ve finansal malları kiralayan, memur işleminin yanlışlığını ileri sürerek 7 gün içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunma hakkına sahiptir.
Bu durumda, Anılan Kanun'un 19. maddesi uyarınca kiralayan ile icra takibine maruz kalan borçlu kiracının haczedilmezlik şikayetinde bulunabilme olanağı vardır. Ne var ki, icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişinin şikayet yoluna başvurmasını olanaklı kılan bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle,üçüncü kişinin şikayet başvurusunun taraf sıfatı taşımadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddi hatalı ise de, karar sonucu itibari ile doğru olduğundan üçüncü kişinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı ...’ın birleşen dosyalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde
Davacı ...’ın birleşen dosyalarda taraf olmadığı anlaşıldığından birleşen dosyalara yönelik temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Alacaklı ...... Şirketinin vekalet ücretine yönelik temyiz incelenmesinde
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, takibe konu alacak miktarı 224.840 TL olup mahcuzların toplam değeri ise 159.700 TL olarak belirlenmiş, kıymet takdirine itiraz sonucunda 153.900 TL olarak tespit edilmiştir. Hal böyle ikenbirleşen 2014/ 180 Esas sayılı dosyada, dava değeri 65.700 TL, birleşen 2014/ 188 Esas sayılı dosyada ise 1000,00 TL olarak gösterilmiş, dava harcı bu değerler üzerinden alınmış Mahkemece de yargılamalar boyunca harç ikmali yapılmamıştır. Öte yandan, birleşen davalara konu 16.4.2014 tarihli hacizde üçüncü kişi ... istihkak iddiasında bulunmuş olup, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasına karşı çıkılmış, İcra Müdürlüğü 21.4.2014 tarihli kararı ile dava açmak üzere alacaklıya 7 günlük süre verilmesine karar vermiştir. Bu karara istinaden alacaklı vekili 22.4.2014 de birleşen 2014/ 188 Esas sayılı dosyada istihkak iddiasının reddi davası açmış olup üçüncü kişi ise 2014/ 180 Esas sayılı dosya da 18.4.2014 de doğrudan istihkak davası açmıştır. Anılan dosyalarda dosya üzerinden asıl dosya ile birleştirme kararları verilerek yargılamaya asıl dosya üzerinden devam edilerek sonuçlandırılmıştır. Bu durumda, alacaklının açtığı istihkak iddiasının reddi davasınn kabulü nedeni ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir ise de dava değeri daha az gösterildiğinden ve harç ikmali yapılmadığından karar tarihi itibari ile yürürlükte olan AAÜT 13. maddesine göre maktu değerin aşağısında vekalet ücretine de hükmedilmeyeceğinden buna ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ayrıca, birleşen 2014/ 180 Esas sayılı dosyada, dava açmak üzere alacaklıya süre verilmesi, doğrudan üçüncü kişi tarafından dava açılması, yargılamanın asıl dosya üzerinden devam etmesi nedeni ile alacaklı vekiline ikinci kez vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, aleyhe bozma yasağı gereği bu husus bozma nedeni yapılmamış olup buna ilişkin alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı ... ve davalı alacaklı ...... Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 26,70 TL'nin temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına,
14.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön