Mehil Vesikasından Önce Konulan Hacizler İcra Müdürlüğünce Kaldırılabilir mi, İşte Görüşümüz
Gönderilme zamanı: 12 Şub 2023, 16:02
İcra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer'ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK'nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağı şuan için yerleşik yargı içtihatlarıyla sabittir. Bu durum tartışma konumuz değildir. Konumuz bu durumda HACİZLERİN KALDIRILMASINA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ tarafından mı yoksa İCRA HUKUK MAHKEMESİ tarafından mı karar verileceğidir.
Bu konudaki görüşümüz hacizlerin kaldırılmasına İCRA HUKUK MAHKEMESİNCE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ yönündedir. Şimdi bunu gerekçeleriyle açıklayalım.
Yargıtay 12.HD, T:08.10.2018, E:2018/4232, K:2018/9365 sayılı ilamı yanı sıra bir çok içtihatı "Yargıtay'dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer'ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK'nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır.
Somut olayda, borçlu tarafından, takip dosyası kapsamında, mehil vesikası verilmesinden önce yatırılan 52.136,63 TL nakdin, yatırıldığı 25/06/2015 tarihi itibariyle dosya borcunu karşıladığı anlaşıldığından daha önce konulmuş bulunan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulü gerekir.
O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir" şeklindedir.
1-)Yargıtay 12.HD. 2018/2636 E. 2018/5455 K. "O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
2-)Yargıtay 12.HD. 2018/2279 E. 2018/4881 K. "O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
3-)Yargıtay 12.HD. 2018/5927 E. 2019/3721 K. "O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir."
4-)Yargıtay 12.HD. 2018/3916 E. 2018/9121 K. "O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
Şeklindedir.
Bilindiği üzere daha önceki Yargıtay içtihatları, teminatın borç ödeme yerine geçmeyeceği, bu nedenle hacizlerin kaldırılmayacağı yönündeydi ancak Yargıtay içtihat değişikliğine gitti ve teminat depo edilerek mehil vesikası düzenlendiğinde daha önce konulan hacizlerin aşkın hale geleceği ve kaldırılması gerektiği yönündeki içtihatları süreklilik kazandı.
İzmir BAM 12. HD.nin T: 06/04/2022, E:2021/2074, K: 2022/997 sayılı ilamına göre "İcra takip dosya borçlusu tarafından dosya borcunun tüm ferileri ile birlikte karşılayacak kadar dosya hesabında tespit edilen nakdi teminatın yatırıldığının belirlenmiş olmasına, dosya borcu depo edilmiş olduğundan daha önce konulmuş olan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulünün gerekmesine, icra müdürlüğünün kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına..." şeklindedir.
Bu karara göre mehil vesikası düzenlendikten sonra hacizler icra müdürü tarafından kaldırılmış yapılan şikayetinde reddine karar verilmiştir.
DİĞER TARAFTAN;
1-)İzmir BAM 23. HD.nin T:17/10/2022, E:2022/2710, K:2022/327 "ihtiyati hacizde taşkın haczin kaldırılması talebini inceleme görevi icra mahkemesine aittir"
2-)Gaziantep 12. HD. T:21/01/2022, E:2022/90, K:2022/120 "İstinafa konu karar aşkın hacizden kaynaklı şikayet olup ... uyuşmazlıkların .... icra mahkemesinin görevli olduğu..."
3-)Ankara BAM 18.HD. T:30/12/2021, E:2020/592, K:2021/2594, Yargıtay 12. HD.T:13/10/2022, E:2022/2525, K:2022/10309 "İcra müdürlüğü kendiliğinden veya borçlunun talebiyle hacizlerin taşkın olduğu gerekçesiyle bir kısım hacizlerin kaldırılmasına karar veremez ve bu yetki icra mahkemesine borçlunun ayrı bir taşkın haciz şikayeti sunularak icra mahkemesince kullanılması gerekir"
4-)Yargıtay 12. HD.T:01/06/2016, E:2016/989, K:2016/15550 "İİK'nun 85/son maddesi uyarınca aşkın haciz nedeniyle hacizlerin kaldırılması yetkisi icra mahkemesine ait olup; icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması yönünde bir yetkisi yok ise de; icra müdürlüğü kararının icra mahkemesinin denetiminden geçmiş olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA..."
İcra ve İflas Kanunu'nun 40/1. Maddesi "Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur"
İcra ve İflas Kanunu'nun 36/5. Maddesi "Bölge adliye mahkemesince başvurunun haklı görülmesi hâlinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verilir. Yargıtayca hükmün bozulması hâlinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemece kesin olarak karar verilir"
Bu maddeye göre teminatın iadesine karar verecek makam icra müdürlüğü değildir. Teminat mektubunun iadesi sonrası yargılamaya devam edilerek yeni alacaklar doğabileceği gibi alacaklarda kısmi değişiklik yapılarak takibin devamı imkanı da bulunmaktadır. Ancak takibin devamı halinde iadesi nedeniyle teminatın nakde çevrilmesi ya da alacaklıya ödenmesi mümkün olamayacaktır. Bu durumda alacaklı hacizli malların satışı yoluna gitmek isteyecek ancak mehil vesikası düzenledikten sonra hacizlerin kaldırılması nedeniyle alacaklının bu yolu kullanma imkanı da ortadan kalkmış olacaktır. Aslında burada İİK.nın 85/son maddesi gereğince hacizlerin aşkın hale gelmesi teminat mektubunun iadesine kadarki süre için geçerlidir. Yani Mahkemece İİK.nın 36/5. Maddesi gereğince teminat mektubunun iadesine karar verildiği an aşkın haciz durumu ortadan kalkar. Bu nedenle takibin sonuna kadar aşkın haciz durumu varlığını koruyamayacağından aşkın haciz nedeniyle hacizlerin kaldırılması bir risktir. Ancak uygulamada hacizlerin kaldırılması yönündeki yerleşik yargı kararları dikkate alındığında bu riske kimin katlanması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Hacizlerin kaldırılması yönünde yukarıda bir kısmı verilen Yargıtay kararlarına baktığımızda kararların bir bölümü "mahkemece ... anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken" şeklinde, bir kısmının ise "mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken" şeklinde yani müdürlük kararının mahkeme denetiminden geçerek mahkemece hacizlerin kaldırılması talebinin uygun bulunduğu yönünde olduğu görülecektir. Diğer taraftan yukarıdaki yargı kararları hacizlerin icra müdürlüğünce kaldırılması yönünde olmayıp kararların tamamı hacizlerin mahkemece kaldırılması ya da şikayetin kabul edilmesi neticesi kalkması yönündedir. Sırf bu kararlardan bile hacizlerin, ya mahkemece kaldırılacağı ya da icra işleminin şikayeti sonrası mahkemece verilecek şikayetin kabulü kararı sonrası kaldırılacağı çok net bir biçimde görülmektedir.
İzmir BAM 12. HD.nin T:06/04/2022, E:2021/2074, K:2022/997 sayılı kararı "dosya borcu depo edilmiş olduğundan daha önce konulmuş olan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulünün gerekmesine, icra müdürlüğünün kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına" şeklinde ise de yukarıda yer verilen Yargıtay 12. HD.T:01/06/2016, E:2016/989, K:2016/15550 sayılı kararı dikkate alındığında bahsi geçen haciz kaldırma işleminin mahkeme tarafından uygunluk denetimden geçtiği diğer bir ifadeyle yine haciz kaldırmanın mahkemece uygun bulunduğu görülecektir. Zira diğer yargı ilamları incelendiğinde "taşkın haczin kaldırılması talebini inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğuna" dair hükümler kapsamında mahkemece inceleme yapılmış ve hacizlerin kaldırılması uygun görülmüştür. O yüzden İzmir BAM 12. HD.nin T:06/04/2022, E:2021/2074, K:2022/997 sayılı kararı ile bu benzer kararlar sizi yanıltmasın. Yargıtayın ve BAM kararlarının yerleşik içtihatları taşkın (aşkın) haczin kaldırılması talebini inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu yönündedir.
Bir başka içtihat şöyledir; "Teminat mektubu verilmesinin sebebi, davacının menfi tespit iddiasında haksız çıkması halinde, alacaklı olan tarafın bu yüzden uğrayacağı zararların karşılanmasını sağlamaktır. Teminat mektubunun takip borçlusuna icra müdür yardımcısı tarafından iade edildiği nizasızdır. Borçlunun, borcu olduğuna dair karar, menfi tespit davasıyla kesinleşmiştir. İcra dosyasında alacaklı olan davacı, alacağını teminat mektubunu nakde çevirerek karşılayabilecekken, davalı idarenin istihdam ettiği icra müdür yardımcısının eylemi nedeniyle alacağını teminat mektubundan karşılamak imkanından mahrum kalmış, icra müdür yardımcısının hukuka aykırı iade işlemi nedeniyle zarar görmüştür. Bu nedenle davanın sabit olduğu kanaatine varılmış, teminat mektubu tutarının davalı Adalet Bakanlığından tahsiline karar vermek gerekmiştir. (Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi Esas:2010/375 Karar: 2011/444, Yargıtay 4. HD. E: 2013/2871, K:2013/6541 sayılı onama kararı). Bu karar mehil vesikası verilen dosya açısından göz önüne alındığında dosyamızdaki borcun teminatını teminat mektubunun yanı sıra konulan hacizlerde sağlar.
