12. Hukuk Dairesi 2018/15177 E. , 2019/2289 K.
'İçtihat Metni'
.........
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu'na eklenen geçici 7.maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda sair şikayetleri ile birlikte ipotek alacaklısının takip alacaklısına yaptığı devir/temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, zira alacağını temlik eden şirketin açmış olduğu iflasın ertelenmesi davası olan...... sayılı dosyasından 18.04.2016 tarihli tedbir kararı alındığını ve temlikten önce bu gibi işlemlerin kayyum onayına bağlandığını ileri sürerek, takibin iptalini talep ettiği, mahkemece “1-Şikayetin kısmen kabulü ile........sayılı takip dosyasında icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinin iptaline, takibin iki taşınmaz için müşterek ipoteğe dayalı olduğu anlaşıldığından takibin de 10.000,000,00 TL yönünden iptaline, icra müdürlüğünce yeniden düzenlenecek olan ödeme emrinin takibin kısmen iptali nedeniyle geriye kalan bedel olan 10.000.000,00 TL üzerinden düzenlenmesine, 2-Fazlaya dair istemin reddine,” karar verildiği, işbu karara karşı hem alacaklı vekili tarafından hem de borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, ..... 12. Hukuk Dairesince, icra emrinin iptali üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip türüne başvurulabileceğinden, takip miktarına itiraz üzerine takibin kendiliğinden duracağı, bu nedenle ilamsız takipte, takip yapılabilecek miktarın hükümde gösterilmesi yerinde olmayıp, bu miktara, ancak borçlu tarafından itiraz edilebileceği, takip konusu miktarın, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali başvurusu üzerine belirlenebileceği, bu sebeple ödeme emrinin belli bir miktarla sınırlandırılmasının isabetsiz olduğu gerekçesine dayanılarak , “1-Dosya kapsamı, delil durumuna göre.......sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Reddine, HMK 353/1-b-2 gereğince, Dosya kapsamı delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre ....
./..
-2-
sayılı ve 16/11/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3- Şikayetin kısmen kabulü ile ......sayılı takip dosyasında icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinin iptaline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 4-İcra takibinin geçici olarak durdurulmasına ilişkin ilk derece mahkemesinin tedbir kararının KALDIRILMASINA, ” karar verildiği, işbu karara karşı da hem şikayetçi vekili tarafından hem de alacaklı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduğu görülmektedir.
Şikayetçinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de
Borç ilişkisinin tarafları alacaklı ve borçlu olmak üzere iki kişiden ibaret olup bazı hallerde mevcut alacağın alacaklı tarafının değiştirilmesi mümkündür. Alacağın temliki ile ilgili hükümler, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 183. ve 184. maddelerinde yer almış olmakla birlikte bu konuda bir tanıma yer verilmemiştir. Mevcut borç ilişkisinde alacaklı tarafın değişerek 3. bir kişi olması hususu alacağın temliki ile mümkün olmaktadır. Bu bağlamda alacağın temliki, alacaklı ve 3. kişinin ortak iradeleri ile ivazlı ya da ivazsız şekilde,yazılı şekil şartına bağlı,tek taraflı kazandırıcı nitelikte, borç ilişkisine taraf olan borçlunun iradesine ve rızasına ihtiyaç duyulmadan yapılması mümkün bir devir işlemidir.
Alacağın temliki işleminin geçerli sayılması bakımından kanun koyucu bir takım şartlar aramıştır. Buna göre temlik işlemi yukarıda da belirtildiği gibi, adi yazılı şekilde, temlik edenin imzası alınmak koşuluyla ve yasa, ilgili sözleşmeler yahut işin niteliği gereğince taraflar arasında yasaklı olmayan hallerde yapıldığında geçerlilik kazanacaktır.
Somut olayda takip dosyasına bakıldığında, takibe dayanak ipotek akit tablosunda (yani resmi senette) “.........Limited Şirketinin ....... Limited Şirketine olan 10.000.0000,00-TL...doğmuş ve doğacak her türlü borcuna karşılık ...........Limited Şirketine 1. derecede olmak üzere ..... süre ile 10.000.0000,00-TL. ...bedelle ipotek tesis ettiklerini....” yine “...........Limited . ........ Limited Şirketine olan 10.000.0000,00-TL...doğmuş ve doğacak her türlü borcuna karşılık ve bu meblağa ilaveten .....vekalet ücreti ve diğer tüm masrafları teminen ....285 Ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda ...... .........Limited Şirketine ...kesin borç ipoteği olarak ipotek etmeyi kabul ve taahhüt ediyorum....” şeklinde kayıtlar ile müşterek ipotek kaydının yer aldığı,.....yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde İpotek Alacağın Devri Sözleşmesi ile......, bahsi geçen ipotek belgesinde yer alan ... İli ... ilçesi .....parsel üzerine konulan ipotek alacağının tamamını .....Şirketine devir ettiği, işbu devir nedeniyle ..... tarafından takip alacaklısı sıfatıyla ...... 10/05/2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür.
Öte yandan, alacağını devreden..... tarafından .....sayılı dosyasıyla açılan İflas (İflasın ertelenmesi) davasının 19/04/2016 tarihli tensip tutanağının 8-c) bendinde “davacı şirketin rutin emtia alışverişi dışında çek keşide etmesinin, senet düzenlemesinin, mal varlığını eksiltecek şekilde devir, ciro, takas, mahsup ve temlik işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, denetiminin ve onayının kayyım tarafından yapılmasına” şeklinde ara karar verilmiş olup, anılan mahkeme kararının icra mahkemesince yorumlanmasının mümkün olmadığı açıktır.
Bu durumda, 19/04/2016 tarihinde temlik işlemlerinin durdurulmasına yönelik ara kararı alınmasına rağmen, bu ara kararından iki gün sonra..... tarafından ipotek alacağının 21/04/2016 tarihinde ......evir edildiği anlaşılmıştır.
./..
-3-
Yukarıda yer verilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri ışığında, makemece iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle yapılan temlik işlemi geçersiz olduğundan, ......alacaklı sıfatına sahip olamayacağı tartışmasızdır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile alacaklı sıfatıyla takip yapan.....aktif husumet yokluğu nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile,..... Dairesi’nin 19/07/2018 tarih ve 2018/781 E. - 2018/1712 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.....
12. Hukuk Dairesi 2018/15177 E. , 2019/2289 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 49 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat