8. Hukuk Dairesi 2018/15702 E. , 2020/17 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/15702 E. , 2020/17 K.

'İçtihat Metni'
DAVA TÜRÜ : Babalığın Tespiti, İştirak Nafakası, Maddi Tazminat
MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Diyarbakır 2. Aile Mahkemesinin 12.06.2018 tarihli ve 2014/881 Esas, 2018/510 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden kararla karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ...'ın küçük ...'in babası olduğunun tespiti ile 1.500,00 TL doğum giderine ve küçük için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davalının küçük ...'ın babası olduğunun hükmen tespitine, kararın kesinleşmesinden itibaren küçük lehine aylık 300,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve doğum giderine yönelik talebin ise reddine karar verilmiş, karara karşı iştirak nafakası talebi yönünden davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince yapılan yargılama sonunda istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 2. maddesinin kaldırılmasına ve 'Davacının müşterek çocuk için talep ettiği nafakanın konusu kalmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK’nin 353/(1)-b maddesinde yer alan “b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Bölge Adliye Mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken diğer yandan vakıa incelemesi de yapan mahkemelerdir. İlk Derece Mahkemelerince yapılan vakıa incelemesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yerinde bulunmadığı takdirde İlk Derece Mahkemesi kararı bütünüyle ortadan kaldırılmalı ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden bir hüküm kurulmalıdır. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir.
Bu nedenle somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen istinaf edildiği ve talebin Bölge Adliye Mahkemesince kabul edildiği durumda dahi, öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, İlk Derece Mahkemesi kararının yalnızca iştirak nafakasına yönelik kısmının kaldırılmasına karar verilmesi ve ilgili bölüm yönünden hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön