12. Hukuk Dairesi 2019/12255 E. , 2019/15628 K
Gönderilme zamanı: 18 Kas 2021, 20:30
12. Hukuk Dairesi 2019/12255 E. , 2019/15628 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de
Alacaklı tarafından muris hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun bir kısım mirasçılarının icra mahkemesine başvurularında, senedin düzenlenme biçimi ile birlikte terekenin borca batık olduğuna yönelik borca itirazda bulundukları, mahkemece başvurunun imzaya itiraz olarak değerlendirilmesi ile yapılan yargılama sonucunda itirazın kabulüne karar verildiği, anılan kararın Dairemizce, 'başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu, bu yönde inceleme yapılarak karar verilmesi' gerektiğinden bahisle bozulduğu, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın 'verilen süre içerisinde borçluların, murisin terekesinin borca batık olduğu yönünde dava açtıklarını bildirmedikleri' gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 170/b maddesi “61 inci maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ilâ 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır” hükmünü içermektedir.
İİK'nun 68/4. maddesinde de 'Borçlu murisine ait bir alacak için takip edilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu ileri sürerse bu hususta ilam getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir' hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, borçlular sair itirazlarının yanısıra terekenin borca batık olduğunu ve bu durumda miras bırakanın mirasını hükmen reddetmiş sayıldıklarını iddia etmiş olup, her ne kadar mahkemece 02/05/2019 tarihli celsede, borçlulara tefhimle 'İİK md 68/4 uyarınca davacıların genel mahkemelerde açacakları dava ile terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin ilam getirmek için bir ay süre verilmesine' karar verilmiş ise de, verilen sürenin kesin süre olduğu ve bu süre içerisinde dava açıldığına dair belgenin mahkemeye sunulmaması durumunda mevcut delil durumuna göre karar verileceği yönünde ihtarda bulunulmadığı, kaldı ki borçluya verilecek kesin mehlin görevli mahkemede dava açmak, buna ilişkin belge sunmak şeklinde olabileceği, ilam getirmek üzere verilen sürenin yasal olmadığı dolayısıyla uyulan bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği, kaldı ki temyiz dilekçesinde bir aylık süre içerisinde davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece mirasın hükmen reddine dair davanın açılıp açılmadığı belirlenerek açıldığının tespiti halinde bekletici mesele yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de
Alacaklı tarafından muris hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun bir kısım mirasçılarının icra mahkemesine başvurularında, senedin düzenlenme biçimi ile birlikte terekenin borca batık olduğuna yönelik borca itirazda bulundukları, mahkemece başvurunun imzaya itiraz olarak değerlendirilmesi ile yapılan yargılama sonucunda itirazın kabulüne karar verildiği, anılan kararın Dairemizce, 'başvurunun borca itiraz niteliğinde olduğu, bu yönde inceleme yapılarak karar verilmesi' gerektiğinden bahisle bozulduğu, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın 'verilen süre içerisinde borçluların, murisin terekesinin borca batık olduğu yönünde dava açtıklarını bildirmedikleri' gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 170/b maddesi “61 inci maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ilâ 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır” hükmünü içermektedir.
İİK'nun 68/4. maddesinde de 'Borçlu murisine ait bir alacak için takip edilmekte olup da, terekenin borca batık olduğunu ileri sürerse bu hususta ilam getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir' hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, borçlular sair itirazlarının yanısıra terekenin borca batık olduğunu ve bu durumda miras bırakanın mirasını hükmen reddetmiş sayıldıklarını iddia etmiş olup, her ne kadar mahkemece 02/05/2019 tarihli celsede, borçlulara tefhimle 'İİK md 68/4 uyarınca davacıların genel mahkemelerde açacakları dava ile terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin ilam getirmek için bir ay süre verilmesine' karar verilmiş ise de, verilen sürenin kesin süre olduğu ve bu süre içerisinde dava açıldığına dair belgenin mahkemeye sunulmaması durumunda mevcut delil durumuna göre karar verileceği yönünde ihtarda bulunulmadığı, kaldı ki borçluya verilecek kesin mehlin görevli mahkemede dava açmak, buna ilişkin belge sunmak şeklinde olabileceği, ilam getirmek üzere verilen sürenin yasal olmadığı dolayısıyla uyulan bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği, kaldı ki temyiz dilekçesinde bir aylık süre içerisinde davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece mirasın hükmen reddine dair davanın açılıp açılmadığı belirlenerek açıldığının tespiti halinde bekletici mesele yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.