Ayrıca bozmadan sonra kurulan yeni hükümle takibin devam edeceğine dair içtihatta şu hususlara yer verilmiştir "Usul ekonomisi ilkesi gereğince, takibe dayanak ilamın bozulması üzerine bozmaya uyularak verilen yeni ilamın icrası, alacaklının duran takibe devam etmesi ve borçluya fark alacakları için icra emri gönderilmesi ile mümkündür. (HGK. E: 2017/8-1870, K: 2020/365). Takibin devamı kapsamında alacaklının dosyada mevcut olması halinde teminat mektubunu nakde çevrilmesini istemesi gerekir ancak ilamın bozulması nedeniyle mahkemece teminat mektubunun İİK.nın 36/5.maddesi gereğince iade edilmiş olması halinde alacaklı bir nevi dosya borcunun teminatını oluşturan mahcuzların satışını isteyecektir. Ancak mehil vesikası amacıyla ibraz/depo edilen teminat nedeniyle mehil vesikası düzenlenmesi sonrası hacizler kaldırıldığında alacaklının bu hakkı elinden alınmış olacaktır.
Yargıtay HGK T:05/02/2014, E:2013/15-232, K:2014/63 "Devlet'in tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin Kanun hükmüne aykırı, bir karar veya hüküm verilmiş olması zorunludur. Teminatın iadesi hakimin takdirinde olan bir konudur. Teminat mektubunun iadesi kanun hükmüne aykırı nitelikte bir karar sayılamaz ..... Davanın reddine ilişkin karar hukuka uygundur." Bu karara baktığımızda teminat mektubunu iade eden hakimin kanunda yazılı yetkisini kullandığına yer verilmiştir. Böyle bir durumla bir icra müdürünün karşı karşıya kaldığını düşünelim yani icra müdürünün hacizleri kaldırdığını, hakiminde teminatı iade ettiğini, takibe devam edildiğini, borçlunun haczi kaldırılan malları iyi niyetli üçüncü kişilere satması ya da yeni konulacak haciz nedeniyle sırasının değişmesi nedeniyle alacağına kavuşamayan alacaklının açtığı tazminat davasında ya da görevi ihmal ya da kötüye kullanma davalarında icra müdürü taşkın (aşkın) haczi kaldırma işlemini hangi kanuna dayandıracaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir noktada taşkın haczi kaldırma yetkisi olduğunu düşünen icra müdürü haczi kaldırırken dosyada borcu karşılayacak geçerli bir teminat varlığını ararken hakim teminatı iade sırasında dosyada geçerli bir haczin varlığını aramamaktadır. Yani İİK'nın 36/5. Maddesi gereğince mahkemece teminat iade edildiği an haczi kaldıran icra müdürünün sorumluluğu başlamaktadır.
Yukarıdaki içtihatlarda yer verilen İİK.nun 85/son "Haczi koyan memur borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir." ibaresi icra müdürlüğünce haciz konulma aşamasında veya hacizli malların muhafazası/idaresi aşamasında dikkate alınabilir. Bu ibare icra müdürüne konulan hacizleri kaldırma yetkisi vermez. Şuan ki İcra ve İflas Kanunu hükümleri doğrudan borç ödemesi dışında teminat depo edilmesi (sadece mehil vesikası amacıyla da sınırlamamak lazım) ya da borç miktarını aşan şekilde haciz yapılması durumunda icra müdürüne haciz kaldırma yetkisi vermemektedir. "Borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı..(Yargıtay HGK T: 02.04.2019, E:2018/12-750, K:2019/383)" hususunu da gözden kaçırmamak gerekir.
SONUÇ olarak, gerek İcra ve İflas Kanununda gerekse yerleşik içtihatlarla icra müdürlüğüne böyle bir görev veya yetki verilmemiş olup bu yetkinin kullanımı açıkça İcra Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan mehil vesikası düzenlenmesi nedeniyle daha önce konulan hacizlerin icra müdürlüğünce kaldırılamayacağını düşünmekteyiz.
Özgür KOCA
İcra Müdür Yardımcısı
Bu konudaki görüşümüz hacizlerin kaldırılmasına İCRA HUKUK MAHKEMESİNCE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ yönündedir. Şimdi bunu gerekçeleriyle açıklayalım.
Yargıtay 12.HD, T:08.10.2018, E:2018/4232, K:2018/9365 sayılı ilamı yanı sıra bir çok içtihatı "Yargıtay'dan tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer'ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK'nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır.
Somut olayda, borçlu tarafından, takip dosyası kapsamında, mehil vesikası verilmesinden önce yatırılan 52.136,63 TL nakdin, yatırıldığı 25/06/2015 tarihi itibariyle dosya borcunu karşıladığı anlaşıldığından daha önce konulmuş bulunan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulü gerekir.
O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir" şeklindedir.
1-)Yargıtay 12.HD. 2018/2636 E. 2018/5455 K. "O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
2-)Yargıtay 12.HD. 2018/2279 E. 2018/4881 K. "O halde, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
3-)Yargıtay 12.HD. 2018/5927 E. 2019/3721 K. "O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir."
4-)Yargıtay 12.HD. 2018/3916 E. 2018/9121 K. "O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
Şeklindedir.
Bilindiği üzere daha önceki Yargıtay içtihatları, teminatın borç ödeme yerine geçmeyeceği, bu nedenle hacizlerin kaldırılmayacağı yönündeydi ancak Yargıtay içtihat değişikliğine gitti ve teminat depo edilerek mehil vesikası düzenlendiğinde daha önce konulan hacizlerin aşkın hale geleceği ve kaldırılması gerektiği yönündeki içtihatları süreklilik kazandı.
İzmir BAM 12. HD.nin T: 06/04/2022, E:2021/2074, K: 2022/997 sayılı ilamına göre "İcra takip dosya borçlusu tarafından dosya borcunun tüm ferileri ile birlikte karşılayacak kadar dosya hesabında tespit edilen nakdi teminatın yatırıldığının belirlenmiş olmasına, dosya borcu depo edilmiş olduğundan daha önce konulmuş olan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulünün gerekmesine, icra müdürlüğünün kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına..." şeklindedir.
Bu karara göre mehil vesikası düzenlendikten sonra hacizler icra müdürü tarafından kaldırılmış yapılan şikayetinde reddine karar verilmiştir.
DİĞER TARAFTAN;
1-)İzmir BAM 23. HD.nin T:17/10/2022, E:2022/2710, K:2022/327 "ihtiyati hacizde taşkın haczin kaldırılması talebini inceleme görevi icra mahkemesine aittir"
2-)Gaziantep 12. HD. T:21/01/2022, E:2022/90, K:2022/120 "İstinafa konu karar aşkın hacizden kaynaklı şikayet olup ... uyuşmazlıkların .... icra mahkemesinin görevli olduğu..."
3-)Ankara BAM 18.HD. T:30/12/2021, E:2020/592, K:2021/2594, Yargıtay 12. HD.T:13/10/2022, E:2022/2525, K:2022/10309 "İcra müdürlüğü kendiliğinden veya borçlunun talebiyle hacizlerin taşkın olduğu gerekçesiyle bir kısım hacizlerin kaldırılmasına karar veremez ve bu yetki icra mahkemesine borçlunun ayrı bir taşkın haciz şikayeti sunularak icra mahkemesince kullanılması gerekir"
4-)Yargıtay 12. HD.T:01/06/2016, E:2016/989, K:2016/15550 "İİK'nun 85/son maddesi uyarınca aşkın haciz nedeniyle hacizlerin kaldırılması yetkisi icra mahkemesine ait olup; icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılması yönünde bir yetkisi yok ise de; icra müdürlüğü kararının icra mahkemesinin denetiminden geçmiş olduğunun anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA..."
İcra ve İflas Kanunu'nun 40/1. Maddesi "Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur"
İcra ve İflas Kanunu'nun 36/5. Maddesi "Bölge adliye mahkemesince başvurunun haklı görülmesi hâlinde teminatın geri verilip verilmeyeceğine karar verilir. Yargıtayca hükmün bozulması hâlinde borçlunun başvurusu üzerine, bozmanın mahiyetine göre teminatın geri verilip verilmeyeceğine bozma sonrası esası inceleyecek mahkemece kesin olarak karar verilir"
Bu maddeye göre teminatın iadesine karar verecek makam icra müdürlüğü değildir. Teminat mektubunun iadesi sonrası yargılamaya devam edilerek yeni alacaklar doğabileceği gibi alacaklarda kısmi değişiklik yapılarak takibin devamı imkanı da bulunmaktadır. Ancak takibin devamı halinde iadesi nedeniyle teminatın nakde çevrilmesi ya da alacaklıya ödenmesi mümkün olamayacaktır. Bu durumda alacaklı hacizli malların satışı yoluna gitmek isteyecek ancak mehil vesikası düzenledikten sonra hacizlerin kaldırılması nedeniyle alacaklının bu yolu kullanma imkanı da ortadan kalkmış olacaktır. Aslında burada İİK.nın 85/son maddesi gereğince hacizlerin aşkın hale gelmesi teminat mektubunun iadesine kadarki süre için geçerlidir. Yani Mahkemece İİK.nın 36/5. Maddesi gereğince teminat mektubunun iadesine karar verildiği an aşkın haciz durumu ortadan kalkar. Bu nedenle takibin sonuna kadar aşkın haciz durumu varlığını koruyamayacağından aşkın haciz nedeniyle hacizlerin kaldırılması bir risktir. Ancak uygulamada hacizlerin kaldırılması yönündeki yerleşik yargı kararları dikkate alındığında bu riske kimin katlanması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir.
Hacizlerin kaldırılması yönünde yukarıda bir kısmı verilen Yargıtay kararlarına baktığımızda kararların bir bölümü "mahkemece ... anılan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken" şeklinde, bir kısmının ise "mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken" şeklinde yani müdürlük kararının mahkeme denetiminden geçerek mahkemece hacizlerin kaldırılması talebinin uygun bulunduğu yönünde olduğu görülecektir. Diğer taraftan yukarıdaki yargı kararları hacizlerin icra müdürlüğünce kaldırılması yönünde olmayıp kararların tamamı hacizlerin mahkemece kaldırılması ya da şikayetin kabul edilmesi neticesi kalkması yönündedir. Sırf bu kararlardan bile hacizlerin, ya mahkemece kaldırılacağı ya da icra işleminin şikayeti sonrası mahkemece verilecek şikayetin kabulü kararı sonrası kaldırılacağı çok net bir biçimde görülmektedir.
İzmir BAM 12. HD.nin T:06/04/2022, E:2021/2074, K:2022/997 sayılı kararı "dosya borcu depo edilmiş olduğundan daha önce konulmuş olan hacizlerin aşkın hale geleceğinin kabulünün gerekmesine, icra müdürlüğünün kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığının anlaşılmasına" şeklinde ise de yukarıda yer verilen Yargıtay 12. HD.T:01/06/2016, E:2016/989, K:2016/15550 sayılı kararı dikkate alındığında bahsi geçen haciz kaldırma işleminin mahkeme tarafından uygunluk denetimden geçtiği diğer bir ifadeyle yine haciz kaldırmanın mahkemece uygun bulunduğu görülecektir. Zira diğer yargı ilamları incelendiğinde "taşkın haczin kaldırılması talebini inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğuna" dair hükümler kapsamında mahkemece inceleme yapılmış ve hacizlerin kaldırılması uygun görülmüştür. O yüzden İzmir BAM 12. HD.nin T:06/04/2022, E:2021/2074, K:2022/997 sayılı kararı ile bu benzer kararlar sizi yanıltmasın. Yargıtayın ve BAM kararlarının yerleşik içtihatları taşkın (aşkın) haczin kaldırılması talebini inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu yönündedir.
Bir başka içtihat şöyledir; "Teminat mektubu verilmesinin sebebi, davacının menfi tespit iddiasında haksız çıkması halinde, alacaklı olan tarafın bu yüzden uğrayacağı zararların karşılanmasını sağlamaktır. Teminat mektubunun takip borçlusuna icra müdür yardımcısı tarafından iade edildiği nizasızdır. Borçlunun, borcu olduğuna dair karar, menfi tespit davasıyla kesinleşmiştir. İcra dosyasında alacaklı olan davacı, alacağını teminat mektubunu nakde çevirerek karşılayabilecekken, davalı idarenin istihdam ettiği icra müdür yardımcısının eylemi nedeniyle alacağını teminat mektubundan karşılamak imkanından mahrum kalmış, icra müdür yardımcısının hukuka aykırı iade işlemi nedeniyle zarar görmüştür. Bu nedenle davanın sabit olduğu kanaatine varılmış, teminat mektubu tutarının davalı Adalet Bakanlığından tahsiline karar vermek gerekmiştir. (Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi Esas:2010/375 Karar: 2011/444, Yargıtay 4. HD. E: 2013/2871, K:2013/6541 sayılı onama kararı). Bu karar mehil vesikası verilen dosya açısından göz önüne alındığında dosyamızdaki borcun teminatını teminat mektubunun yanı sıra konulan hacizlerde sağlar.
Ayrıca bozmadan sonra kurulan yeni hükümle takibin devam edeceğine dair içtihatta şu hususlara yer verilmiştir "Usul ekonomisi ilkesi gereğince, takibe dayanak ilamın bozulması üzerine bozmaya uyularak verilen yeni ilamın icrası, alacaklının duran takibe devam etmesi ve borçluya fark alacakları için icra emri gönderilmesi ile mümkündür. (HGK. E: 2017/8-1870, K: 2020/365). Takibin devamı kapsamında alacaklının dosyada mevcut olması halinde teminat mektubunu nakde çevrilmesini istemesi gerekir ancak ilamın bozulması nedeniyle mahkemece teminat mektubunun İİK.nın 36/5.maddesi gereğince iade edilmiş olması halinde alacaklı bir nevi dosya borcunun teminatını oluşturan mahcuzların satışını isteyecektir. Ancak mehil vesikası amacıyla ibraz/depo edilen teminat nedeniyle mehil vesikası düzenlenmesi sonrası hacizler kaldırıldığında alacaklının bu hakkı elinden alınmış olacaktır.
Yargıtay HGK T:05/02/2014, E:2013/15-232, K:2014/63 "Devlet'in tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin Kanun hükmüne aykırı, bir karar veya hüküm verilmiş olması zorunludur. Teminatın iadesi hakimin takdirinde olan bir konudur. Teminat mektubunun iadesi kanun hükmüne aykırı nitelikte bir karar sayılamaz ..... Davanın reddine ilişkin karar hukuka uygundur." Bu karara baktığımızda teminat mektubunu iade eden hakimin kanunda yazılı yetkisini kullandığına yer verilmiştir. Böyle bir durumla bir icra müdürünün karşı karşıya kaldığını düşünelim yani icra müdürünün hacizleri kaldırdığını, hakiminde teminatı iade ettiğini, takibe devam edildiğini, borçlunun haczi kaldırılan malları iyi niyetli üçüncü kişilere satması ya da yeni konulacak haciz nedeniyle sırasının değişmesi nedeniyle alacağına kavuşamayan alacaklının açtığı tazminat davasında ya da görevi ihmal ya da kötüye kullanma davalarında icra müdürü taşkın (aşkın) haczi kaldırma işlemini hangi kanuna dayandıracaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir noktada taşkın haczi kaldırma yetkisi olduğunu düşünen icra müdürü haczi kaldırırken dosyada borcu karşılayacak geçerli bir teminat varlığını ararken hakim teminatı iade sırasında dosyada geçerli bir haczin varlığını aramamaktadır. Yani İİK'nın 36/5. Maddesi gereğince mahkemece teminat iade edildiği an haczi kaldıran icra müdürünün sorumluluğu başlamaktadır.
Yukarıdaki içtihatlarda yer verilen İİK.nun 85/son "Haczi koyan memur borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir." ibaresi icra müdürlüğünce haciz konulma aşamasında veya hacizli malların muhafazası/idaresi aşamasında dikkate alınabilir. Bu ibare icra müdürüne konulan hacizleri kaldırma yetkisi vermez. Şuan ki İcra ve İflas Kanunu hükümleri doğrudan borç ödemesi dışında teminat depo edilmesi (sadece mehil vesikası amacıyla da sınırlamamak lazım) ya da borç miktarını aşan şekilde haciz yapılması durumunda icra müdürüne haciz kaldırma yetkisi vermemektedir. "Borcun, tehiri icra kararı için sunulan teminat mektubu ile değil, bu teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile ödenmiş sayılacağı..(Yargıtay HGK T: 02.04.2019, E:2018/12-750, K:2019/383)" hususunu da gözden kaçırmamak gerekir.
SONUÇ olarak, gerek İcra ve İflas Kanununda gerekse yerleşik içtihatlarla icra müdürlüğüne böyle bir görev veya yetki verilmemiş olup bu yetkinin kullanımı açıkça İcra Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan mehil vesikası düzenlenmesi nedeniyle daha önce konulan hacizlerin icra müdürlüğünce kaldırılamayacağını düşünmekteyiz.
Özgür KOCA
İcra Müdür Yardımcısı